Bugünün teknolojisiyle farklı teknikler kullanılarak kepçe kulak problemlerini çözümlediklerini söyleyen Estetik International Sağlık Grubu kurucusu Op. Dr. Bülent Cihantimur, “Kepçe kulak çoğunlukla genetik kökenli kulak şekil bozukluğudur” dedi. Kulakların, yüz bütününün olmazsa olmaz parçaları ve katkı sağlayan estetik öğeleri olduğunu belirten Cihantimur, “Kepçe kulak sorunu, bu tamamlayıcı unsura gölge düşürür ve çoğu insanda özgüven kaybı oluşturur. İster çocuk yaşlarda olsun, ister ilerlemiş yaşlarda olsun, kepçe kulak problemi yaşayan fakat cerrahi girişimlerden korktuğu için kepçe kulak ameliyatına sıcak bakmayan insanlar var. Lazer teknolojisi ise, büyük oranda bu korkuların önüne geçebilecek avantajlara sahip” diye konuştu.

KESİLER LAZERLE YAPILIYOR, ACI MİNİMAL, SARGI YOK

Lazerle kepçe kulak ameliyatının ayrıntılarını anlatan Bülent Cihantimur, “Lazerle kepçe kulak ameliyatlarında en önemli avantaj kanamanın ve acının olmamasıdır. Kesi lazerle yapılır ve bu da morluk, ödem, şişme gibi durumların önüne geçmemize fayda sağlar. Lazerle yapılan kesi izi minimal olarak kulak arkasında kalır ve görülmez. Yine aynı şekilde lazerle kepçe kulak ameliyatında kulak kıkırdağına da lazerle kesi yapılır, eğer fazla gelişmiş kısımlar varsa çıkartılır. Kulak kıkırdağının içine yapılan düzeltmeler sayesinde hastamız kepçe kulak sorunundan hayat boyu kurtulur. Operasyon sonunda sargının olmaması da çok büyük bir avantaj” ifadelerini kullandı.

DAHA ÇABUK İYİLEŞME VE SOSYAL HAYATA DÖNÜŞ

İnsanların artık aylar süren hatta haftalar süren iyileşme süreçlerine katlanamadıklarını, hayat koşuşturmacası içinde zaten buna da vaktin olmadığını ifade eden Cihantimur ayrıca şunları söyledi: “Lazer teknolojisi hastaya iyileşme döneminde de çok büyük faydalar sağlıyor. Minimal düzeyde seyreden şişme ve morarma ve ayrıca derhal iyileşme dönemine hızlıca girebilme imkanı sağlayan lazerle kepçe kulak ameliyatı, klasik kepçe kulak ameliyatlarının çok daha sağlıklı ve risksiz yapılmasına vesile oluyor. Hastalarımız birkaç gün içinde kulaklarını dış etkenlerden koruyarak ve zaten sargısız da olduğu için sosyal hayatlarına geçiş yapabiliyorlar”.
 
IHA