Katsayı Zulmü’ ve Bayram sevinci

Bir nevi Ergenekon ürünü ve 28 Şubat mantıksızlığı olan ve sadece dine düşman bir zihniyetin sahiplendiği ‘katsayı zulmü’ nihayet sona erdi.
Bugün katsayı mağdurlarının ve 11 yıldan beri vicdanı sızlayanların bayramıdır…
Evet, 11 yıldan beri süregelen ‘dayatma ve istikbal karartma’ ortadan kalkmıştır.

Bundan sonra “397,997 puanla Türkiye ÖSS ikincisi olduğu halde bile” istediği üniversiteye girememe haksızlığı ve binlerce emeğin boşa çıkarılma zulmü olmayacak.
‘Binlerce mağdur ve mazlumun gözyaşının sona ermesi’ demek olan ve 11 yıldan beri binlerce gencin istikbalini karartan bu zulümden, bu masum ve mağdur halkı kurtaran bu çalışmada, emeği geçen herkesi tek tek tebrik ediyor ve ayakta alkışlıyoruz...

Bir taraftan böylesine sevinirken, diğer taraftan içimiz burkuluyor.
Bu zulme taraftar olan ve din ve vicdan hürriyetini hiçe sayan zihniyetteki malûm kanallarda, bu özgürlüğün aleyhine fikir (!) beyan eden sözde bilim adamlarını (!) gördükçe üzülmemek ve onlara acımamak mümkün değil.
Cahil olmadıklarına göre, demek ki bir insan ancak bu kadar art niyetli olabiliyor.
• Neymiş efendim; “Türkiye’nin şu kadar imama ihtiyacı varmış, imam hatiplerden mezun olanlar fazlasıyla bu ihtiyacı karşılıyormuş. Katsayıyı kaldırmakla, imam hatipleri tercih etme oranı ÇIĞ GİBİ büyüyecekmiş. İmam hatip kökenli mühendis, mimar, kaymakam, öğretmen, bürokrat ve işadamları çoğalacakmış. İşte TEHLİKE (!) o zaman başlayacakmış.”
Vah zavallı yaratık vah…

Öncelikle şunu anlayın artık: Bu ileriyi düşünen akıllı milletin, evlâtlarını imam hatiplere göndermelerinin esas sebebi, evlatlarını ‘imam yetiştirmek’ değildir.
Her ana babanın ideali; dünya ve ahiret hayatımızın hem nûru ve hem esası olan, ‘dini bilgilerle donatılmış’ evlât ve nesil yetiştirmektir. Aslında senin korkun da bu!...
• Senin o şeytandan dolma zihniyetin, ‘bu en tabii ihtiyacı’ diğer okullarımızdan kaldırmamış olsaydı, imam hatiplere böylesine ihtiyaç duyulur muydu?
Eğer bu milletin imam hatiplere olan talebinin sebebi ve senin söylediğin gibi, “çığ gibi büyüyen bir akın ile hücum etmesi”nin sebebi, evlatlarını ‘imam yetiştirmek’ olsaydı, kız öğrencilerin sayısı erkekten fazla olur muydu hiç?
Şimdiye kadar, kaç tane kız ‘imam’ oldu ki? Bu kadar da mı aklın ermiyor?...

Ayrıca, senin o tehlike (!) dediğine, bu yüce millet ‘çölden geçmiş gibi’ susamış…
Senin o tehlike dediğine bu yüce millet, ‘gurbetteki ana yüreği gibi’ hasret kalmış...
Senin o tehlike dediğine, bu yüce millet öylesine muhtâç ki, senin söylediğin ‘çığ gibi büyüyecek olan talep’, işte bu sebeptendir...
• Her insan fıtraten, din, iman, ahiret ve mahkeme-i Kübra gibi konuları bilmeye, hava gibi su gibi muhtaçtır. Bu bilgilerle donatılmış insanlara daha çok güvenilmesi de fıtrî bir olgudur.
Askeriyede bile; kantin, depo ve mübayaa gibi istismara müsait yerlere, genellikle dindarların tayin edilmesi, işte bu sırdandır.
Almanya gibi kalkınmış ülkelerin yönetim kadrolarında, genellikle papaz okulu mezunlarının tercih edilmesi de aynı güven esasına dayanır…

Evet, ey bu güzel gelişmeye karşı çıkan malûm kişi, sen korkmakta haklısın…
Akan sular hiçbir zaman engellenemez. Eninde sonunda engeller aşılır.
Bu birikmişin önünde duranlar, sadece kendilerine yazık ederler.
Hem basit ve gülünç duruma düşerler, hem de pisipisine boğulup giderler…
ABD’de ikinci sınıf insan muamelesi gören zenciler, artık ABD başkanı oluyorken, ülkemizde de 11 yıldan beri ikinci sınıf insan muamelesi gören meslek ve imam hatip liseli öğrenciler de, elbette hak ettikleri yerlere girebileceklerdir.

• Gecesini gündüzüne katarak çalışan imam hatipli veya meslek liseli öğrenci, tüm engellemelere rağmen 397. 997 puan alacak, senin ‘KATSAYI’ engeline takılarak, istediği üniversiteye giremeyecek. Olacak şey mi bu? Hangi vicdana sığar?...

Evet, sadece Türkiye’mizde görülen bu tür vakalar, (367 gibi, 411 olayı gibi, başörtüsü zulmü gibi, AYM ve HSYK gelişmeleri gibi olaylar) maalesef sadece belli bir zihniyetin ürünüdür.
Bundan sonraki gelişmeleri, çok daha dikkatli takip edeceğiz…
• Eğer bu güzel gelişmeler, birileri tarafından yine AYM önüne getirilerek engellenirse, işte o zaman AK ile KARA tamamen ayırt edilmiş olacak.
Demokratik hakkımız olan SANDIK önümüze konulduğunda da, bu zihniyete gereken cevabı ve dersi, çok daha bilinçli bir şekilde vereceğiz inşallah...
*******
BİR VECÎZE:
Din hayatın hayatı, hem rûhu hem esası.
İhyâ-yı Din ile olur, şu milletin ihyâsı…
Açılımı: İslâm Dîni, hayatımızın ruhu ve ta kendisidir.
Eğer, bu yüce din hayata geçirilir ise, şu millet de hayat bulur…
Moral Haber

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.