Kâinatın incelikli ve ilmî ilahî nizam ve intizamı

Karıncadan file kadar bütün hayvanlar yiyecek düşkünü olarak yaratılmışlar. Hayvanların yemek, üremek ve neyle görevlendirilmişse yerine getirmek gibi işlevleri var. 

Mesela karıncaların yeryüzünü kirleten kokuşmuş maddelerini temizlemek gibi bir ödevi vara benziyor. İnsanın ise hayvandan farklı olarak yiyip içmesi ilahi takdir tarafından tarif edilmiş. Hayata dâir her konuda incelikli bilimsel rehberlik çapta elçilerle bilgilendirilmiştir. Mesela "sağ tarafınızın üzerine yatacaksınız." "Suyu iki defa nefes alarak tüketeceksiniz" vb. Bu takdirde ne insanın hayvanlaşmasına ve ne de insana gösterilen işin hayvandan beklenmesine mahal vardır. Yani insanın hayvanlaşamadığı kadar hayvan da insanlaşamaz. 

Mesela kediye sabah erkenden "çantanı hazırla, kahvaltını yap, mektebe git" denilemez. Özellikle yemek düşkünü insandan, hayvanlıktan başka bir iş beklenmez. Çünkü insanların yiyip içme mevzuunda hayvanlaşması halinde onların insanî görevlerini yerine getirmesi beklenemez. Yemek, içmek düşkünlüğü onu hem tembelleştirir hem çalmaya yönlendirir. Batı Hristiyan medeniyetinin yol açtığı, yani insanlığın, hırsızlığa, hesapsız tüketime dayalı olarak çöküşü, kapitalist ve komünist rejimlerin doğuşu, bugünün görünen virüslü dünyasındaki insanı devlet tedbirleriyle hayat hakkı tanıyan yönetimlerine getirdi. 

Hayvanların bir tür ilham da denilen sevk-i tabiileri onları istenilen işi gördürmek üzere yapılmış rehberliktir. Yapacakları iş belirlidir. Kuşa yalan söyletemezsiniz. Kuş yalnız şarkı söyler ve hemcinsleriyle muayyen aşk müdavelesinde bulunur. İnsanın muayyen bir işi olmadığından yiyeceğinin ilahi takdir tarafından tayini gibi işinin şekillenmesi de tarif edilmiştir.

İnatçı, inkarcı, sarhoş Batıda insanla hayvan arasındaki sınırın kaybolduğuna dair yerleşmiş olan felsefî yaklaşım, üniversitelerde ve medyada toplumsal hayatın sürüklendiği uçurumdan nedamete, tövbeye, Hakka dönmeye, bir kibir meselesi olarak algıladığı içindir ki yanaşmamakta olduğu görülüyor. 

Nihat Sami Banarlı merhum, 1984 isimli romandaki insanları sürü halinde bir değnekle yönetmek için kullanılan yöntemin onların dilini bozmak olduğunu ifade etmiştir. Bunun için aynı işi gören Türk Dil Kurumu'nun hain olduğundan bahsediyordu. Aynı ihaneti şimdi internet seve seve sürdürüyor. 

Mesela Google'ın yaydığı bir habere göre, “Yalanın sadece insanların değil hayvanların da zaafı olduğu ortaya çıktı. İtalyan La Stampa gazetesinde yayımlanan habere göre, Tennessee Üniversitesinden Jonathan Rowell ve ekibinin araştırması, serçeye benzer bir kuşun örnek gösterildiği araştırmada, bu kuşun, genellikle yırtıcı bir hayvanın geldiğini diğerlerine haber vermek için kullandığı bir sesten, onları yemden uzaklaştırmak için de yararlanabildiği vurgulandı."

Kurbağaların da "yalancı" oldukları kaydedilen araştırmada, bu hayvanların sesleriyle diğer erkek kurbağalara boyutlarını haber verdikleri, ancak kimi zaman kuvvetli vraklamanın ardında rakibiyle mücadeleden çekinen "çelimsiz" bir kurbağanın olabildiği belirtildi.”

Bu araştırmanın az çok insanlıktan anlayan daha hayvanlaşmamış kişilerce ölçülüp tartılacak bir tarafı var: Çünkü bir ödevle kurgulanmış varlığın işini görmesi yalancılıkla ve zaafla değil basbayağı bazan yukarda temas edildiği gibi ilham da denilen içgüdüye bağlıdır. Bu türlü haberler internette kol geziyor. İnternetle savaş o denli güce ulaşmakla mümkün olabilir. Bu güç de insanlığın insan olanlarının aklında ve kalbinde gömülü olarak vardır.

Bu hayvancıkların o şekildeki davranışı yalancılığına değil. Yapısının çevreye uyumu ile izah edilebilir. Hayvan ve insan çevresine uyumu sağlayabilecek kabiliyettedir. Kainatın çarkları öyle kurulmuş. 

Ben Fransa'da bazı çiftliklerde insansız uçaklar gibi çobansız köplerin yönettiği sürülere rastladım. Hayvanın insana dönüşmesi ne kadar imkansızsa insanın hayvana dönüşmesi de o kadar imkansızdır. Siz insanın ve hayvanın nasıl terbiye edildiğine bakın. Her şey anlaşılır. 

1-067.jpg2-052.jpg3-024.jpg4-015.jpg

5-011.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum