Mustafa ÖZCAN
Üç aylar ve beklenen bahar
Birbirini tamamlayan üç basamaklı aylara üç aylar diyoruz. İslam içinde bir materyalist akım veya maddiyyun erbabı ve zümresi var ki böyle manevi atmosfere, aylara iltifat etmiyor. Bunların kuru bir din anlayışı vardır. Manevi iklime yabancıdrlar. Akılları gözlerine inmiş ve onu perdelemiş durumda.
Eskiden bahar beklenirdi. Şimdi ise karlı kış havaları bekleniyor. Hayallerimizi süsleyen kış bir türlü tulu etmedi. Bizi bikes, hayallerimizi de yetim bıraktı. Oysaki hayatımıza manevi haz ve romantizm katardı. Şimdi ise kışın iyi tarafını görmeyip ona kaba isnatlarda bulunanlar var. Aramızda ona esaret günleri veya kış esareti gibi kulp takanlar çıkıyor. Halbuki semanın tuhfesi kar taneleri ipekten daha yumuşaktır. Esaret bile olsa tatlı bir esarettir.
Onun acısında bile bir tatlılık bulunur.
Eskiler "kış ne kadar sert geçerse güz ve yaz o kadar mutedil olur" derlerdi. Zehi öyledir. Kışın yağan karlar yaza sermaye biriktirir.
Manevi kışımız
Günümüzde kışlar neredeyse görünmez oldu. Baharlar da itidalini kaybetti. Hala bazı Batı ülkelerinde eski kışlar nispeten yaşanıyorsa da sair bölgelerde pek kar görünmüyor. Hasret kaldık. Bununla birlikte dünya ikliminde bir dengesizlik var. Ya kuraklık yaşanıyor ya da göklerden seller boşalıyor. Dünyanın bir tarafı kavrulurken diğer tarafı sellere gömülüyor. Kısaca mevsimler dengelerini ve kimliklerini kaybetti. Bu da hayat alanımızı daraltıyor, tehdit ediyor.
Manevi kış da olanca şiddetiyle devam ediyor. Manevi havalar da öyle. Manevi anlamda sert bir kışın ortasından geçiyoruz.
Bu da müjdeli bir baharın habercisi. Fiziki kışlar ve ona bağlı yazlar gibi manevi kışlar da ona bağlı yazları etkileyecektir. Daha önce dünya böyle bir manevi buhran ve kuraklık afatı yaşamadı. Bu da baharın çok muhteşem geçeceğinin habercisidir. Nimet külfet dengesi.
Önümüzdeki günler (21 Aralık 2025) üç ayların başlangıcına isabet ediyor. Her ramazan ayında ve her kurban bayramında fecr-i atiyi ve fecr-i sadığı bekliyoruz. Hangisi buna teşne ve sahne olacak bilemiyoruz lakin rahmet-i ilahiden de ümidimizi kesmiyoruz. Üç aylar öncesinde ümit devşiriyoruz. İnşaallah bizim için bir diriliş kapısı ve anı olacaktır. Bediüzzaman da bizim adımıza bu baharı beklemiş ve şu müjdeyi vermiştir:
"Ne yapayım, acele ettim, kışta geldim; sizler cennet-âsâ bir baharda geleceksiniz.
Şimdi ekilen nur tohumları, zemininizde çiçek açacaktır!"
Sudanlı mütefekkir Muhammed Ebui’l Kasım el Hac Hamd zafer döngüsünden ve devresinden evvel İslam aleminin büyük bir sarsıntı geçireceğini sonra da zaferin müyesser olacağını söylemiştir. Ayet de bunu teyit etmektedir: "Orada, İman edenler sınava tabi oldular. Şiddetli bir sarsıntı ile sarsıldılar." (Ahzab-suresi/11)
Kısaca; bu zulümat içinde, manevi kışın ortasında cennet-i asa baharı gözlüyoruz.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.