Mekke ve Medine'den son gelişmeler

Medine-i Münevvere'de Mescid-i Nebevi'de sabah namazını eda ettikten sonra otelimize dönduk. Hasan Özbey'le beraber lobide Risale Haber muhabbetini yapiyoruz. Otel sahibi Ali Cabellah içeri girdi, selam verip yazıhanesine geçti. Yazıhanesi bizim bulunduğumuz yerle cam bölme ile ayrılmış rahat ve ferah bir mekan.

Seyyid Ali önce bir müddet Kur'an-ı Kerim okudu sonra eline bir kitap aldı okumaya başladı. Okuması bittikten sonra yazıhanesine girdik selam verip gösterdiği yerlere oturduk. Masasında az önce okuduğu kitabı elime aldım. Risale-i Nur külliyatından Arapça Sözler kitabıydı.

Hasan Özbey açıklama gereği duyuyor ve şöyle diyor: Seyyid Ali her sabah işe geldiğinde önce yirmi dakika Kur'an-ı Kerim okur daha sonra Sözleri eline alır ve yirmi dakika da günlük dersini yapar. Sonra Bismillah der işlerine başlar ve bu her gün böyledir. Bu kısa açıklamadan sonra Seyyıd Ali, hafif mahçub bir şekilde Hasan beyi tasdik ediyor.

El-kelimat'ı elime aliyorum. Yüksek sesle işaretli yerden okumaya başlıyorum. Yirmi Beşinci Söz. Dikkatle dinliyor. Sonra kitabın başına dönüyorum. Birinci Sözü okumaya başliyorum. "Bedevi arap çölerinde seyahat eden adama gerektirki" deyip Seyyid Ali'ye dönüyorum. "Sizden bahsediyor" diyorum, gülüşüyoruz.

Birinci Sözü bitiriyoruz. Seyyid Ali'nin, "Birinci Söz kulluk manasının net bir hulasasıdır" diyor. Seyyid Ali Risale-i Nurlarla henüz yeni tanışmış. Bahtiyar bir Medineli. Yirmi Beşinci Söze kadar okumuş. Kendisine soruyurum; "Risale-i Nurda ne buldunki sabırla her gün okuyorsun." Diyorki, "fiha nev un mine ettefekkuh yani bir lezzet var, keyif veriyor. Hele hele önce Kur'an-ı Kerim'den biraz okuyup ardından El-klimatı (Sözler) okuyunca bir inşirah ve rahatlama meydana geliyor. herkese tavsiye ederim bir deneyin."

Gülerek, "beğenmezseniz bir daha deneyin" diyor. Hep beraber bu güzel eserleri Arapça tercüme eden İhsan Kasım Essalihi'ye dualar ediyoruz. Cenab-ı Allah sağlıklı, bereketli ve uzun bir ömür bahşetsin amin.

Bu arada Arapça Risale-i Nurların artık Suudi Arabistan'da da basılmaya başlandığını müjdeliyebiliriz. Suudi Arabistan baskısının iki önemli manası var. Birincisi bu eserlerin artık rahatlıkla Mekke'ye Medine'ye getirilebileceğidir. Daha önceleri gümrüklerde sıkıntı olabiliyordu. Kitaplara el koyuyorlardı. Geri almak için bir hayli uğraştırıyorlardı. İnşaallah bundan sonra bu sıkıntı da bitmiş olacak.

İkinci faidesi özellikle Uzak Doğuda Arabistan baskılı eserler itirazsız hüsnü kabul görüyor. Bu baskı olayı Fırıncı abiyi epey uğraştırdı ama neticesi iyi oldu. Geçen sene hacca geldiğinde Arabistanlı bir yayınevi ile anlaşmıştı. Hamdolsun baskı da gerçekleşmiş oldu ve Fırıncı abinin de hayali gerçekleşmiş oldu. Artık yeni hayallerin, yeni keşiflerin peşinden koşabilir. Allah Fırıncı abiye de sağlıklı, bereketli, uzun bir ömür versin inşaallah.

Bu günlerde Medine-i Münevvere ve Mekke-i Mükerreme sakin, serin. Haccın kalabalığı bitmiş. Henüz Umre de başlamadığı için cennet bahçesinde rahatlıkla namaz kılabiliyorsunuz. Mekke-i Mükerreme'ye gidip çok rahat Umreyi yapıp Hacer-el Esved'i öpebiliyorsunuz. Multezem'de duanızı yapabiliyorsunuz.

Bir kaç gün sonra tatlı telaş başlayacak. Allah'ın misafirlerine mukaddes beldelerde rehberliği meslek olarak seçmiş bizler de "rastgele" diyeceğiz.

Önemli not: Beytullah'ın anlık canlı görüntülerini seyretmek istiyenler geç kardeşlerimizin hazırladığı www.genclerumreye.com sitesine girebilirler. Hepimizden hepinize selamlar, dualar.

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum