Mehmet Asıf IŞIK

Mehmet Asıf IŞIK

Şiirin Sihriyle Dirilsin Hisler

“Kim izzet ve şeref istiyor idiyse, bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi Allah´ındır. O´na ancak güzel sözler yükselir (ulaşır). Onları da Allah´a amel-i sâlih ulaştırır.” (Fātır/10)

Tadı ve lezzeti kaçmıştı hayatımızın, nicedir kekre ve buruk tadında, keyifsiz ve keyfiyetsiz bir hayat yaşıyor insanlık; kaba, haşin ve gaddar! İlkel devirlere reva nobran ve hoyrat bir anlayış hortlamış günümüze! Her tarafta görülen şatafat, lüks, alım ve çalım kimseyi aldatmasın. Dost-düşman görsün diyedir. Çoğu yapmacık ve sun’idir. Yapan basit ve ucuz, alan da, kullanan da. İçler acısı bir vaziyetteyiz. Yazık ki ne içlerde, ne dışlarda, ne edâda, ne gönülde, ne de dilde samimiyetin, nezâhet ve nezaketin eseri de yok, esâmesi de okunmaz olmuş. İnsanımız insanı insan eden âdâbı yitireli beri, çoktandır incelik ve estetik terk eylemiş bu yerleri.

Bir zamanlar şiirler vardı bu yörelerde. Şiirlere ruh veren, ruhlara zarafet katan mânâlarla aşk ve sevgi medeniyeti inşa edilmişti; bahçelerinde güller yetişip bülbüller öten. O mânâ ve sevdanın ateşine yananlar her daim şiirler okur ve söylerdi. Huzur veren o āsûde iklimde, şiirlerin hikmet dolu sükûnet veren dingin ruhu sinelerde gezinirdi. Şiirin sırlı ve şirin sözleri gibi, mayası da mânâsı da gönüllere sinerdi. Yârenlerle hemhal olup sohbet edilirken, yeri gelince şiirler dile gelir, şiir gibi sade ve âheste yaşanırdı; sâkin, âhenkle, içtenlikle, incelikle ve derinden…

***

Sonra makinalar girdi dayanılmaz gürültülerle rûhları ezip öğüten ve hızlı dönen çarklarla hayatımıza. Zaman hızla akmaya başlamıştı, elbette devran da hızlandı. Daha çok kazanma hırsı sadece gözleri değil kalpleri de köreltip kararttı. Çarklar habire döndükçe durmak bilmeden ayakları da koşturdu. Çarklar döndükçe ufalayıp yok etti güzel olan şeyleri. Duygular boğuldu makinaların uğultuları arasında. Ne etrafa, ne yana, ne arda bakılmaz oldu. Unutuldu yandakiler, yarınlar ve yakınlar. İlgi ve şefkat bekleyip arkadan bakanlar!..

Terk edilmişti aşklar ve sevgiler, sevilenler ve sevilip özleyenler. Hisler de şiirlerle de yavaş yavaş ve sessizce ölüyordu. Yıldızlar saklandı gözlerden, baharlar, yağmurlar, yeşili ve mavisiyle renkler gizlendi gözlerden ve gönüllerden. Görülmez olmuştu yazlar, kışlar, baharlar, güller, gülüşler, güzellikler ve güzelce bakmalar. Tıpkı hazana uğramış ağaçlar gibi; ayakta fakat ruhsuz!..

Şiirler yetim ve kimsesiz kalmıştı artık; Koşuşup duranlara kırılıp darıldı. Tüketen, hırpalayan ve yoran şehirlere vedâ etti!. Şiirler de, şairler de küstüler bu vefasızlığa, hayata güzellik katan şirin tadlarıyla!..

***

Halbuki şiir sözlerin bestesidir;

Kalbe esen ilhamın hendesesidir.

Şair hislerin mimarı, mânânın mühendisidir.

Şiir şairin dilinde bal şerbetidir.

Şiir, duygu selinin hem sesi, hem nefesidir.

Şiir coşkun kalp ve ruhların tatlı meyvesidir; narin ve nahif kalplerin kimi zaman hüzün ve hasretidir. Kimi zaman neş’esi, sevinci ve ümidi, kimi zaman kara sevdalıların ağıdı ve feryadıdır. Bazen vazgeçilmez tutkudur, bazen utkudur, bazen şanlı bir zaferin coşkusudur.

Şair hayâl ve ilhamlarını akıl cetveliyle ölçüp kalbinin pergeliyle çizer. Gönlüne akan manaları, içine doğan sezgileri latifelerinin ve ince algılarının hassas terazisiyle tartıp irfan imbiğinden geçirir ve derin hislerinin engin denizlerinde gezdirir.

Şairin yüreğine ilhamlar öyle kolay gelmez çoğu zaman. Şair sever, sezer, özler, elem duyar, hayâl eder, düşünce sancıları çeker. Geceler boyu uyku tutmaz, kanlanmış gözleriyle sabahlar. Yüreği ateşlere düşer, kâh duyguları dalgalanır, kâh isyanlarla çalkalanır. İçi yanar, göynü kanar, kaynar, mum gibi erir bazen. Döker derdini, içini kavuran aşkını, sevgisini, gam ve kederini, nahif hislerini özenle seçtiği sözlere yükler. Kelimeler yüreklerden taşıp mısralara, beyitlere, dizelere dizilir; şiir olur, mâni olur, koşma olur, rubâi olur…

Şair özgür ruhludur; sükûn bulmayan kalbiyle, sükût etmeyen hisleriyle, derdini, fikrini ve diyeceğini derin ve geniş mānālarla kanaviçe gibi işleyen yürekli ve zeki kelime avcısıdır.

Şairin sinesi çağlayandır,

Hisleri yüreğinden taşandır,

Hayâline sınır konulamaz,

Hak çiğnenince yerinde duramayandır,

Had aşılınca kabına sığmayandır.

Duyguları coşkun ırmaklar gibi akandır;

Gönlüyle bakar, kalbiyle dinler, feryadı dinmez.

Çok sözü öz eyler, az sözle çok söyler.

Şiir, Mevlâna’nın gönlünde sönmeyen ateş,

Yunus Emre’nin ruhunda bitmeyen sevgi,

Hacı Bektaş’ın canında, can sunan nefes,

Fuzûli’nin dudağında serinlik veren su,

Gâlib Dede’nin kalbinde dinmeyen aşk,

Akif’in gönlünde vatan, göğsünde iman ve azim,

Yahya Kemâl’in ikliminde huzur,

Nâzım’ın dilinde isyandır ve nizama itirazdır.

Şiir gün oldu gül kokan Resul’e okunan naat oldu, ehl-i beytinin ardından söylenen mersiye oldu. Anadolu’da hoyrat oldu, bozlak oldu, bazen sılaya vuslata ümit oldu, gün oldu zorbalara isyan oldu, gün oldu aşklara şarkı, bazen yâr hasretine yakılan yanık türkü oldu.

***

Hülâsa, şiir edebiyatın gözdesi ve söz san'atlarının en asilidr; Duygu ve fikirlerin kıvama gelerek hüsün ve cemâlle, yani sanatın ve maharetin rûhu ve özü olan estetikle cilâlanıp parlatıldığı göz alıcı nazlı ve nâzenin çiçeğidir. İşte, Hak'kı, hayrı, iyiyi, güzeli ve doğru olanı davet, tavsiye ve teşvik için yazılan ve söylenen en güzel sözler olan şiirler cemâlin ve kemâlin menbaı Allah’a yükselmeye sezâdır ve en lâyıktır.

Dedim ya, şiir sözlerin bestesidir; şairin elinde gül destesidir.

Gel ey şiir hayatımıza, başımıza tac, gönüllerimize ilâç ol. Temizleyip yenile içimizi ve içtenliğimizi…

Artık sözlerin efendisi şiirlerle barışıp şu tadı kaçmış hayatın taaa kalbine koyalım. Şiirlerle “şiir gibi” güzelce yaşamalı; şairlerin kalp gözüyle ve kulağıyla güzeli, inceyi ve incelikleri görüp duymalı. Uyuşmuş duygular uyanıp canlansın, Gönlümüze bahar gelsin; gönül bahçelerimiz yeşerip çiçeklensin. Hisler hakikatin sırrını taşıyan şiirlerle ve şiirin sihriyle yeniden dirilsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.