Özgüven ve enaniyet farkı

Kişisel Gelişim konusuna negatif anlam yükleyenlerin gerekçesi enaniyetin kabarmasına sebep olması iddiasıdır. Bu iddia genellemeci ve mesnetsiz bir yaklaşımdır.

Kişisel gelişim kitaplarının ortak teması, insanları motive etmek, özgüvenlerini güçlendirmek, ümitsizlikten, yılgınlıktan, bitkinlikten sıyrılıp hayata heyecanla sarılmayı sağlama amacına yöneliktir.
Halbuki kişisel gelişim, sadece motivasyon eksenine dayanan bir konu değildir.
İnsanı insan eden temel değerlere sahip olma temeline dayanır.

Yabancı kaynaklı teknikler konusunda işin ne olduğunu bilmeden ön yargı ile aleyhte görüş beyan edenlerin iddia ettikleri gibi enaniyeti körükleyen bir metot olmayıp pozitif düşünme mantığına dayanmaktadır.
Özellikle bazıları bizim inandığımız değerlerimiz ve kültürümüzde uygulanmakta olan bilindik bir metotlar sistemidir. Prensipleri;
1.Ne istediğini bilmek
2.Öncelikleri belirlemek
3.Esneklik
4.Bütünlüktür

“Bir insanın kıymeti hedef ittihaz ettiği şeylerin kıymeti nispetindedir” (İşaratül İ’caz) cümlesi Risale-i Nur’larda geçen Bediüzzaman hazretlerine ait bir sözdür.
Bir insan ne istediğini bilir ve ne isterse onu elde eder gerçeği yine “me talebe vecede vecede” olarak geçen ifadenin “kim bir şeyi ister ve gayret gösterirse istediğini elde eder” şeklindeki tercümesi ihlas risalelerinde geçmektedir.

Mesnev-i Nuriyede geçen enteresan bir cümle, “….Fakat insanda öyle bir latife öyle bir halet vardır ki,–o lâtife lisaniyle her ne sual edilirse -velev ki fasık olsun- “ Cenab-ı Hak o lâtifeye hürmetin o matlubu yerine getirir. O lâtife pek uzaktan bana göründü ise de teşhis edemedim.” (Mesnev-i Nuriye s.202  Y.A.N 1994)

Şimdi dikkat buyurun bazı batı kaynaklı teknikler ne istediğini bilir ve o yolda yoğunlaşırsan istediğini elde edersin diye fıtrat kanunlarından bir gerçeği insanı analiz ederek keşfetmiş. Bu cümleyi yabancı kaynaklı bir kitaptan okuyup amel etmesi ile Risaleden okuyup amel etmesi nasıl oluyor da olumsuz bir sonuç ortaya çıkarır anlamak mümkün değil.
Şimdi gelelim ikinci prensipte ifade edile öncelikleri belirlemeye…
Denizli hapsinin bir ürünü olan Meyve Risalesinin Dördüncü Meselesinde,  “mütedahild (iç içe) daireler” misalinde;
“Bir zaman bana hizmet eden kardeşlerim tarafından sual edildi ki: "Küre-i arzı herc ü merce getiren ve İslâm mukadderatıyla alâkadar olan bu dehşetli Harb-i Umumîden elli gündür (şimdi yedi seneden geçti aynı hâl “1946” yılı) hiç sormuyorsun ve merak etmiyorsun. Halbuki bir kısım mütedeyyin ve âlim insanlar, cemaati ve camii bırakıp radyo dinlemeye koşuyorlar. Acaba bundan daha büyük bir hadise mi var? Veya onunla meşgul olmanın zararı mı var?" dediler.
Cevaben dedim ki:
Ömür sermayesi pek azdır; lüzumlu işler pek çoktur. Birbiri içinde mütedâhil dâireler gibi, her insanın kalb ve mide dairesinden ve ceset ve hane dairesinden, mahalle ve şehir dairesinden ve vatan ve memleket dairesinden ve küre-i arz ve nev-i beşer dairesinden tut, tâ zîhayat ve dünya dairesine kadar, birbiri içinde daireler var. Her bir dairede, her bir insanın bir nevi vazifesi bulunabilir. Fakat en küçük dairede en büyük ve ehemmiyetli ve daimi vazife var. Ve en büyük dâirede en küçük ve muvakkat arasıra vazife bulunabilir. Bu kıyasla, küçüklük ve büyüklük makûsen mütenasip vazifeler bulunabilir.”(Meyve Risalesi)

Bu pasajda alınacak önemli bir ders o dur ki, insanın yaratılış gayesi ve hayati görevlerindeki öncelikleri doğru sıraya koymasının önemini anlıyoruz.
Nereye gideceğini bilmeyen yelkenli gemi için rüzgârın hangi yönden esmesinin önemi yoktur. Gayesiz, ne istediğini bilmdyen yaşayan insan için de hayat aynı şeydir. Hayvan gibi bir şeydir.

Diğer bir prensip esnekliktir. Herkesle iletişim kurabilmek. “Bir insan yüz kapılı bir saray gibidir. Doksan dokuzu kapalı biri açık olsa o kapıdan girebilmenin yolunu aramak gerekir.” Temel değerlerde sebat etmek kaydıyle her insanda pozitif sıfatların olabileceğini kabul etmek. “Her kâfirin sıfatı kâfirlikten neş’et etmediği gibi her mü’minin bütün sıfatları imanından neş’et etmez” diyen Bediüzzaman’ın talebeleri kişisel gelişime karşı olamaz.

Dördüncü prensip ise bütünlüktür. Akıl ve kalbin imtizacı demektir. Akıl ve mantık ile istikameti belirlerken kalb ve duygularla motive oluruz. “Hayat faaliyet ve harakettir, şevk ise matiyyesidir”(Münazarat)
“Vicdanın ziyası ulum-u diniye, aklın nuru fünunu medeniyedir, ikisinin imtizacından hakikat tecelli eder” (Münazarat) veciz ifadeleri amentü gibi ezbere biliriz de anlam kapsamını zihnimizde okul derslerindeki fen bilgisi ile din dersleri gibi bir dar alana hapsederiz. Halbuki konu insan fıtratıdır. Son zamanlar zihinsel zekâ ve duygusal zekâ keşifleri ile ortaya çıkan yeni öğretim ve iletişim teknikleri Risale-i Nur’un her yerinde yüz yıl önce yer aldığını görüyoruz.

Çoklu zekâ kuramı Risale-i Nurların özgün anlatım tekniği olan temsillerde tüm lâtife ve duygulara hitap etmektedir. Her lâtife aynı zamanda bir zekâ türüdür.
Kişisel gelişimin hedefi, gayesi, içeriği, yukarıda belirtilen dört esas bir dava adamı için de gerekli kriterlerdir. İnsanı bilen kendini bilir. Nefsini bilen rabbini bilir. Rabbini bilen gerçek “Sınırsız Güç” e dayanır. Tevekkül eder. Kadere iman eder, “Kadere iman eden kederden emin olur.” Stresle baş edebilmenin en etkili yolu…

İşte kişisel gelişim terminolojisi içinde yer alan öz güven budur. Gerçek kul. Kendinden emin kişidir. Tevazu, vakar sahibidir. Tevazu ile zillet ve vakar ile kibir zahirde benzer gibi görünse de mahiyeti birbirine taban tabana zıttır.
Sonuç olarak kişisel gelişim “iman-ı kâmil” sıfatına erişmek için düşünce ve davranışlarını ceht ve gayretle disiplin altına almaktır. İstemektir... Duadır… Şevktir…Heyecandır… Motivasyondur…

Muhalefet edenler de “Acz muhalefetin menşei, zaaf gururun madeni…” sırrına uyan zavallılardır. Asıl enaniyetliler, ne iş yapar ne iş yaptırır ne de yapılanı beğenen kronik, tipik muhalif, bedbahtlardır.
Her şeyin iyisine bak kaidesine göre hareket edenler, Güzel görür güzel düşünür güzel düşündüğünden hayatından lezzet alanlar kişisel gelişimi doğru anlayanlardır vesselam.

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.