'Namaz kılmayan hayvandır' sözü tartışılıyor. Said Nursi namaz için ne diyor?

'Namaz kılmayan hayvandır' sözü tartışılıyor. Said Nursi namaz için ne diyor?

Prof. Dr. Mustafa Aşkar'ın TRT programında sarfettiği "namazı hayvanlar kılmaz, namaz kılmayan hayvandır" sözü tartışılıyor

İbrahim Mert'in haberi:
RİSALEHABER- Prof. Dr. Mustafa Aşkar'ın TRT'de yayınlanan "Ramazan Sevinci" adlı programındaki namazla ilgili sözleri tartışılıyor. İnsan dışında bir varlığın alnının secdeye gelmediğini, insanın ergonomik yaratıldığını ve bu yüzden secde ettiğini belirten Aşkar, “Ben düz söyleyeyim, ayette de bunu söylüyor, ağır gelmesin, yani namazı hayvanlar kılmaz, namaz kılmayan hayvandır” dedi.

AYET: İBADET ETSİNLER DİYE YARATTIM

Cenab-ı Hak, Zariyat Suresi 56. ayetinde "(Ben) cinleri ve insanları, ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım!" buyurmaktadır.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri bu ayeti şöyle tefsir etmektedir: “Bu âyet-i uzmânın (büyük âyetin) sırrıyla, insanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gāyesi; Hâlık-ı Kâinât’ı (kâinâtın yaratıcısını) tanımak ve O’na îmân edip, ibâdet etmektir. Ve insanın vazîfe-i fıtratı (yaratılış vazîfesi) ve farîza-i zimmeti (boynunun borcu), ma‘rifetullah ve îmân-ı billahtır (Allah’ı tanımak ve îmân etmektir) ve iz‘ân (iyice anlamak) ve yakīn (şüphesiz bilmek) ile vücûdunu ve vahdetini (birliğini) tasdîk etmektir.” (Şuâ‘lar, 7. Şuâ‘, 95)

SAİD NURSİ NAMAZ İÇİN NE DİYOR?

Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur Külliyatının bir çok yerinde neden namaz kılınması gerektiğini aklı ve kalbi ikna edici metodlarla anlatmıştır.

Cenab-ı Hakkın verdiği nimetlere karşı şükredilmesi gerektiğini hatırlatan Bediüzzaman, namazı külli bir şükür olarak tanımlar: "Hem şükrün envâı (çeşitleri) var. O nevilerin en câmii (kapsamlı) ve fihriste-i umumiyesi, namazdır." (Mektubat, 28. Mektup, Beşinci Risale olan Beşinci Mesele)

Risale-i Nur'da özellikle Dördüncü Söz, Dokuzuncu Söz ve Yirmi Birinci Söz'de namazın neden ve niçin kılınmasına dair detaylı izahlar var.

İşte onlardan biri olan Dördüncü Söz'deki namaz izahı:

DÖRDÜNCÜ SÖZ

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
اَلصَّلاٰةُ عِمَادُ الدِّينِ
(Namaz dinin direğidir.” (Hadis-i Şerif: Tirmizi, İmân: 8; İbni Mâce, Fiten: 12)

Namaz ne kadar kıymettar ve mühim, hem ne kadar ucuz ve az bir masrafla kazanılır; hem namazsız adam ne kadar divane ve zararlı olduğunu iki kere iki dört eder derecesinde kat’î anlamak istersen, şu temsîlî hikâyeciğe bak, gör:

Bir zaman, bir büyük hâkim, iki hizmetkârını, herbirisine yirmi dört altın verip, iki ay uzaklıkta has ve güzel bir çiftliğine ikamet etmek için gönderiyor. Ve onlara emreder ki: “Şu para ile yol ve bilet masrafı yapınız. Hem oradaki meskeninize lâzım bazı şeyleri mübâyaa ediniz. Bir günlük mesafede bir istasyon vardır. Hem araba, hem gemi, hem şimendifer, hem tayyare bulunur. Sermayeye göre binilir.”

İki hizmetkâr, ders aldıktan sonra giderler. Birisi bahtiyar idi ki, istasyona kadar bir parça para masraf eder. Fakat o masraf içinde, efendisinin hoşuna gidecek öyle güzel bir ticaret elde eder ki, sermayesi birden bine çıkar. Öteki hizmetkâr bedbaht, serseri olduğundan, istasyona kadar yirmi üç altınını sarf eder. Kumara mumara verip zayi eder. Birtek altını kalır. Arkadaşı ona der: “Yahu, şu liranı bir bilete ver, ta bu uzun yolda yayan ve aç kalmayasın. Hem bizim efendimiz kerîmdir; belki merhamet eder, ettiğin kusuru affeder. Seni de tayyareye bindirirler; bir günde mahall-i ikametimize gideriz. Yoksa, iki aylık bir çölde aç, yayan, yalnız gitmeye mecbur olursun.”

Acaba şu adam inat edip, o tek lirasını bir define anahtarı hükmünde olan bir bilete vermeyip muvakkat bir lezzet için sefahete sarf etse, gayet akılsız, zararlı, bedbaht olduğunu en akılsız adam dahi anlamaz mı?

İşte ey namazsız adam! Ve ey namazdan hoşlanmayan nefsim!

O hâkim ise, Rabbimiz, Hâlıkımızdır. O iki hizmetkâr yolcu ise: Biri mütedeyyin, namazını şevkle kılar; diğeri gafil, namazsız insanlardır. O yirmi dört altın ise, yirmi dört saat her gündeki ömürdür. O has çiftlik ise Cennettir. O istasyon ise kabirdir. O seyahat ise kabre, haşre, ebede gidecek beşer yolculuğudur. Amele göre, takvâ kuvvetine göre, o uzun yolu mütefâvit derecede kat’ ederler. Bir kısım ehl-i takvâ berk gibi, bin senelik yolu bir günde keser. Bir kısmı da hayal gibi, elli bin senelik bir mesafeyi bir günde kat’ eder. Kur’ân-ı Azîmüşşan şu hakikate iki âyetiyle işaret eder. [RH: Adı geçen ayetler: 1) Gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. Sonra bütün bu işler, sizin hesabınıza göre bin yıl tutan bir günde Ona yükselir.” Secde Sûresi,32:5. 2) “Melekler ve Rûh, Onun Arş’ına; miktarı elli bin sene olan bir günde yükselirler.” Meâric Sûresi, 70:4.]

O bilet ise namazdır. Bir tek saat, beş vakit namaza abdestle kâfi gelir. Acaba yirmi üç saatini şu kısacık hayat-ı dünyeviyeye sarf eden ve o uzun hayat-ı ebediyeye bir tek saatini sarf etmeyen, ne kadar zarar eder, ne kadar nefsine zulmeder, ne kadar hilâf-ı akıl hareket eder! Zira, bin adamın iştirak ettiği bir piyango kumarına yarı malını vermek akıl kabul ederse -halbuki kazanç ihtimali binde birdir- sonra yirmi dörtten bir malını, yüzde doksan dokuz ihtimalle kazancı musaddak bir hazine-i ebediyeye vermemek ne kadar hilâf-ı akıl ve hikmet hareket ettiğini, ne kadar akıldan uzak düştüğünü, kendini âkıl zanneden adam anlamaz mı? Halbuki namazda ruhun, kalbin, aklın büyük bir rahatı vardır. Hem cisme de o kadar ağır bir iş değildir. Hem namaz kılanın diğer mübah, dünyevî amelleri, güzel bir niyetle ibadet hükmünü alır. Bu surette bütün sermaye-i ömrünü âhirete mal edebilir; fani ömrünü bir cihette ibkà eder.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
9 Yorum