İttihatçılık ve Bediüzzaman

Her meslek ve siyasi teşekkül içinde idealizmi aramış ve ideale uymayan noktaları eleştirmiştir. Fırkalar ve siyasi teşekküller arasında dolaşırken ve gidip gelirken Hazreti İbrahim gibi yıldızlar arasında doğacak güneşi beklemiş ve intizar etmiştir. Bediüzzaman’ı tamamen bir siyasi mesleğe mal etmek ve bağlantılı göstermek yanlıştır. İkinci Abdulhamit Han’ı bazı noktalarda eleştirmiş ise de daha sonraki dönemle mukayese ile onu bir derece mazur görmüştür. İttihatçılara meyelanı ve önceki meyli ise tamamen taharriyi hak namınadır. Yoksa İttihatçılık namına değildir. Zaten bilahare İttihatçıları tahlil ettiğinde İttihatçılığın birçok illetle malul olduğu görmüştür.

Bunlardan birisi, içinde dinsizlik cereyanını veya bazı dinsizleri de barındırmasıdır. İkincisi, farmasonların içinde barınması ve yuvalanmasıdır. Reşid Rıza da evveliyatında bu partiye umut bağlamış ve ardından bu umutları sönmüştür. O da Bediüzzanman gibi demiştir. Bediüzzaman bu fırkanın dinsizlikle münasebeti noktasında şunları söylemiştir:

“Bidayet-i Hürriyette İttihatçılar içine girmiş dinsizleri görüyordum ki, İslâmiyet ve şeriat-ı Ahmediye, hayat-ı içtimaiye-i beşeriye ve bilhassa siyaset-i Osmaniye için, gayet nâfi ve kıymettar desâtîr-i âliyeyi cami olduğunu kabul edip, bütün kuvvetleriyle şeriat-i Ahmediyeye taraftar idiler. O noktada Müslüman, yani iltizam-ı hak ve hak taraftarı oldukları halde, mü'min değildiler.”

Özellikle de İttihatçılar Çanakkale Savaşından sonra elde ettikleri zafer havasıyla gemi azıya almışlar ve dinde bazı reform denemelerinde bulunmuşlardır.

Bediüzzaman’ın fırkalara olan desteği umumi olmayıp kritiktir ve İslam adınadır. Müspet hareket ettikçe alkışlamakta aksi takdirde ikaz etmek ve uyarmaktadır. Yine bir yerde bu bağlamda şunları söylemektedir :

”Ehemmiyetli bir hakikat ve Demokratlarla Üniversite Nurcularının bir hasbihalidir.
Şimdi milletin arzusuyla şeâir-i İslâmiyenin serbestiyetine vesile olan Demokratlar, hem mevkilerini muhafaza, hem vatan ve milletini memnun etmek çâre-i yegânesi, ittihad-ı İslâm cereyanını kendine nokta-i istinad yapmaktır. Eski zamanda İngiliz, Fransız, Amerika siyasetleri ve menfaatleri buna muarız olmakla mâni olurdular. Şimdi menfaatleri ve siyasetleri buna muarız değil, belki muhtaçtırlar. Çünkü komünistlik, masonluk, zındıklık, dinsizlik, doğrudan doğruya anarşistliği intaç ediyor. Ve bu dehşetli tahrip edicilere karşı ancak ve ancak hakikat-ı Kur'âniye etrafında ittihad-ı İslâm dayanabilir. Ve beşeri bu tehlikeden kurtarmaya vesile olduğu gibi, bu vatanı istilâ-yı ecanipten ve bu milleti anarşilikten kurtaracak yalnız odur. Ve bu hakikate binaen, Demokratlar bütün kuvvetleriyle bu hakikate istinad edip komünist ve masonluk cereyanına karşı vaziyet almaları zarurîdir.

"Bir ezan-ı Muhammedînin (a.s.m.) serbestiyetiyle kendi kuvvetlerinden yirmi defa ziyade kuvvet kazandılar. Milleti kendilerine ısındırdılar, minnettar ettiler. Hem mânen eski İttihad-ı Muhammedîden (a.s.m.) olan yüz binler Nurcularla, eski zaman gibi farmason ve İttihatçıların mason kısmına karşı ittifakları gibi, şimdi de aynen İttihad-ı İslâmdan olan Nurcular büyük bir yekün teşkil eder. Demokratlara bir nokta-i istinaddır. Fakat Demokrata karşı eski partinin müfrit ve mason veya komünist mânâsını taşıyan kısmı, iki müthiş darbeyi Demokratlara vurmaya hazırlanıyorlar.”
 
Reşid Rıza, El Menar dergisi aracılığıyla başta İttihatçıları desteklemektedir. Ondan önce de esasen II. Abdulhamit Han’a taraftardır. 1908 ve1909’da ise bu desteğini İttihatçılarla değiştirmiştir. Ve 1910 yılında İttihatçıları ve İstanbul’u yakından görmek için geliyor ve lakin İttihatçıların biraz yalnızlıktan ve biraz çaresizlikten ve biraz da terbiye-i İslamiyenin eksikliğinden matruşka gibi veya Truva atı gibi başka fikirlerin kabı haline geldiğini görüyor ve fark ediyor.
İttihatçıların içine Siyonistleri sızdığını ve İttihatçıların galibiyetiyle birlikte içindeki Siyonist hizbin İsrail devletini kurmaya muvaffak olabileceğini söylüyor. Yani İttihatçılık hammalu evcüh/birçok yöne açık olup birçok fikri içinde barındırıyor. Adeta birçok fikrin kuluçkası gibi taşıyıcılık görevi görüyor. Taşıyıcı annelik yapıyor. Ve daha sonra da Bediüzzaman’ın dediği gibi hamilelik döneminden sonra hamlini vazediyor.

Bediüzzaman İttihatçılar arasında bir dinsiz damar mülahaza ederken Reşid Rıza Siyonist bir damar keşfediyor ve her iki fikir kuluçkası da zamanla hamlini vazediyor. Said Havva bunu İttihatçıların Arap canibindeki devamı olan Baas hareketinde ve partisinde de gözlüyor ve görüyor. Bundan dolayı 1958-61 arasında Suriye İhvan’ının Birleşik Arap Cumhuriyetine taraftar olduğunu zira alternatifinin azınlıkların tasallutuna geçmiş bir Suriye olacağını ifade ediyor. Yani Suriye İhvan’ı Nasır’a karşı olmasına rağmen Suriye’nin selameti açısından Mısır’la birlikte olmayı tercih ediyor. Suriye gibi tampon ülkeler Mısır veya Türkiye gibi güçlü komşu ülkelere dayanmak zorundadır aksi halde başkalarının uydusu olacaktır. Nitekim, Said Havva’ya göre, Suriye Mısır’dan koptuktan sonra Baas Partisi azınlıkların Truva atı olmuş ve sızmalarla parti ele geçirilmiştir. Demek ki halis İslami fırkalar bile bu yönde kimi risklere muhatap olurken yabancı ideoloji taşıyan fırkaların gayri İslami oluşumlara kuluçkalık görevi görmesi fazlasıyla tarihi bir gerçektir. Ve bir yerde terbiye-i İslamiyeye istinat etmeyen hürriyet fikri de mutlak istibdada kapı aralamaktadır. Dolayısıyla hürriyet namına yola çıkanlar zamanla mutlak istibdada yelken açmışlardır.

Bediüzzaman’ın gayesi İslam adına müesses olan Osmanlı’nın daha fazla İslama yakınlaşması ve aksama ve eksikliklerini gidermesidir. ‘Ya eyyühellezine amenu aminu/Ey iman edenler iman edin’ sırrınca kendisini İslam’la yenilemesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum