Bir Vaize Bir Mev’ize

Ey beşer çehreli hayvan, heyhat
İlm ü irfan iledir zevk-l hayât

İnsana hitap ediyor onu beşer çehreli bir hayvan olarak ifade ediyor ama hemen altında hayatın zevkinin ilim ve irfan olduğu söylüyor. Bunlar olmazsa insan hayvandan farksızdır.

Onu hiç kullanamazsan nâdân,
Neye vermiş sana nutku Yezdan?

İlim ve irfan öğrenmezse insan ki onlar konuşma ile düşünme ile olur. Yoksa nutkun konuşmanın verilmesi gereksiz olur Allah konuşmayı ilim ve irfan tahsil etmek için vermiştir.

Yoksa zâtınca hayâtın hükmü,
Ne olur bizce O Zât’ın hükmü?

Nutk konuşma ile ilim ve irfan tahsil edilmese hayatın bir değeri yoktur. Allah da böyle bir insana ne hüküm verir, ilimsiz irfansız.

Neye geldin bu cihâna, söyle?
Düşünüp durmak için mi böyle?

Yoksa cihana gelmenin anlamı olmaz düşünüp durmak ile cihanın anlamı elde edilmez cihana geliş nedeni insanın gayret etmesidir.

Kimseye fâiden olmaz şunda.
Ya niçin mâiden olsun bunda?

İlim ve irfan tahsil edilmese hayat anlamsız olur.

Maksadın görmedeyim azm-i cinân,
Ya niçin eylemedin terk-i cihan?

Gayen cennete gitmek cihanı terketmelisin mi cennete gitmek için.

Âhirette arıyorsun her ân,
Burada yok mu sanırsın Rahman?

Her an ahireti arıyorsun ama dünyada rızıkları, ihtiyaçları gideren yine Rahmandır.

Nef’-i ukbâyı edersin tafdîl,
Buna mâni’ mi teâvün, tahsil?

Ahiretin faydalarını yükseltirsin ama yardım ve tahsil buna engel değil ki.

Kisb-i dünyâya bulursun tezyîf,
Sana emr eyledi mi şer’-i şerîf?

Dünyaya çalışmayı aşağılarsın, vatanı milleti de bilmezsin vatanı milleti bilmezsen insan olamazsın.

Vatan ü milleti bilmem dersin,
Ya niçin kendine âdem dersin?

Halk için hubb-i vatan îmândan,
Sence şer’î mi değil hubb-i vatan?

Halbuki vatan sevgisi imandan gelir, sence vatan sevgisi dini değil mi yoksa?

Neye dersin, o diğer ma’nâdır,
Yâni mazmûn-i vatan ukbâdır?

Yanlış anlıyorsun vatandan kasıt ahiret midir? Bu yanlış.

Çünkü hep cennete gönlün meyyâl,
Ne İçin gaile-î ehl ü iyâl?

Gönlün hep cennete meyilli orayı istiyor o zaman aile ve çocuklar neden var?

Vatani zahiri sevmezsin sen,
Ne demek hubb-ı mahall ü mesken?

Görünüşte vatanı sevmezsin ama vatanın içinde olan yerler meskenleri seviyorsun.

Görürüm hâl ile kaalin medhûl,
Sence ahkâm-ı şerîat mechûl.

Halin ile konuşman bir değil şeriatın hükümleri de mechul bilinmiyor.

Sun’unu eylemiyorsun teslîm,
Bu mudur sence Huda’ya tâ’zîm?

Allah’ı büyük görmek böyle olursa yanlış yapıyorsun.

İyi halk ettiği şey ukbâda,
Böyle va’z etmedesin efrada.

İyiyi sadece ahirete bağlamak yanlış böyle etrafa konuşamazsın.

Bize hep kahrını ettin izhâr,
Bu mudur rahmet-i Hakk’ı ikrar?

Allah’ın hep kahrediciliğini anlattın hakkı kabul etmek bu yanlışla uygun olmaz.

İyiden hâlî ise rûy-i zemîn,
Nasıl ettin iyi şey’i tahmin?

Yeryüzünde iyi yoksa, iyi şeyi nasıl anladın, nasıl tahmin ettin?

Görmesen fark edemezdin kendin,
Onu dünyâda görüp öğrendin.

İyiyi kötüyü dünyada gördün ve öğrendin demek iyi de var kötü de.

İyiyi kötüyü dünyada gördün
Öteden gelmediğin pek derkâr.

İyiyi kötüyü dünyada gördün başka bir yerden gelmediğin belli.

Ki bunu eyleyemezsin inkâr.
İnanır sözlerine mağbûnlar;

Bunu inkar edemezsin ancak böyle düşünürsen mantıksızlar sana inanır.

Hakk’a bühtan mı değildir bunlar?
Bir nefes tevbe kılıp abd-i hazîn,

Böyle düşünmek Allah’a iftira değildir bir nefes tevbe eden hüzünlü kul.

Bunca isyanı ede afva karîn.
İyi fark etmez isek nîk ü bedi.

Bunca isyanı affedilmeye layık görmezsen iyi ve kötüyü farkedemezsin.

Bize eyler mi azâb-î ebedî?
Sözlerin hep o azaba dâir,

Bize ebedi azab eder mi sen hep o azabı düşünüyorsun.

Anladık kahr eder, Allah kadir.
Sözü yok onda olan gufranın.

Allah kadirdir güçlüdür onun affediciliğine de söz yok.

Yok mudur mağfireti Rahman’ın?
Azıcık ma’deletinden bahs et,

Allah’ın affediciliği yok mu biraz da adaletinden bahset.

Lûtf ile merhametinden bahs et.
Olamaz, sen ne kadar haykırsan,

Lütfundan ve merhametinden bahset sen ne kadar haykırsan da olamaz böyle bir şey.

İntikam alması Hakk’ın kuldan.
Aldırır, gelmek için hak yerine,

Hak intikam alır böylece hak yerine gelir.

Birinin sârim dîğer birine.
Bil ki Hallâk-ı Cihan rahmandır,

Biri birinin gereğidir cihanı yaratan merhametlidir.

Her ne halk etmiş ise ihsandır.
Cümle âsârı güzeldir, hoştur;

Allah neyi yaratmışsa hep bize onun ihsanıdır bütün eserleri hem güzel hem de hoştur.

Âleme boş dediğin pek boştur.
Yalınız âbid olaydı inşân.

Aleme boş diyemezsin sadece kulluk etseydi insan medeniyet olmazdı.

Görülür müydü cihanda ümran?
Dediğin yolda gideydi her bâr,

Cihanda medeniyet görülmezdi böyle bakılırsa yük olur bu fikir insana.

Bulunur muydu bugünkü âsâr?
Âdem etmezse bina vü i’mâr.

Bu görünen eserler olmazdı alemdeki bina ve imaretler olmazdı.

Sen ne kâşane bulursun, ne mezar.
Bunda har şey’i desem şayandır.

Ne alımlı evler olurdu ne de mezar.

Yaradan Hakk’sa, yapan İnsandır.
Medeniyyet ne, diyorsun, bilmem;

Allah yaratır ama yapan insandır insanın yaptıkları Allah sayesindedir.

Medeniyyet yaşamaktır, sersem!
Hazret-î Âdem’i fikr et bârî,

Sersem yaşamak medeniyettir hep çalışarak yapılmışır, başında destan var mıydı?

Serde var mıydı anın destan?
Acebâ var mı imiş herkese sor,
Hazret-î Nûh zamanında vapor?

Herkese sor Nuh zamanında vapur var mıydı?

O zaman posteki, yaprak giyerek,
Meyve yoksa mazı, buğday yiyerek;

Pösteki ve yaprak giyerek mazı ve buğday yiyerek bu medeniyet olmaz

Galibâ olmadığından çok taş,
Ederek dâim ağaçlarla savaş;

Taş olmasaydı insan ağaçlarla mı savaşırdı.

Toprak altında bütün meskenler,
Kılarak tekne ve sallarla sefer;

Bütün evler toprak altında olurdu tekne ve sallarla da sefer ederdi insan.

