Rabbinin hükmüne sabret! Ve o balık sâhibi gibi olma!

Rabbinin hükmüne sabret! Ve o balık sâhibi gibi olma!

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Kalem (Nun) Sûresi 48-52. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

48-(Ey Habîbim!) O hâlde Rabbinin hükmüne sabret! Ve o balık sâhibi (Yûnus) gibi olma! Hani o, (balığın karnında) kederle dolu olduğu bir hâlde (bize) yalvarmıştı.(*)

49-Eğer Rabbisinden ona bir ni‘met yetişmiş olmasaydı, o kınanmış bir kimse olarak şübhesiz (ağaçsız) bir alana atılacaktı.

50-Fakat Rabbi onu seçmiş de kendisini sâlih kimselerden (bir peygamber) kılmıştı.

51-Doğrusu inkâr edenler Kur’ân’ı dinlediklerinde, nerede ise seni gözleriyle devireceklerdi ve (hasedlerinden): “Şübhesiz ki o, gerçekten bir mecnundur!” diyorlar.

52-Hâlbuki o (Kur’ân), âlemler için bir nasîhatten başka bir şey değildir.

(*)“Hazret-i Yûnus İbn-i Mettâ Alâ Nebiyyinâ ve Aleyhissalâtü Vesselâm’ın münâcâtı (Allah’a yalvarması), en azîm (büyük) bir münâcâttır ve en mühim bir vesîle-i icâbe-i duâdır (duânın kabûlüne vesîledir). Hazret-i Yûnus Aleyhisselâm’ın kıssa-i meşhûresinin hulâsası: Denize atılmış, büyük bir balık onu yutmuş. Deniz fırtınalı, gece dağdağalı (ızdırablı) ve karanlık ve her taraftan ümid kesik bir vaziyette لَٓااِلَهَ اِلَّٓا اَنْتَ سُبْحاَنَكَ اِنّ۪ي كُنْتُ مِنَ الظَّالِم۪ينَ*[Senden başka ilâh yoktur; seni tenzîh ederim! Gerçekten ben (nefsine) zulmedenlerden oldum!] münâcâtı, ona sür‘atle vâsıta-i necat (kurtuluş vâsıtası) olmuştur.” (Lem‘alar, 1. Lem‘a, 1)
Ayrıca bakınız; (sahîfe 328, hâşiye 3)