İbrahim KAYGUSUZ

İbrahim KAYGUSUZ

Mutlak hayır

Uzun ve tartışmalı bir süreçten sonra adımlarını sessizce atmaya devam eden Ufuk Yayınları son olarak Mucizât-ı Ahmediye risalesini “19. Mektup - Peygamber Efendimizin Mucizeleri” adıyla neşretti.
Öyle görünüyor ki yayınevi yoluna devam edecek…
Ufuk yayınları Lem’alar’dan sonra Küçük Sözler ve Tabiat Risalesini sadeleştirerek neşretti. Lem’aların son baskılarında sadeleştirmeyi yapanlar iç sayfalarda kayda alındı.
Küçük Sözler ve Tabiat risalesinde ise bu isimler kapağa taşındı.
Bu önemli ve yerinde bir adımdı.
Son olarak neşredilen Mucizât-ı Ahmediye risalesinde üçüncü bir adım daha atıldı ve risalenin orjinal adı kullanılmadı.
“Mucizât-ı Ahmediye” yerine “19. Mektup - Peygamber Efendimizin Mucizeleri” adı kullanıldı.
Bunu da kısmi sevindirici bir aşama olarak görüyorum.

Bu “isim değişikliği” tercihi sadece bu risaleye mi mahsus kalacak bilmiyorum.
Bana göre bu tercih sonraki bütün çalışmalara teşmil edilmelidir.
Bundan sonraki süreçte yapılması gereken şey, bu isim değişikliği ile birlikte kapağın üzerindeki “Risale-i Nur Külliyatı” ibaresinin kaldırılması ve Bediüzzaman Said Nursi isminin kullanılmamasıdır.

Bunun yerine neşredilen her kitabın iç sayfalarına açıklayıcı bir not düşülebilir.
Kitapların iç sayfalarına, “bu kitap Bediüzzaman Said Nursi’nin …. Risalesinden sadeleştirilmiştir” notu düşülürse hem maksat hâsıl olur hem de okuyucu bilgilendirilir.
Böyle bir davranış daha şer’i ve daha vicdani olacaktır.

Siz sadeleştirme çalışmalarını ne kadar da “eskiden beri risale derslerinde fiilen yapıla gelen izah geleneğini kitabın sayfalarına taşımaktan ibaret bir gayret” olarak görseniz de gerçekler bunu söylemiyor.

Soruyorum: cümleler üzerinde oynamak “gayret” midir?
Bu düpedüz kolaycılığa kaçmaktır ve doğrudan doğruya “tahrif”tir?
Kaldı ki Mucizât-ı Ahmediye risalesi, risaleler serisinin en sade, en latif ve en akıcı olanlarındandır.
Böyle bir metnin “sadeleştirilmeye” ihtiyacı var mı?

Bu akıcı ve sade metnin sadeleştirilmesi bana yayınevinin bu işi çok acemice yaptığı, rast gele gittiği intibaını uyandırdı.
Bu tercih ayrıca bende yayınevinin bu yükün altında kalacağı kanaatini uyandırdı.
Çünkü eski, yeni ve son Said’e ait çok derin risaleler var ve bu metinleri analiz etmek “çap” gerektirir.
Yayınevi bu risaleleri hangi cesaretle sadeleştirecek?

Eski Said’in kuvvet-i ilmi, nazar-ı aklı ile yeni Said’in şuhud-u kalbi ve nur’u vicdanının devrede olduğu metinler tamamen Kur’ani ve şer’i ıstılahlarla doludur.
Bu ıstılahların karşılığı “Türkçe” de yok!
Öyle ise bu derin manalar iki kişinin sadeleştirme insafına bırakılamaz…

“Risale-i Nur külliyatından” ve “Bediüzzaman Said Nursi” isimleri kapakta yer almamalı dememin sebebi bu.
Kur’anın tefsir ciheti ile manevi bir mucizesi ve İslamın kelam, tasavvuf ve tefekkür tarihinin bir halitası olan risaleleri anlaşılır kılmanın yolu cümleler üzerinde oynamak ve kısırlaştırmak değildir.

Gayret-i diniyesi ile müteyakkız olanların yapacağı tek şey “emek” çekmektir.
Bu da uzun ve sabırlı bir süreçtir ki Üstadımız Efendimiz buna “şerh, tanzim ve izah” demiştir.

Deniliyor ki: “Dünyanın global bir köy haline gelmesiyle ana dili Türkçe olan, fakat farklı coğrafyalarda yaşayan veya Türkçeyi yeni öğrenen gençler için de eski metinleri okumanın neredeyse imkânsızlaştığı bir gerçek.” (Hasan Kalecik, 6 Ağustos 2012, Zaman)

Hâlbuki Risale-i Nur eski bir metin değildir. Yaşayan, canlı ve bugüne ait bir metindir.
Nesiller arasında büyük bir dil kopukluğu olduğu doğrudur.
Lakin Risale-i Nur’un dili dönemsel değil Kur’anidir.
Risale-i Nur’un herhangi bir metnini alın, aynı dönemde yazılmış başka bir metinle karşılaştırın kesinlikle aradaki farkı göreceksiniz.
Dolayısıyla bu hal sadeleştirmenin mazereti olamaz.

Temennimiz ve duamız yayınevi sahiplerinin yolun başında iken dümeni “şerh, tanzim ve izah” ufkuna doğru kırmalarıdır.
Bu onlar için “mutlak hayır” olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
10 Yorum