Cezbe-yî cerbezenin müncezibi.
Senden örnekler alan zümre gibi,

Böyle sapkın yorumlar cerbezedir senden böyle örnekler alanlar da vardır.

Ba’zı âdetleri ya’nî görenek
Nev’-i hayvandan alıp öğrenerek,

Bazı adetleri görenek belasıyla hayvanlardan öğrenerek.

Bunda imrâr-ı dem eylerler idi;
Sonunu onlara kim söyler idi?

Bunda zamanı devam ettirirlerdi sonunda onlara kim ne diyebilir.

Bir terakkî ile gitmiş her şey;
Ya’ni her âdet ü her söz, her re’y.

Çalışarak çalışmaları birbirine ekleyerek herşey yükselmiş her adet söz ve rey böyle oluşmuş.

Sonra bulmuş bu kemâli âlem,
Eser-î kudret-i nev’-î âdem

Alem bu olgunluk noktasına böyle gelmiş. Kim çıkarmış yer içinden ma’den? İnsan türünün kudretinin eserleri böyle gelmiş.

Neler olmuş, bak, o ma’denlerden!
Olamazdı dese bir ehl-i vukuf,

Anlayan biri dese madenlerden neler olduğu görülür.

Volkan olmazsa maâdin mekşûf.
Meselâ saikalar Rahmân’ın,

Dağlardaki patlamalar olmasaydı madenler olmazdı.

Çâre-yî defi fakat inşânın.
Siper-î saika, seyyâle-i berk,

İnsanın def etme çaresi gök gürültüsü ve rüzgarın hareketleridir.

Hem de keştî-yi havaî bî-fark.
Mahv ü îcâd, eser-î Azze ve Celi.

Bütün bunları mahve icad eden Allaht’ır.

Şübhe yoktur, gelir emriyle ecel.
Ya, demir yollara var mı diyecek?

Onun emriyle ecel gelir demir yolları da insanın yaptığıdır yoksa olmazdı.

Götürür şark ile garba yiyecek.
Gerçi Kudret’ten eder istimdâd,

Demir yolu doğuya batıya yiyecek götürür ama kudret yine Allah’ındır.

Kılmış insan dahi çok şey îcâd.
Bunlar etseydi de mâzîde zuhur,

İnsan çok şey icad etmiş bunlar geçmişte ortaya gelseydi.

Kayb olup sonra olaydı mezkûr,
İşitince ya inanmazdık biz,

Kaybolup sonra yerine gelseydi biz işitince de inanmazdık.

Ya onun hepnlnn dardık mu’riz!
Bunların cümlesi el’ân meşhûd,

Bunların hepsi insanın yaptığı hepsi görünüyor.

Cümlesi tecrübelerden mevcûd.
Eser-î gayret-i âdemdir hep

Deneme yanılma yoluyla hepsi elde edilmiş ve var, bunlar insanın çalışmasının eserleridir.

Servet ü rahat ü ikbâle sebeb.
Sen de İslâm’a dilersen hizmet,

Para servet ve rahat yükselmeye sebebdir.

Sa’y ile gayret ü ikdam öğret.
Halka bildirme bu dünyâyı kerih,

Çalışma ve gayreti öğret insanlara dünyayı kötü gösterme.

İlm ile ma’rifet eyle tenbîh.
Sence matlûb değilse rahat,

İlim ve marifeti söyle rahat ancak böyle olur.

Bize çektirme azâb ü zahmet.
Düşünüp ömrümüzün gayetini

Bize azap ve zahmet verme, ömrün sonunu hatırlatarak boş yere.

Nefsinin istememek râhatini,
Vatan ü milleti kılmak nisyân,

Hakedilmemiş rahat vatanı milleti unutmaktır.

Kendi beytinde bulunmak mihmân,
Hep ibâdetle geçip rûz ü şebi,

Kendi evinden çıkmadan gece gündüz ibadetle yaşamak makul değil.

Yine de gayrıdan olmak talebi;
Sence meşru’ ise bunlar, pek şâz,

Başkasından elde etmek istersin bu meşru değil yanlış.

Edemez kimse bu emri infaz!
Kimse bu emri yerine getiremez

Abdülhak Hamit Tarhan

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum