Prof. Dr. Kenan ÖREN

Prof. Dr. Kenan ÖREN

Ateizmin İflası ve Antony Flew

Kâinatta muhteşem bir düzen ve denge bulunmaktadır. Böylesine muhteşem bir düzenin ve dengenin, evrimcilerin ve ateistlerin iddia ettikleri gibi, bir üstün ve üst akıl olmadan tesadüfen tasarlanması ve inşa edilmiş olması imkân haricindedir. Evrim Teorisyenleri ve ateistler, bu kâinatın ve mahlûkatın tesadüfen vücuda geldiklerini iddia ederek, mahlukatın, “BİR ANLIK TESADÜF” safsatasıyla kendi kendine oluştuğunu öne sürmektedirler. Bu iddialarını da güya bilimsel gerekçelere ve deney/test prensiplerine dayandırmak suretiyle izah ve lanse etmeye çalışmaktadırlar. Bilimsel gerekçe ise “pozitivizm” ile nitelendirilmektedir.

Pozitivizm veya olguculuk ise; Auguste Comte'un başını çektiği, doğru bilginin yalnızca bilimsel bilgi olduğu, doğru bilgiye ise yalnızca ampirizm (deneycilik) ile ulaşılabileceği iddia edilmektedir. Deneyler somut verilere dayandırılmaya çalışılsa da ilk oluşumun izahı akıl haricinde olan ve hiçbir mantıkî dayanağı olmayan “TESADÜF” mottosu ile izah edilmektedir. Aslında, tesadüfen vücuda gelen şeylerin düzensiz, dağınık ve karışık olması gerekir. Nasıl oluyor da, kâinatta cari olan mükemmel hadiseler planlı ve hiçbir aksama olmadan organize bir şekilde işlemektedirler.

Tesadüf plansız ve programsız olur; oysa kâinatın her hadisesinde bir plan ve program eserleri mevcuttur. Güneşin doğup; batması, mevsimlerin kâinatta cari olan kanunlar çerçevesinde münavebeli değişmesi, bitkilerin ve canlıların simbiyotik bir ilişki içinde ve ekolojik denge ile sürdürülebilir olması, insanın mükemmel bir varlık olarak tasarlanmış ve azalarının hikmetlerle donanmış olması ve bir silsile halinde zürriyetinin devamlılığı gibi hadiseleri tesadüfe bağlamak akıl ve mantık ile izah edilebilecek bir konu olamaz. Daha da önemlisi, soyut olgular olan akıl, zekâ, zihin, hafıza, hayal, hisler gibi gerçeklerin tesadüfle izahı mümkün değildir.

İşte 70 yıl boyunca ateist olarak yaşamış olan Anthony Flew isimli bilim insanı, ateist olmasını, baskın bir faraziye ürünü olarak “KÖTÜLÜK PROBLEMİ” üzerinde yoğunlaştı. ‘Eğer bir tek İlah olsaydı, bu kadar kötülüğe müsaade etmezdi,’ şeklindeki bir düşünce ile ve bir yaratıcının olması, insan hürriyetini kısıtlar; bu yüzden bir yaratıcı yoktur ve olamaz; ya da olmamalı düşüncesine dayandırmıştı. Bilahare evreni, insanı ve diğer varlıkları inceden inceye inceledikten sonra, kâinattaki bu muhteşem düzenin kanunlar çerçevesinde işlediğini anlayınca, hiçbir kanunun kanun koyucu olmadan meydana gelemeyeceğine hükmederek tek bir Allah’ın varlığının olması gerektiğine hükmetmiş ve “YANILMIŞIM TANRI (ALLAH) VARMIŞ” isimli eseriyle inancının gerekçelerini analiz etmiştir.

Ateizm ‘tanrıtanımazlık’ anlamına gelmekte olup, teizme karşı reddiye geliştiren felsefî bir yaklaşımdır. Bu beşerî görüşe göre Allah veya Tanrı diye bir varlık yoktur. Bir İlah’ın var olmadığına inanan veya akıl yürütmelerle birlikte bir tanrı sonucuna ulaşamayıp var olmadığına karar veren ve buna göre yaşayan kişiye ateist, bu iddiaya da genel anlamda ateizm denmektedir[1]. Hatta Deizm, Agnostisizm veya Panteizm gibi felsefî görüşler de kimilerine göre, ateizmle eş anlamlı olarak kullanılabilmektedir. Ancak bu terimlerin arasında bazı ince farklar bulunmaktadır. Şöyle ki, “Deizm, kâinatı bir Allah’ın yarattığı inancına dayanan ancak Allah’ın gönderdiği peygamberlere ve dini kurallara inanmayan veya şüpheyle yaklaşan felsefî görüşün ismidir.

Agnostisizm, insanın Allah ile ilgili kesin bir fikre sahip olamayacağını ileri süren felsefî görüştür; zira insan aklı, Allah’a ve Allah’ın mahiyetine dair bilgiye ulaşması için yeterli bir kapasiteye sahip değildir. Yani Agnostikler, “Allah’ın varlığı bu akılla bilinemez; varlığı ya da yokluğu meçhuldür ve ispat edilemez” diyor. Halbuki bir şey ya vardır; varlık deriz, ya da yoktur; yokluk deriz. Yani varlık ile yokluk arasından bir şey olamaz. Meselâ karşımızda bir evin çatısından duman çıksa ve hatta çatının kenarlarından ateş fışkırsa, biz ne deriz; ev yanıyor. Şu denebilir mi; yanıyor olabilir de olmayabilir de; yani İkisinin arasındaki şüphecilik ise akıl ve mantık dışı bir felsefenin ürünüdür. Panteizm ise, Allah ile kâinatı bir sayan ve birbirinden ayırmayan, sapık bir görüştür. Bu şuna benzer, bir sobayı yapan sobanın kendi içindedir? Ne kadar mantık dışı değil mi?

Ateizm kavramı, Teizm kavramının anti-tezidir. Başka bir deyişle, Ateizm kavramı, Teizm kavramının karşıtı ve zıttıdır. Teizm kavramı Allah’ın varlığına inanma; filozoflarını tabiriyle “Tanrıcılık” anlamına gelmektedir. Ateizm kavramı ise, Allah’ın varlığını inkâr etme anlamında kullanılmaktadır; filozofların tabiriyle “Tanrıtanımazcılık” veya “Tanrısızlık” şeklinde ifade edilir.

Bu bağlamda Teizmin iki türü vardır: Deizm ve Fideizm. Deizmin iki anlamı vardır: 1) Allah’ın varlığının akıl ve/veya deneyim yoluyla bilinebileceğini savunan görüş. 2) Dinlerin tanımladığı anlamın dışında bir Allah’ın varlığını savunan görüş. Fideizm ise, Allah’ın varlığının akıl ve/veya deneyim yoluyla bilinemeyeceğini, Allah’a yönelik inancın iman temeline dayanması gerektiğini savunan görüştür[2]. Deizmin ortaya çıkış sebebi aslında ateizmin oldukça mantık dışı bir iddia olmasından dolayıdır. Deistler aslında ateistlerden türemiş sapık bir inançtır.

Ateistler Allah’ı inkâr etmenin anlamsız olduğunu anlayınca, Deizmi türettiler. Bu bağlamda Deizm, Allah’ı inkâr etmeyip, ancak O’nu hayata müdahil etmeyen bir cereyandır. Yani Ateizm mağlup olunca, ki bunu, ateistlerin idolü olan Antony Flew de itiraf etmiştir, Deizmi ortaya attılar. Deizm, ise Şeytan ve Şeytan fikirli güruhun devreye soktukları bir sistemdir. Bu inançta olanlar, Allah’ı reddetmeseler de, O’nun hayata ve tarihin akışına bir müdahalesi olan vahyi reddediyorlar. Onlara göre, sadece akıl, insan için mutlak bir rehberdir ve başka bir rehbere ihtiyaç yoktur. İnsan aklını iyi bir şekilde kullandığı takdirde çözemeyeceği hiçbir problem yoktur[3].

Deizmin iddiası o kadar mantık dışı ki, daha insan aklı, kendi aklı ve zekâsını tam olarak çözebilmiş değildir. Akıl ve zekâ insana nereden geliyor ve neden bazıları akıl hastası veya geri zekâlı; diğer bazıları akıl küpü veya süper zekâ sahibi (armağanlı çocuklar gibi)? Bunun bir Üstün Akıl tarafından takdir edildiği açık bir gerçektir. İşte biz inanlar, insan aklını ve zekâsını takdir eden bir ihtiyar sahibi bu Üstün Akıl sahibine Allah diyoruz; ateistler ve inanç yoksunu güruh ise “tesadüf” diyor.

Yukarıda sayılan felsefî görüşler, tamamen beşer aklının ürettiği ve tek bir Allah’tan uzak şirk ihtiva eden sapık görüşlerdir. Bu sayılan felsefi; yani sadece beşer aklıyla ilintili olan görüşlerin hepsi de “TEVHİD” inancı; yani tek bir Allah inancı ve O’nun şer’i kanunları ve ilkelerine aykırı olan görüşlerdir ve “şirk” veya “küfür” kavramlarıyla tard edilen görüşlerdir.

Mezkûr görüşlerin içinde yazımıza konu olan esas mesele, “ateizm” konusudur ve yetmiş yaşına kadar ateist olarak yaşayan bir bilim insanının kâinattaki muhteşem nizamın ve kanunların bir YARATICI olmadan mümkün olamayacağını hissetmesiyle YARATICI’ya ulaşmasınının sürecini konu edinen bir çalışmadır.

Devam edecek

[1]Ahmet Cevizci, Felsefe Sözlüğü (İstanbul: Paradigma Yayınları, 2000), “Ateizm” , 153; Orhan Hançerlioğlu, Felsefe Sözlüğü (İstanbul: Remzi Kitabevi, 1989), “Tanrıtanımazlık”, 396; Serkan Uzun vd., Felsefe Sözlüğü (Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları, 2008), “Tanrıtanımazlık”, 126./ Saliha Vidinlioğlu ve Hülya Terzioğlu, “Ateizm Savunucusu Sitelerde Din Karşıtı Bazı Argümanların Analizi ‘pozitifateizm.wordpress.com’, ‘ateizm.blogspot.com’ ve ‘ateistmedya.wordpress.com’ Örnekleri” Kader Dergisi, Cilt: 19, Sayı: 1, 2021, ss. 55-77 | Volume: 19, Issue: 1, 2021, pp. 55-77, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1676144#:~:text=Tanr%C4%B1'n%C4%B1n%20var%20olmad%C4%B1%C4%9F%C4%B1na%20inanan,da%20genel%20anlamda%20ateizm%20denmektedir. Erişim Tarihi: 01.05.2024

[2]Öymen, Örsan, K., “Bunları Bilmeden Ateizmi Anlayamazsınız.”, https://www.odatv.com/yazarlar/orsan-k-oymen/bunlari-bilmeden-ateizmi-anlayamazsiniz-130757 Erişim Tarihi: 07.05.2024

[3]Eren, Şadi, Tartışılan Âyetler, Rağbet Yayınları, İstanbul, 2019, s. 96

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum