Recul-i facir

Sinan Aygün’ün Ayasofya ile ilgili Kültür Bakanına verdiği soru önergesini haberlerde okuyunca  “Allah bu dini fâcir bir adamın eliyle de kuvvetlendirir.” hadis-i şerifi aklıma geldi.

Facir genel bir ifade ile günahkar anlamına geliyor. Herkes günahkardır. Günahkar olmayan yoktur. Biz de günahkarız. O nedenle Sn. Aygün, yanlış anlamasın bu kelime günahkar anlamında kullanılmaktadır.
Bu vesile ile bir iki şey söylemek istiyorum.

Ve diyorum ki, Ayasofya artık açılmalıdır, eski dini hüviyetine kavuşturulmalıdır. Bundan Hıristiyanların dindar ruhanileri de hoşlanacaktır. Bir ibadet yerinin müze olarak kullanılmasını onlar da istemez. Dininde samimi olanlar bencillik yapmaz. Hele Hıristiyanların dindar ruhanileri mütevazi insanlardır. Bu meselede farklı düşüneceklerini sanmıyorum.

“Zamanı gelince açılır” diyeceklere de katılmadığımı söylemek istiyorum. Bu tür ifadeler korkuyu çağrıştırıyor.

Dünyanın en dehşetli şer odaklarına kafa tutmuş bir başbakanın korkacağına ihtimal vermiyorum.
Soru önergesinde de belirtildiği gibi kanuni bir engel varsa o da kaldırılmalıdır. Müslümanların kalbinde bir ukde gibi duran bu problemin çözümü için ne gerekiyorsa yapılmalıdır.

Bu gibi meseleler toplumun genel sorunudur. Bunda siyasi rant aranmaz. Yani, dinin siyasete alet edilmesi diye bir şey söz konusu olmaz. Madem siyaset ülke sorunlarını çözmek için vardır. O halde bu sorunun da bir şekilde çözülmesi gerekir. Samimiyetle hiçbir siyasi beklenti içine girmeden, Allah rızası gözetilerek çözülmelidir.

Olur ya, “madem açıyoruz, siyasi bir şova dönüştürelim” mantığı ile gidilirse hem sevabı kaçar hem de istenen sonuç elde edilmez. Ne Allah’ın hoşuna gider ne de kulların.

İslam dünyası Türkiye’den çok şey bekliyor. Ama uzun yıllar İngiliz siyaseti sayesinde Türkiye’ye karşı hayli soğuk davranıyordu. Yapılanlar bu muhabbetin geri gelmesine neden oldu/oluyor. Bu sevginin daha da ileri gitmesi lazım... Bunun için de yeni icraatlar gerekiyor. Ayasofya’nın açılması bu icraatlardan biridir.

Ayasofya camisinin açılmasıyla aynı zamanda İslam dünyasının bu yöndeki beklentisine de cevap verilmiş olur.

Elbette bununla yetinilmemeli, yeni icraatlar bunu takip etmelidir. Mesela anayasa hazırlanırken İslam’ın ter-u taze iman esasları dikkate alınmalıdır. En başta “Bütün Müminler kardeştirler” emri ve manası birinci madde olarak anayasaya girmelidir.

“Suç ve cezaların şahsiliği” prensibi 2. Madde olarak hak ettiği mevkii almalıdır.
“Devlet için fert feda edilir” kaide-i zalimanesi artık tarih olmalı ve devlet için hukuku insaniye artık zayi edilmemelidir.

Özetle İslam dünyasının hoşuna gidecek ona örnek olacak yasalar devreye girmeli ve kanun-u esasi olmalı.

Aygün’ün teklifi bir fırsattır. Bu teklif siyasi nedenlerle (CHP’ye mal olur endişesi ile) zayi edilmemeli ve fırsat gelmişken bir an evvel halledilmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum