Paradigma

Aile içindeki iletişimde, iş yerinde, okulda, sosyal yaşamda insanlarla paylaşımda bulunurken olmazsa olmazlarımız, ilkelerimiz vardır. İlkelerimiz doğrultusunda kendimizin yaşam felsefesi olan “ben nasılım, ben bunu nasıl yapıyorum, ben nasıl yaşıyorum” sorularımızın cevabı olan yöntemlerimiz vardır.

Olaylara karşı farklı bakış açımız, algılarımız, iç dünyamızda ve zihnimizde yorumlamalarımız vardır. Ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış yüzde hesabı yapamayız. Belki yanlışlarımızın bile farkında değiliz. Ne zaman farklı bir düşünce, farklı bir yaklaşım, farklı bir uygulama ile karşılaştık işte o zaman kendimizin farkındalığına varabiliriz.

Zaman zaman yaşanılan, karşılaşılan bu fikir ayrılıklarında bireyin kendisiyle kurduğu iç iletişim sonunda olgunlaştığı, karakterini geliştirdiği de görülür. Paradigmamızı değiştirdiğimiz, olaylara farklı yorumlamaya başladığımız da sık sık görülür.

Paradigma; olaylara karşı insanda oluşan bakış açısıdır. Bir anlamıyla duygu, düşünce ve fikirlerin değiştirilmesidir. Başka bir anlamıyla amaç ve hedeflerini değiştirilmeden davranışlarını değiştirmektir. Karşılaşılan ve yaşanan olaylarda ilkelerimizden taviz vermeden yöntemlerimizi değiştirebiliriz. İlkelerimizi askıya alır uzlaşmacı olabiliriz.
Uzlaşma yöntemlerimizi içimizle yaptığımız yüzleşmeden sonra yine kendimiz belirleriz. İlkelerimizi yönteme dönüştürebilecek yeni alanlar keşfedebiliriz. Enerjimizi yeni yetenek ve kabiliyetlerimizin ortaya çıkarılmasında ve geliştirilmesinde kullanabiliriz.  

Her bir bariyer yeni yeteneklerin ortaya çıkarılmasında yeni bir başlangıçtır. Yeter ki engeller karşısındaki duruşumuz dik, kendimizi güçlü hissedelim. Olaylar karşısında sabit fikirli değil; esnek, hoşgörülü olmayı bilelim ve bakış açımızı değiştirelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar