Ramazan mâni çadırı: On ikinci günde de on ikiden vurduk biz

Ramazan mâni çadırı: On ikinci günde de on ikiden vurduk biz

Ezanı duydun ise, ara ver işe güce

ONİKİ bir düzine,
Kim tuta kim üzüle,
Sabır ve sebat ile;
Tutan Cennete gire.

(Eyüp Otman)

Ruh hafif, beden temiz, 
Kur'ân okur dinleriz, 
Rabb'den rıza isteriz, 
Duaya âmin gerek.

(Hülya Yakut)

Ezanı duydun ise
Ara ver işe güce
Bugün kıldığın namaz
Olacak sana müjde.

(Mustafa Oğuz)

Nefsimizi yorduk biz
Teravihe durduk biz
On ikinci günde de
On ikiden vurduk biz.

(Zafer Akgül)

Mani geleneği
Dört mısralı, tek kıtadan oluşan anonim halk edebiyatı nazım biçimine mâni; bunun belirli ortamlarda, bilen
kişiler tarafından ve geniş bir katılımla, belirli bir ezgi ile söylenmesine de mâni söyleme geleneği denir.
Tek kıtalı olmasına rağmen etkisi büyük olan mâni ancak şiir yeteneğine sahip usta kişilerce söylenebilir.
Halk arasında “mâni söylemek” deyimi yerine “mâni yakmak”, “mâni atmak”, “mâni düzmek” deyimleri
kullanılır. Mâni daha çok iş yaparken, tarlada, imecede ve kına gecesi gibi törensel ortamlarda söylenir.
Gelin-kaynananın, kadın-erkeğin atışma esnasında söyledikleri iletişim unsuru mâniler ile Ramazan
mânileri, mantıfar mânileri ve yüzük oyunu gibi belirli oyunlarda söylenen mâniler de vardır. Konuları da
söyleniş sebebine bağlı olarak değişir. 
Ramazan manileri Osmanlıdan günümüze kadar gelenek güzel bir gelenektir. Eskiden şartlar gereği
davulcular insanları sokaklarda çaldıkları davul ve ramazana uygun söyledikleri maniler ile uyandırırdı.