Risale-i Nur'a iftira atan Faruk Beşer'e çağrı: İspatla!

Risale-i Nur'a iftira atan Faruk Beşer'e çağrı: İspatla!

İlim adamı ‘duydum’ demez tek tek açıklar. Kur’an hattını muhafaza eden Yazıcılar’ı da itham etti

RİSALEHABER

Daha önce Nur talebelerinin kabirde Kur'an yerine Risale-i Nur okudukları iftirasını atan Yeni Şafak Yazarı Faruk Beşer, ikinci adımı attı. Beşer, bir hocasından nakille "Risalelerde yirmi altı yerde Ehl-i Sünnet akidesine göre yanlış hususlar" olduğunu ileri sürdü. Beşer'in tek bir örnek bile vermeden bu ithamda bulunması dikkat çekti.

"Kuran’ın Risalelere tabi kılınması" iftirası

Daha önceki yazısında Risale-i Nur okumayı "ümmeti parçalamaya" örnek veren Beşer, kendisine verilen cevapları ise "fırkalaşma" olarak suçladı.

Beşer, yeni yazısında önce Risale-i Nur'u elle yazanları gündeme getirdi. Yazıcılar grubunu eleştiren Beşer, Nur talebelerinin "Hüsrev Hattı" olarak bildiği yazı türü ile Kur'an-ı Kerim yazılmasını da yine çarpıttı. "Kuran’ın bile bu konuda Risalelere tabi kılınması" iftirasını atan Beşer, şöyle yazdı:

"Bilindiği gibi, basım imkânı bulunmadığı yıllarda Risaleler eskimez harflerle ve elde yazılarak çoğaltılmıştı. Sonra bu hizmet ‘Yazıcılar’ diye bir grubun oluşmasını sonuç verdi. İyi mi oldu kötü mü oldu bunu da erbabı tartışsın. Bunun benim dikkatimi çeken yönü ise şudur: Bu yöntem rik’aya çalan kırma ve bence hiçbir özelliği bulunmayan bir yazı türünün sahiplenilmesine sebep oldu. Estetik bir özelliğinin olup olmadığını hattatlar söylesin ama sırf Risaleler böyle bir yazıyla yazıldı diye Mushafların da bununla yazılıp basılması benim zihnimde hep Kuran’ın bile bu konuda Risalelere tabi kılınması gibi bir anlam çağrıştırır. Bu da ilgililerin ıttılaına arz olunur."

Faruk Beşer'de ispat yok çamut at izi kalsın var

Daha sonra Risale-i Nur'a gelen Beşer, şu haklı ifadeyi kullanıyor: "Bilmemiz gerekir ki, Risaleler bütün değerine rağmen bir insan ürünüdür ve hatasız olması aklen de şeran da mümkün değildir."

Risale-i Nur'lar insan ürünüdür. Evet. Ancak hatasının açık bir şekilde ortaya konması gerekir. Gerçek ve ciddi bir ilim adamı, akademisyen, yazar vs. eğer bir eserde yanlışlık veya hata olduğunu ileri sürüyorsa bunu "çamur at izi kalsın" zihniyeti ile değil delilleriyle ortaya koyması gerekir. Ki, Risale-i Nur okuyanlar ilmi cevabı versin. Ama Faruk Beşer bunu yapmıyor.

50 yıl önce hocasına soramamış kendisi de araştırmamış

Beşer ne yapıyor peki? Yetmişli yıllarda Erzurum’da İslamî İlimler Fakültesinde okurken Ruhi Özcan adlı hocasının bir iddiasını yaklaşık 50 yıl sonra dile getiriyor.

Hocasının ülkücülere de Nurculara da özel dersler verdiğini söyleyen Beşer, bir gün bir öğrencinin hocaya, "niçin Nur Medreselerine gidip Risale dersleri yaptığını sorduğunu" hatırlatarak verdiği cevabı aktarıyor:

"Şunları söyledi: “Bakın, İslam’a davette Risale-i Nur’un etkisini küçümsememek lazım. Benim babam emniyetçidir, ondan biliyorum, 1960’lı yıllarda istihbarat, Milli Eğitime bağlı bütün okullarda gizli bir araştırma yaptırmıştı. Acaba İslam’ı seçen gençlerin bu seçimini etkileyen şeyler nelerdir diye. Çıkan sonuç, o zamanlar İslam’ı seçen öğrencilerin yüzde sekseninin Risale-i Nur yoluyla seçtiğini ortaya koymuştu. Bu küçümsenecek bir etki değildir. Ayrıca ben Risaleleri baştan sona tetkik ettim. Yirmi altı yerde Ehl-i Sünnet akidesine göre yanlış olan hususlar gördüm. Risaleleri, o yanlışları bilmeyenler okutursa onları doğru diye anlatırlar. İkinci olarak ben bu yanlışlara dikkat çekmek için risale dersleri veriyorum.” 

Geçmişte Bediüzzaman Said Nursi ve Nur talebelerine iftira atan istihbarat raporlarına benzer bir ithamda bulunan Ruhi Özcan adlı hocasına 26 yanlışın ne olduğunu sormayan Beşer, yarım asır sonra bunu gündeme getiriyor.

Beşer'e çağrı: Risalelerdeki yanlışları ilmen yaz ilmen cevap verilsin

Pişmanlığını, "O araştırmayı bugün de yapmak lazım. Hocamızın söylediği yanlışlar nelerdi? Maalesef bunu ona sorup öğrenmeyi düşünemedik ve bildikleri onunla beraber gitti" şeklinde dile getiren Beşer, büyük ihtimalle kütüphanesinde bulunan Risale-i Nur'ları okuyup bu yanlışları bulmayı da akıl edemiyor.

Prof. ünvanı da bulunan Faruk Beşer, hocalık, akademisyenlik ve yazarlık özelliklerini kullanarak Risale-i Nur'daki bu yanlışları yazmalı. Yazmalı ki ilgili Nur talebeleri buna ya cevap verebilmeli ya da Beşer'in iddiası doğru çıkarsa bunu kabul edip kendilerine çeki düzen vermeli.

"Fethullah Gülen Hocaefendi'nin Fıkhını Anlamak" adlı kitabı yazan Prof. Dr. Faruk Beşer, Risale-i Nur'u bilmeyen Yeni Şafak okurlarının zihnini bulandırmak yerine yanlışları tek tek yazmalı. İddiasını ispat etmeli.

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
24 Yorum