Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’ından Bediüzzaman’ın Tutunanlar’ına

Bediüzzaman 1936 yılında Kastamonu’ya sürülür. Burada sahabe iklimini oluşturacak çalışmalar yapar. Toplumun iman ağrısı vardır. Topyekün bir iç kanama geçirmektedir. Bediüzzaman iman ağrısı ve iç kanamanın farkındadır. Yazdığı Nur Risaleleri ile insanlığa, bilhassa gençliğe İman Aşısı yapar, ruhundan ruhlarına ruh katar. Ahmet Nazif Çelebi, Ziya Mırmır ve Ali Osman Burgaz gibi yüksek, âli ruhlar da bu aşıdan hissesini alır.

Ali Osman Burgaz Bediüzzaman ile tanıştıktan sonra hayatında yepyeni bir sayfa açılır. Okumaya çok meraklı olan Burgaz nefes nefese Risale-i Nur okumaya başlar. Yetmez, bir de küçük bir kitapçı dükkânı açarak İnebolu gençliğini aydınlatmaya çalışır. Çok sonraları edebiyat tarihine Tutunamayanlar romanı ile damga vuracak Oğuz Atay da bunlardan biridir.

Türk edebiyatının duayenlerinden Oğuz Atay 1934 yılında İnebolu’da dünyaya geldikten 2 yıl sonra Bediüzzaman Kastamonu’ya sürgün edilir. Oğuz Atay’ın babası o günlerde İnebolu Mal Müdürüdür. Kitap okumaya çok meraklı olan Oğuz Atay sık sık Ali Osman Burgaz’ın kitapçı dükkânına gelerek yayın dünyasını takip etmeye çalışır. Nitekim yıllar sonra Korkuyu Beklerken kitabında Ali Osman Burgaz’dan ve onun dükkânından da bahsedecektir.

Ziya Mırmır 1943 yılında İnebolu Nur Talebeleri ile birlikte hapse girer. Ziya Mırmır, Oğuz Atay’ı tanıyor muydu bilenmez ama yıllar sonra Tutunamayanlar romanıyla bütün Türkiye onu tanıyacaktır. Oğuz Atay hayata tutunamayan, kendini tanıyamayan bir nesli anlatır. Tutunamayanlar’ı yazmasına vesile olan olayları yaşadığı günlerde 1936 yılında Bediüzzaman Kastamonu’ya sürgün edilmiştir. Dünya sürgününde insanlığa sonsuz özgürlüğü ve huzuru sağlayacak, insanı dünya ağacına tutunduracak Risaleleri yazmaktadır.

Ahmet Nazif Çelebi İnebolu için göktaşından bir mihenk taşıdır. Oğuz Atay Tutunamayanlar’ı yazarken o Tutunanlar’ı yaşar. Bir bakışta insanların altın mı, teneke mi olduğunu anlar. Kim hayat ağacına tutunur, kim tutunamaz, hemen fark eder. Yirmidört ayar altın değerindeki gençleri etrafına toplar. Kalplere ayar çeker, hakikatin en yüksek değerine ulaştırmaya gayret eder. Birçok gencin Risale-i Nur ile tanışmasına, Bediüzzaman ile buluşmasına vesile olur.

O günlerde Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’ı yazdığı yaşlardadır. Bediüzzaman’la tanışmış, hayata tutunmuş, Risaleleri İnebolu’da hayata geçirmiş, kasabaya hayat getirmiş, gençleri tutup kaldırmıştır. Oğuz, Nazif’i, dolayısıyla Risaleleri tanısaydı hayatı ne yönde değişirdi, Tutunamayanlar’ı yaşamakta ve yazmakta ısrar eder miydi, babası gibi kendisi de “iman buhranı” yaşar mıydı bilinmez ama İnebolu’da Bediüzzaman ve Nazif Çelebi ile hayata tutunan yüzlerce genci görseydi imrenirdi herhalde.

Ruhlarına el-fatiha…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum