‘Kürt meselesi Osmanlı’nın yıkılışı ve yok edilişidir!’

Her gün şehit haberleri geliyor.

Ciğerimiz yanıyor.

Bir ülfet atmosferi oluştu. Yani şehit ve şehadet haberlerine çok ama çok fazla alıştık.

İnsan, yaratılışı gereği başına gelen her hadise karşısında gaflet girdabına giriyor, çıkamıyor.

Çıkmak için gayret göstermiyor.

Hadiselere kendi veya kendi gibilerinin gözlüğünden baka baka boğulup gidiyor.

Allah muhafaza!

Kürt meselesini anlamak ve çözebilmek ve de kardeşçe yaşayabilmek için gaflette boğulmamak gerekiyor.

Çünkü Kürt meselesine sadece siyasî ve askerî pencerelerden bakmak gaflet sorunumuzu ortaya çıkarıyor.

Evet… Kürt meselesi ne Ak Parti’nin, ne Sayın Cumhurbaşkanımızın çıkardığı bir mesele değildir.

Tam yüz yıllık bir mesele…

Ve yüz yıldır ismini dahi koyamadığımız, çekindiğimiz ve görmezden geldiğimiz bir mesele…

Neyse ki, 12 Ağustos 2005 tarihinde dönemin Başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan; ‘Kürt meselesi benim meselemdir’ diyerek bütün tabuları tarumar etmişti.

Yüz yıllık yaraya ilk neşteri vurmuştu.

Kürt meselesi, istibdatçı, vesayetçi, halktan görünüp ama halka karşı riyakâr olan bir Cumhuriyet anlayışının sonucudur.

Kürt meselesi; Ermenilere karşı kışkırtılmanın, halifeliği muhafaza etmek isteyip de sırttan hançerlenmenin bir neticesidir.

Kürt meselesi aslında bir kandırılma meselesidir.

Daha açık söylemek gerekirse Kürt meselesi, cihanşümul bir devletin, Osmanlı’nın yıkılışı ve yok edilişidir!

Çünkü asırlarca kardeşçe yaşayan ve de Müslüman olan iki kavim arasına bu fitne ateşi nasıl düştü dersiniz?

Cevap belli ve net:

Etnisiteyi merkeze alan, hürriyetçi iklimi yok eden, tek tipçi ve batının daracık, yırtık-pırtık libaslarını Anadolu halkına zorla giydirme teşebbüsüdür.

O yüzden 1924 gömleği bugün hem Türklere hem de Kürtlere dar geliyor.

Bizi, hepimizi, hatta İslam coğrafyasını sıkıyor.

Peki, ne yapılmalı?

Onun da cevabı kısmen belli:

Tam bir başkanlık modeli ile beraber gelecek yeni bir anayasa…

Evet, evet… Kürt meselesini bitirecek, kardeşçe, barış ve saadet içinde yaşayacağımız iksir; etnisiteyi bertaraf eden, hürriyetçi zemini kuvvetlendiren, her ferde aidiyet hissi uyandıran ve uyandıracak olan bir başkanlık modeli ve yeni anayasadır.

Bugünlerde bir hareketlilik görülüyor ufukta.

Ağırdan ağırdan bir şeyler oluyor.

İyi şeyleri bekliyorum, hem de dört gözle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum