‘Kıyafetime karışma-Zulmün adı haşema’

Bu aralar sol tandanslı grupların kafası çok karışık.

Ya kontrolsüz tepki veriyorlar ya bilinçli olarak mahalle baskısı uyguluyorlar ya da kendince oluşturdukları fikir dünyası ile çelişiyorlar.

Nasıl mı?

Önce Siverek’ten bahsedeyim. Dün Siverek’te bir senaryo yaşandı. Evet, evet profesyonel hem de… Set hazır, kameralar hazır, aktörün de saçı, sakalı, sarığı ve şalvarı da öyle bir hazırlanmış ki film çekimi başlayınca anında servis ediliyor.

Sivereklilerin dili ile ‘Ma sanırsın oskardır…’

‘Atatürk heykeline gericiler saldırıyor’ sloganıyla sosyal medyada yeni bir gezi kalkışması başlaması olabilir mi ihtimali ile organize oluyorlar.

Ama nafile. Çünkü bu senaryo da, sahne de, film de 28 Şubat döneminde çokça karşımıza çıkmıştı, demode oldu, bağışıklık kazandık haydi başka kapıya.

Muhafazakârları mağlup edecek başka argümanlarla gelin. Belki mücadeleye değecek bir yüzünüz olur. Biz de değdi deriz, adamlar işin hakkını veriyor diyerek sizi methedelim. Ama yok.

Yok işte… Muvazeneyi kaybediyorlar, muhalif olamıyorlar daha doğrusu beceremiyorlar. Keşke becerseler de Türkiye’nin terakkisine katkı sağlasalar.

Gerici diye itham ettikleri bile çoktan yenilendi ama onların kafaları hâlâ geride… Bir türlü kabuklarını kıramıyorlar, asra ayak uyduramıyorlar.

İşte başka bir senaryo daha…

Bu defa kıyafetimize karışıyorlar bahanesiyle önce toplumsal algı oluşturuyorlar sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etrafındaki halkayı kırmaya yelteniyorlar.

Nasreddin Hoca’nın borçlusuna anlattığı fıkra gibi… Olur da laiklik bahanesiyle hükümete bir muhtıra çıkar da, hükümet korkar da, belki ‘istikrarlı düzen’ sona erer de arzu edilen düzen başa geçer. Yok ya!

Cesur ve hamiyetperver bir lideri var bu ülkenin, ne dikenli yolları aşıp da geldi, ne badireleri atlattı da dünyaya meydan okuyor. Ortada suçlu varsa ve suçluluk da bireysellik ilkesi ile anılıyorsa suçlu cezalandırılır, olur biter. Bunu bütün İslamî camiaya mal etmek akıl kârı mıdır?

Ama siz yine de kılık-kıyafetle uğraşmaya devam edin. Kıyafetin bekçiliğini yapın ama ne olur Ayşe Arman gibi birbirinizle çelişmeyin. Çok komik oluyorsunuz.

Ayşe Arman da ‘Kıyafetime karışma’ sloganının müdavimlerinden ve özgürlük arayışı ile ses getirmeye çalışırken haşema giyen bayanlar için de; ‘zulmün adı haşema’ adlı yazı kaleme alıyor.

Yahu sana ne! Bu ne perhiz ne lahana turşusu anlamadık gitti. Siz ne ayaksınız?

Madem kıyafetime karışma diyorsun (ki kendi hazırlattıkları senaryolarla karıştırıyorlar) peki neden başkasının özgürlük alanına müdahale ediyorsunuz?

Siz 28 Şubat ve sonraki süreçlerde ‘Başörtüsü yasağına’ ses çıkarmayan hatta gericilikle, bilime engel oluyor diye itham edenler değil misiniz? Siz kıyafet dersini kime veriyorsunuz?

Niyetinizi ‘Gezi’de sunî bahanelerle anlamıştık. Şimdi amacınızı ve gayenizi daha da iyi anlıyoruz. Yallah! Başka kapıya…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum