Soru cevap kucaklaşması: Münazara iklimi

Münazarat Çağrışımları-2

Nazar, bakışın derin anlam kümesine “nazar-ı dikkate” sunulan bir tetkik/incelemenin, bakış açısına kattığı yeni bir değer katmanıdır.

Münazara, bu bağlamda, nazarların bakıştığı fikrî odaktır.

Fikri bakışmak, sözün muhatapta kıymet görmesi ve dinlemesidir.

Sorunun cevap menziline ulaşmasıdır.

Cevabın soruya muhataplık kalitesi ile karşılık vermesi, konuşmanın birbiriyle mecrasında karşılaşmasıdır.

Soru ile cevabın buluşmasıdır.

Kelamın eşleşmesi, fiilin işteş olmasıyla; beyanların mesaj diliyle alıcı-verici birer söz kaynağı olma etkileşimidir.

Bediüzzaman, kelamın makamları olarak “ifade ve istifade” dediği iki hâlin, aktif ve pasif anlama beraberliğidir.

Mecrasında bir konuşma; gündem ve kapsam içinde kalarak, sözü eşleşerek paylaşmak, sırayla aktarmak ve konuyu açarak yeni anlam katarına katmakla ilerler.

Tren raydan çıkmadan ilerlediği gibi, söz de konu içinde, amaç raylarında hedef durağına ilerlemelidir.

Münazara, nazarın ortak odağında arayışı olan hakikat avcılarının; konu altyapıları ve ilgileri ile müzakere kapasiteleri birbirini tamamlayan bir yeterlilik ister.

Soru sormak, cevaba davetiye ise; davetin niteliği ile icap etmenin itinası ve diyaloğun zemini genişler.

Zaman, mekân, olay ve insan ilişkisi içinde, problem veya çözüm gündemi iç içe, birbirini besleyen bir müzakere ortaklığıdır.

Tarafların temsil değerine göre seçilmiş veya yetkilendirilmiş, grup kümeleri ile nizami ve sürdürülebilir münazara ortamını sağlar.

Münazarada niza, nazara gelince; dikkate girince, ortak bir buluşma ya da vasat bir birlik ve devamlılık ihtiyacını; yine soru-cevap kucaklaşması ve mesajın iki yönlü, alıcı-verici olarak doğru işlemesi ile farklıkların birer bütünlük parçası olmasına, dokunun farklı renkleriyle birbirini tamamlamasına fırsat verir.

Monolog ne kadar buyurgansa, diyalog o kadar buyur edicidir.

Tek görüş ne kadar tek gözlülükse; çift bakış ve çiftleşen söz ve sözleşme ile sözlenmek de o kadar velut/doğurgan fikirlerin mayalanmasıdır.

Münazara, fikirlerin karşılıklı, eşdeğer bir eşitlikte sorgulama dinamiğidir.

İnteraktif bir görüşün, görüşme ile görünür olma; göze/nazara/dikkate gelme ve dikkat bulma hâlidir.

Sormak, zihni yormak ise; cevap, yeniden sormak isteğine çağrıdır.

Münazara kültürü, müzakerenin sürdürülebilir yeni sonuçları ile insaf ve adalet ikliminde hakikate ulaşır.

Bir değer ve davranış olarak, hayatın parçası olur.

Münazarada amaç, "neden?" sorusuna cevaptır.

Durum, problem ve çözüm nedir? Mahiyeti bilme cehdidir.

İhtiyaç ve arayışına göre tespit, teşhis ve tedavi pesine düşmektir.

Kabulleşme, helalleşme ve kararlılıkla hedefe gidebilme pozitifliğidir.

Bu aşamaların kritik her noktasında varılan eşiklerin, soru-cevapla krizleri aşma ve karşılıklı müspet hareketle aktive olmaktır.

Münazara tekniği, insanların öznelliklerinin ortak öznede buluşmasını sağlar. Böylece kurumsal özneye dönüşme niyet ve çabasının şahs-ı manevî insicamı ortaya çıkar.

İnsicam, ilgili olanların konu hâkimiyetinine sahip tarafların buluşarak; birbirlerini çoklu okuyarak, bütünlük içinde kavrama ve ortaklaşa dokumanın dokunaklı fikir ve hissiyatında tablo gibi desen disiplini ile işlenmişliktir.

Münazara tarafları, zihni, fikrî ve hissî hazırlık ve niyet-hedef beyanı ile münazara ortamına yeterlilik kazanarak dahil olmalı.

Münazara iklimi, yargısız veri toplama, konuşma, dinleme, insaf ve hakkaniyetle sözü ve anlamı yeni boyutlara taşıma; birbirini kapsayabilme kuşatıcılığı ile yeni bir hâl ve yeniliğe kapı açabilme, yeni tercihlere açık olabilme iradesi ve istişare ahlakıdır.

İspat ile iknânın yoldaşlığında, sözün bilgi ve belgeye, kural ve dayanağa yaslandığı; ilmin inkişaf veren inisiyatifi ile muhakeme ve mantığın hikmete taşınabildiği ittihad ve ittifak yolculuğudur.

Amaç ortaklığı ile ittihad, işbirliği ile ittifak zemini inşa edilir.

Münazara, kesintisiz müzakere ve iletişim içinde kalabilme ifratıdır.

Bediüzzaman’ın “müfritane irtibat” dediği bu olsa gerek.

Özellikle günümüzde, ağ toplumu ve dijital iletişim ile yapay zekâ üçlüsü, bu tespitin günümüze ve geleceğe dair ne denli güçlü bir yüzyıl yankısı olduğu ortadadır.

Buyurun Münazaraya...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum