Ölüm budur işte!...

Ölüm budur işte gülüm, bir anda geliverir,
O yürüyen bedeni, yerlere seriverir.

Gören gözler bakar görmez, indiremez kaşını,
Ölüm anı gelir çatar, akıtamaz gözyaşını.

Söyleyen dil dönmez olur, dökülmez kelimeler,
Sükût etti, hüzne döndü; sona erdi sevinmeler.

Yığılıp da kaldı yere, koşup giden koca beden,
Beden yerinde amma; gitmez oldu, koşup giden.

Kulaklar oldu sağır, duyamıyor feryatları,
Ölüm! Budur işte; yere serer hayatları.

Ruh çıkınca bedenden, umulmuyor gidenden,
Bir duaya muhtaçtır, gelenden, gelmeyenden.

Bak musalla taşında; yatıyor melûl-mahzûn,
Gelenlerde gözyaşı; gelemeyende hüzün.

Helâllik isteniyor, hazır olup gelenden,
Nasıl bilirsin diye; sorulur bilenlerden.

Kulların şehâdeti; ölçüdür Yaradan’a;
Öylece muamele, musallada durana.

İnsanın hayırlısı, faydalıdır insana,
İnsanın duasıyla, huzuruna varsana.

Kubbede bırakıp da; gidersen hoş sadâyı,
Razı edersin elbet; Muhammed Mustafa’yı. (a.s.m.)

Eller üstünde ulaş, ebedî diyârına,
Mümtaz bir isim bırak, gelecek o yarına.

Yâ Rab, bırakma bizi, nefsimizle baş başa,
Nasıl haşr olacaksan; dünyada öyle yaşa.

Yaşat bizi Allah’ım, Rızan yolunda yaşat,
Rahmetinle Allah’ım, her bir yanımı kuşat.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
9 Yorum