Keyf/ince Lûgat

DUYMAK: Kalbini duymayanlar; Rabbini duymayanlar sırasına geçiyor.
***
YOLCU: Arkana bakma! Çık git! Ne kadar da bağlısın bu dünyaya! Hepsi burada kalacak. Cennetine yürü!
***
UÇMAK: Cömert ol, cömert! Hiçbir şey senin değil.
Çocukluğu bırak, bırak şu (kıs kıs) kısmayı.
Sana -ille de- lazım olanlar belli. At şu fazlalıkları!
Bunca yükle uçabilir misin!
***
YÜK: "Dünyanın yükü"nün ne olduğunu bilmeyenler; dünyanın yükünü zayıf bellerine "yük" ederler.
***
YANLIŞ HESAP: Dünya bizi sırtında taşıyacakken… biz sırtlanmışsak…
***
DEĞİŞMEK: Kaç kelimen var? Kelimesiz olmaz. Git, kelime biriktir; öyle gel. Her kelime/n/den sonra değiştiğini göreceksin.
***
CUMHURİYET: Sen bir cumhuriyetsin. Sınırlarını ve sinirlerini iyi muhafaza et. Efsunkâr bir hürriyetin olsun.
***
HÜRRİYET: Söyleyeceklerin varsa söyle de… Sen bana karışma, ben sana karışmayayım… Karışmam sonra!
***
İLAN-I CEHALET: Ezberinde birkaç mısra, birkaç cümle, mırıldanacağın beste kırıntıları var mı? "Yok!"sa "kırıtıp" durma karşımda! Git şurdan! "Cehalet Ağa" ile yüz yüze kalmak istemiyorum. Git de adını değiştir gel! Çok kolay değil yalnız; ona göre! Ben mi? Bu cümleler de cehaletimi ilana yarıyor "benim." Yeter mi?
***
YAZMAK: Yazmak; cehaletin arttığını gösteren aynalardır.
***
MUHTAÇ: Kapını, kasanı, kalbini aç! Aç da bir yaraya merhem ol. Sen hep muhtaçsın, alan elsin; aldıklarının üzerine oturma; sahibi değilsin. Toplamak istiyorsan, buradayken dağıt; meclis dağılmadan.
***
SEN: Kitabı okuduğun gibi kendini de oku;sen de bir kitapsın.
***
KİTAP: Kitaplar, kitap olmak için okunur; ne sanmıştın?!...
***
GÜL/DİKEN/DOST: Gülleri koklarken eline diken battığı olmuştur. O zaman gülü kaldırıp atıyor musun? Dostlarınız da öyle. Öyle atamazsınız.
***
MİSAFİR: Dünya, sonsuz yolculukta bir nefesçik durak. Mola… Yayılma! Şimdi, birazdan, hemen, kaşla göz arası, beklediğimiz/beklemediğimiz bir anda: "Haydi!" diyecekler "Haydi!" Malın mülkün, samur kürkün eteğinden
çekmediğinde… İşte o zaman anlayacaksın:"Azıcık aşım,kaygısız başım." sözünün karşı konulmaz davetini de... De, işte!
***
HALVET: Arada bir de olsa kendinle baş başa gelemiyor, kalamıyorsan... "Kendini, kendine dost kabul etmiyor musun yoksa?!... Bunu arada kendine sor da bir öğren. Bana da haber ver!
***
ÖLÜMLÜ VE GURURLU: Karac'oğlan: "Üç derdim var birbirinden seçilmez:Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm." der. Zaman geçse de dertler aynı. Avunmaya çalışma evinle, arabanla…Ayrılığa, yoksulluğa, ölüme bir çaren var mı! Yok! O zaman Nemrutluğu, deccallığı bırak. Hem ölümlüsün hem de gururlu! Bu ikisini nasıl yan yana getiriyorsun! Ciddi misin?
***
İŞİMİZ ALLAH'A KALMIŞ: Toprağı "nar" yapan değilsen, ihtiyaçların bitmiyorsa… secdeden başka varacağın yer yok.
Senin gücün de yok! İşimiz Allah'a kalmış. İyi ki O'na kalmış. O'na kalmayan işler… kalır. Hay'dan gelip Hû'ya gidiyoruz. Ne sandın ya!
***
BESTE: Denize bakıp deniz; muma bakıp mum; yağmura bakıp yağmur olamıyorsan… Yoksa bu âlemin rotasında, potasında değil misin? Bu bestenin bir notası da sensin. Notadan da öte sen bir bestesin.
***
SEVDA: Beter olsun bu sevda; yeter olmasın.
***
HAYAT VE ÖLÜM: Hayatın yoksa, ölümün de yoktur; hayatın varsa, ölümün de yoktur!
***
BİR ÖZÜR (DİLEMESİ:) Kusura bakmayın alışveriş yapamayacağım; yanıma kelimelerimi almayı unutmuşum da!
***
BAHAR: Dirilişi görüyorum ya... Çığlık çığlığa ya çiçekler... Yol kenarları, dolu dolu bahçeler... Bahar dallarında ümit şarkıları... Okullara "Mevsimlerin Dili" diye ders koymalı. Gözümüzün önündeki baharı kaçırıyorlar. Baharı göremeyenlerin gözlerini, gönüllerini tamir edecek ilaçlar yazmalı doktorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum