İnsanlık üçüncü yolu gözlüyor

Yazıyı kaleme aldığımız sıralarda Trump ile Putin'in Alaska'da bir askeri üstte görüşmüş olmaları gerekiyor. Şimdi bu ikili neyi temsil ediyor? Sosyalist deneyim geride kaldığı için Rusya eski sistemi temsil edemez. Yine de bu buluşma iki farklı dünyanın buluşmasıdır. Daha önce Gorbaçov ile Reagan da İzlanda'nın başkenti Reykjavik’de buluşmuşlardı. Bunlar daha ziyade stratejik buluşmalardı. Aradaki sorunları çözmeyi ve buzları eritmeyi amaçlıyorlardı. SSCB sosyalizmi ABD ise kapitalizmi temsil ediyordu.

Bu iki yolun da çıkmaz sokak olduğunu iki yolu da deneyenlerden birisi olan ünlü Rus yazar Aleksandr Soljenitsin ortaya koymuştur. Toplama kamplarıyla ünlü Gulag Takımadalarını kaleme almıştır. Bu kitapla şöhretin doruklarına tırmanmıştır. Batı'ya ve ABD'ye iltica etmiştir. Sonrasında aradığını orada da bulamamış, hayal kırıklığına uğramıştır. Batı düzeninin insanlığa saadet ve huzur getirmeyeceğini yaşayarak öğrenmiştir. Batı’nın insanlığı mutlu edecek bir reçetesi olmadığını söylemiştir. Sosyalizmin de bir çare olmadığını ve ona geri dönüşün mümkün ve çare olmadığını ifade etmiştir. Üçüncü bir yol veya farklı dünya düzeni modeli özlemini dile getirmiştir ( https://www. solzhenitsyncenter.org/ a-world-split-apart).

Bu özlem iki yolun çıkmaz sokak olduğunu görenlerin ortak rüyasıdır. Sözgelimi Aliya İzzetbegoviç de eski Yugoslavya günlerinde çapraz rüzgarlar arasında; doğu ile batı arasında kalmıştır. Doğu ile Batı Arasında İslam kitabında işte bu üçüncü tarzı, yolu işlemeye çalışmıştır. Kalan her ikisi de çıkmaz yoldur. Nitekim İslam'ın zuhurunda Batı ile Doğu'yu temsil eden Bizans ile Sasaniler de böyledir. İslam onların gerilemesiyle birlikte küreselleşmiş ve cihangir olmuştur.

Yakın dönem tarihi olayları araştırmakla maruf İsmet Bozdağ da İnsanlığın Son Çerçevesi Üçüncü Çözüm başlıklı eseriyle aynı konuyu ele almıştır.

Şimdi de Doğu'yu bütün küsuratıyla birlikte Rusya, İran, Çin gibi düzenler ve ülkeler temsil etmektedir. Bunlar maddi kalkınmayı sağlasalar da manevi kalkınmayı ve huzuru yakalayamamışlar ve adaletten ve insanlıktan yana pek nasiptar olamamışlardır. Humeyni de üçüncü yoldan bahsetse de bunun yollarını döşemek yerine tahrip etmiştir. Tahrip kalıbı gibi işlev görmüştür. Dolayısıyla her üçüncü yoldan bahseden üçüncü yolun yolcusu değildir.

Bediüzzaman da bolşevizme karşıdır. Keza kapitalizme de karşıdır. Bolşevizmi baykuşa benzetmiştir. Ona göre Batı medeniyeti de çıkmaz yoldadır ve bu ancak İslam ile aşılabilir. Bunu bir iki veciz cümle ile izah eder.

"Dedim: Şeriat-ı Ahmediye’nin (a.s.m.) tazammun ettiği ve emrettiği medeniyet ise ki, medeniyet-i hazıranın inkişâından inkişaf (kalkmasıyla ortaya çıkacaktır) edecektir. Onun menfi esasları yerine, müspet esaslar vaz’ eder."

İzahatında bu değerlendirmeyi şu gerçeklere bina etmiştir: "İşte, onun için bu medeniyet-i hazıra, beşerin yüzde seksenini meşakkate, şekavete atmış; onunu mümevveh saadete çıkarmış; diğer onu da, beyne beyne bırakmış. Saadet odur ki, külle, ya eksere saadet ola. Bu ise, ekall-i kalilindir ki, nev-i beşere rahmet olan Kur’ân, ancak umumun, lâakal ekseriyetin saadetini tazammun eden bir medeniyeti kabul eder…”

Üçüncü yolun inkişafını gözlüyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum