'Sahip Olma veya Ait Olma'

Bir kısım müslümanlar Kur’ani hakikatlere ‘Sahip Olma’ hissiyatı ile sarılmakta, ‘Ait Olma’ şerefinden ve bereketinden mahrum kalmaktadır. Evet, Kur’an hakikatlerine zarf olan eserleri ene saiki ile sahiplenen bir kısım insanlar pek çok faziletten ve nimet-i marifetten, yani mana mertebelerinin zenginliğinden habersiz yaşamaktadır.

Nurlu eserlerde geçen; “Meydan-ı istifadeye vaz'edilen eserler, mîrî malıdır; yani Kur'an-ı Hakîm'in tereşşuhatıdır. Hiç kimse, enesiyle onlara temellük edemez.”[1] ikazı bu tehlikeyi ehl-i himmetin nazarlarına sunmakta, erbab-i hizmeti uyarmaktadır.

Gururu artıran, ‘Ait Olma’ şuuruna ulaştırmayan okumalar, malumatı artırsa da sema-yı tefekküre çıkmayı, hikmet mertebesine ulaşmayı zorlaştırmaktadır. ‘Sahip Olma’ hissiyatı dâhilde pek çok münakaşaya sebep olmaktadır. Yani hizmet-i imaniyede pek çok niza ‘Sahip Olma’ hissiyatından çıkmaktadır.

Evet gaflet ve enaniyet, nefsin temellük noktasındaki zafiyeti ‘Sahip Olma’ hissiyatını doğurmakta, ‘Ait Olma’ şuurunun inkişafına perde olmaktadır. “Akleden bir kalp” ile bakıldığında ‘Ait Olma’ şuuru ile kazanılan hasılatın ‘Sahip Olma’ hissiyatı ile ulaşılan hasılattan pek zengin olduğu anlaşılmaktadır.

Hakikat kitapları ile nefis ve ene saiki ile irtibat kuranlar, ‘Sahip Olma’ hissiyatına kapılanlar, aidiyetin şerefinden hisse alamayanlar, hakikatin lübbüne, yani Esma ve Sıfat cephesine yakınlaşmaları, suretten sirete ulaşmaları imkânsızlaşmaktadır.

Evet hakikat kitapları ile hissi ve nefsi irtibat kurmak, mensubiyet şerefinin lezzetine varamamak, külli manalardan, kudsi maksattan insanı mahrum bırakmakta, hakikatin Esma cephesinden uzaklaştırmaktadır.

Nasıl ki merkez ile irtibatı bulunmayan, yani bir bacağı yere basmayan pergelin düzgün bir daire çizmesinin imkânsız olması gibi, ‘Ait Olmayı’ içlerine sindiremeyen zümrelerin hizmet-i imaniyeyi “rütbesiz neferler” olarak halisane ve hasbiyane yürütebilmeleri müşkilatlıdır.

‘Sahip Olma’ hissiyatı, hizmet-i imaniyenin mülk cephesi ile suri bir irtibatı, ‘Ait Olma’ şuuru, hakikat hizmetinin meleküt ciheti ile münasebeti anlatmaktadır. Bu itibarla ‘Ait Olma’ fikriyatı Rahman’ın kemaline, varlığın hakikatine, yani Esma ve Sıfat cephesine intikalden izler taşımaktadır. Akrebiyet-i İlahiyenin inkişafına vesile olan ‘Ait Olma’ fikriyatı, tefekküri bir iklimde dolaşmayı, huzura çıkmayı kolaylaştırmaktadır. ‘Ait Olma’ şuuru dört mertebede kemale ulaşmaktadır. Bunlar:

  • Teveccüh-ü Tamme
  • Teyakkuz-u Tamme
  • Teslimiyet-i Tamme
  • Tevekkül-ü Tamme

Yani Kur’an’a ve hakikatlerine tam bir teveccüh, nefis ve şeytana galebe için tam bir teyakkuz ve manevi bir intibah hali, Kur’an’ın emirlerine ve takdir-i ilahiyeye karşı tam bir teslimiyet, hikmet-i ezeliyeye itimadı gösteren tam bir tevekküle ulaşmak lazımdır.

Bu dört mertebeden alınan pay idraki melekelerde derin bir kavrayışı doğurmakta, bu ise marifetullahtan nasibi arttırmakta, marifet-i ilahiyenin kemali ile insan hadisat-ı âlemin çalkantıları içinde pasif bir nesne (münfail) olmaktan kurtulmaktadır.

Aktif bir özne (fail) olarak, dünya denilen okulda talebelik ve muallimlik vazifelerini bihakkın yaparak, tebliğ ve temsil vazifelerinden azim hisse almaktadır. Fani bir dünyanın suri hazlarına aldanan insanlar dava adamlığı iddialarını delilsiz ve ispatsız bırakmaktadır.

Elhasıl; ‘Sahip Olma’ ayrı, ‘Sahip Çıkma’ ayrı, ‘Ait Olma’ apayrıdır. Akleden bir kalp ‘Ait Olma’ şuuru ile ferahlamakta, pek çok fazilete ve kazanca ulaşmaktadır. ‘Sahip Olma’ hissiyatı cüz’i ve süfli bir lezzet hatırına azim kazançlardan insanı mahrum bırakmaktadır.

En öncelikli mes’elemiz; ‘Sahip Olma’ hissiyatı ile teveccüh-ü nas arzusundan kurtulmak, ‘Ait Olma’ şuuruyla “İn Ecriye İllâ Alallah”[2] fikriyatına ulaşmak, Mele-i Â’la sakinlerinin nazarında bir kıymet kazanmaktır.

Kur’an’a ve umum müslümanlara ait bir külliyatı şahsi mülkü sanmak, en saiki ile sahiplenmek pek çok faziletten ve kazançtan mahrum kalmak, hakikat nurların perde olmaktır...

[1] Mektubat, 425

[2] “Benim Mükâfatım muhakkak ki Allah’a Aittir.” Yunus, 72

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum