Hotanto Venüsü

Eski Yunanlılar çok tanrılı putperest bir kavimdir. Adeta Allah’ın sıfatlarını ve güzel isimlerini somut olarak tasvir ettikleri resim ve heykellerle sembolize ederek bir sürü erkek tanrı  ve kadın tanrıçayı put edinmişlerdi. Allah’ın Kudret sıfatı ve Kadir ismini Kudret tanrısı Zeus sembolize ederken İlahi güzelliği, Cemal ve Cemil isimlerini ise Venüs adını verdikleri bir güzellik tanrıçası ile tasvir etmişlerdir. Şüphesiz herşeyde tecelli eden ve yansıyan İlahi güzellik en mükemmel şekilde insan üzerinde yansımaktadır. Ancak İlahi isim ve sıfatları ikon ve idol adı verilen resim ve heykellerle sembolize etmek putperestliğin de temelini oluşturmuştur.

Batı sanat felsefesi ve estetik bilimi; güzelliği rölatif, yani eski tabirle izafi yeni tabirle göreceli olarak tanımlar. Hatta ırkçı bir yaklaşımla, Afrikalı Hotanto kabilesine göre Eski Yunan tanrıçası Venüs’ün güzel olmadığını söyler. Yani Batının zannınca Afrikalılara göre Venüs olsa olsa kısa boylu, tombul zenci siyah bir kadındır.  Malcom X filminde de söylediği gibi, Batının ırkçı bir yaklaşımla bütün kilise resimlerinde Hz. İsa’nın beyaz olarak tasvir edildiğini iddia eder. Oysa Hz. İsa Sami ırkından esmer bir Ortadoğuludur.

Yüzlerce yıl Afrika’yı sömüren, bütün zenginliklerini Avrupa’ya taşıyan, Afrika insanını toplayıp köle diye yüzlerce yıl Avrupa ve Amerika’nın inşasında çalıştıran zalim beyaz adama göre insanlar maymundan gelişerek modern insan olurken, gelişimlerini tamamlayamayıp, arada kalan bu zavallı insanları zaten tam olarak insan da kabul etmez. Dolayısı ile onları av olarak görüp, istediği gibi muamele etmekte hiçbir vicdan azabı da duymaz.

20. yüzyılın ortalarına kadar “Humanzoo” adını verdikleri “İnsanat Bahçelerinde” bu zavallı Afrika insanlarını çıplak olarak teşhir etmekten hiç de utanmaz. Hatta Afrika’da Hz. Peygamber (asm) zamanında en zengin ve medeni devletlerden biri olan Habeşistan’ı dünyanın en fakir ülkesi Etiopya’ya döndüren Fransız, Amerikan ve İngiliz lejyoner ve misyonerleri kendi ülkelerinde elbise ile giyinik zencileri toplayıp Avrupa ve Amerika’da zorla çıplak olarak teşhir eder. Halen de belgesellerde medeniyetten uzak kabileler arayıp bu niyetlerinde haklı olduklarını ispata çalışır. 

Avrupa’nın utanç tarihinde bununla ilgili çok örnek vardır. Belki de en ünlüsü Hotanto Venüsü olarak ünlenen Sarah Baartman adıyla vaftiz edilen, Güney Afrikalı köle Saartije’nin hikayesidir. Bu zavallı kızcağız 15-16 yaşlarında iken Avrupalı misyoner bir doktor tarafından Güney Afrika’da keşfedilir. Doğuştan anatomik bozukluk yaşayan bu kızın vücudu normal insanlardan farklı olarak belden aşağısı oldukça geniş bir kalça yapısına sahiptir. Bu farklı anatomik yapıyı maymun ile insan arası bir form olarak düşünen evrimci doktor, bu kızcağızı önce İngiltere’ye sonra da Fransa’ya getirir. 1890-1895 yılları arasında,  Avrupalı doktor ve bilim adamları tarafından ilginç bir tür olarak incelenen kızcağız ayrıca sirk ve eğlence merkezlerinde de teşhir edilir. Gördüğü kötü muameleler ve düştüğü acınacak vaziyetler sebebiyle 24 yaşında hayata veda eden Hotanto Venüsü, öldükten sonra da rahat bırakılmaz. Bilim adamları vücudunu kalıba alarak Paris’te Musée de l'Homme’da 1974 yılına kadar sergilerler. 

1994’te Nelson Mandela Fransa’dan Saartije’nin bedenini doğum yeri olan Güney Afrika’ya iade etmesini resmi olarak talep eder. Bu talep Fransa tarafından ancak 8 yıl sonra yerine getirilir ve 2002’de Cape Town’dan ayrılmasının üzerinden 187 yıl geçtikten sonra Hotanto Venüsü olarak ünlenen zavallı kız doğduğu topraklara gömülür. 

Hotantı Venüs’ünün gerçek hayatı film olarak “Siyah Venüs” ismi ile çekilir ve trajik hayat hikayesi ile birlikte beyaz zalim adamın utanmaz yüzü bir kez daha kendini gösterir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.