M. Maruf ÖZÜLKÜ

M. Maruf ÖZÜLKÜ

Kabus, 29 yaşında...

Bugün 12 Eylül 2009...
Bundan 29 yıl önce bugün TSK'yı emir-komuta eden paşalar, kendilerine verilen yetkileri amaç dışı kullandılar.

Anayasa'ya göre, hükümetin emrinde olan TSK yöneticileri, kazan kaldırdılar.
Anayasal düzene karşı geldiler.
Mevcut anayasayı paçavraya çevirerek işe başladılar.
Yeni bir anayasa icat ettiler.

Kendilerini sağlama alan, milleti ise, cendereye sokan bu düzenlemeyi, dipçik gölgesinde oylamaya açtılar.
Oylamada "hayır" oyu usulen vardı, "evet" demek mecburi idi.
Meşru düzeni, önce ilga ettiler...

Anayasadan başlayarak devlet düzenini yıktılar ve yeni bir düzen kurdular.
Mürtecilerin ve bölücülerin suçlandığı ama işleyediği "düzen düşmanlığı"nı paşa paşa sergilediler.
Sonra, tahkir, tağyir ve tezyif ettiler...

Her konuşmalarında milli iradeye sataştılar. Milletin seçtiklerini aşağıladılar.
Cumhuriyet ve demokrasinin ihtiva ettiği manaya ruha hakaretler yağdırdılar.
Cumhuriyeti ve demokrasiyi hedef aldılar.

Kurumların kapısına kilit vurdular.(Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve CHP gibi...)
Laik düzene savaş açtılar.
İhtilalcibaşı her konuşmasında teokratik alıntılar yaptı.
Ayet okudu, hadis okudu. Gerçi hep yanlış biçimde aktardı ama yaptığı apaçık dincilik istismarıydı.

Okulara mecburi din dersi koydular.
Ayet ve hadis içerikli afişleri devletin helkopteriyle; yani kamusal araçlarla ve kamusal elemanlarla dağıttılar.

***

Yukarıda saydığımız olaylar birer birer yaşanmadı mı bu memlekette?..
Atatürk Türkiyesi'ni kurtarma adına ihtilali gerçekleştiren Kenan Paşa ve şürekası, güçlü oldukları için, eli silahlı, etrafı alaylı olduğundan istediği gibi at oynattılar.

Milletin öncüleri, ziyaları ne yaptı, hatırlıyor musunuz?
Kahraman savcılarımızın farklı düşünen ya da eyleme geçen her Türk vatandaşın tepesinde 141, 142, 163, 312 gibi ceza kanunlarıyla dikildiklerine hep şahit olduk.

12 Eylül günü ise, "Ayşe tatile gitmişti."
Paşalar güçlü olunca hukukçularımız hesap sormak yerine onlara anayasa taslakları hazırladılar.
Üniversiteler fahri doktoralar verdiler.

Gazetelerimiz, kınayacaklarına, "Geç bile kaldınız" manşetlerini çektiler...
Gazete cemiyetlerimiz basın toplantılarında organizatör oldular.  
Türkücülerimiz, "Aman da şahlanıyor" diye başlayan karnı tok sırtı pek nağmelerle karşıladılar.
Hocalarımız, "Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi" mısralarıyla hoşamedi yaptılar.

***

Keyfiliğin, istibdadın, milli iradeye müdahalenin savunulacak bir tarafı yok.
Huzur adına, anarşi karşıtlığı adına, millet ve devletin bekası adına, "komünistler gelecekti" korkusuyla, 12 Eylül'e sahip çıkanlar yanıldıklarını geç de olsa fark ettiler.

"Millete doğrulan namluya selam durmam" diyen, millet-devlet-ordu sevgisi ile birlikte demokratlığı bir arada tutan aydınlarımız azınlıktaydı o gün.

Yeni Asya Gazetesi tutarlı-demokrat bir tavır sergiledi. Keyfiliğe meydan okudu. Bedelini, 475 gün kapanarak ödedi.

Ama sessiz çoğunluk dut yemiş bülbüle dönmüştü.
Anarşiden bizar olan kitleler, namlu gölgesinde sağlıklı düşünememişti.

***

Bugün, 12 Eylül ihtilal-i faciasının sene-i devriyesi...
İhtilalin siyasi, fikri içtimai alanda gerçekleştirdiği tahribatından herkes müteellim.
Bugün herkes, 1982 Anayasası'ndan muzdarip...
İhtilal bitti. İhtilali yapanların bir kısmı hesap diyarına gitti, bir kısmı doktor doktor geziyor.
Ama 12 Eylül ölmedi...

Anayasasıyla, kurumlarıyla, zihniyetiyle hala diri...
Bıraktığı acılar milleti kavurmaya devam ediyor.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum