Bir Hatıra

Vahdet Yılmaz’ı ortaokul yıllarında tanıdım. Lise, üniversite, akademik basamaklar hepsinde beraberdik. Emsali görülmez bir kişiydi, hayatı koşturmakla geçmişti.

Künbet adıyla maruf bir ev vardı, yanında bir Selçuklu künbeti. Alaaddin Başar, Şener Dilek, Vahdet Yılmaz... Başta Kırkıncı Hoca. Tamamı künbetin içinde manen doğmuş bir üniversitenin üyeleriydiler.

Vahdet Abi Kırkıncı Hocanın hem yoldaşı her arkadaşıydı, ikisi birlikte düşünülürlerdi. Her akşam hocayı gideceği yere götürür birlikte düşünür, konuşur, insanları eğitir sonra eve dönerlerdi. Dokuzuncu Bediüzzaman Sempozyumuna katılmıştım. Vahdet abi bana orada bir orta boy Kur’an-ı Kerim hediye etti.

Birinci sahifeye kalemiyle bir not düşmüş: “Dokuzuncu Bediüzzaman Sempozyumu dolayısıyla İstanbul’da bulunan Sayın Prof. Dr. Himmet Beyefendi kardeşimize yad-ı cemil ve vesile-i dua olması niyazıyla. 4.10.2020- İstanbul.”

Aradan 14 yıl geçmiş. Ben her gün yürüyerek bir cüz Kur’an okuyup eve dönüyorum. Geçen gün okudum eve gittim eve vardığımda Kur’an-ı Kerim yoktu yolda düşürmüşüm. Yorgun halimde tekrar tepeye yürüyerek gittim. Düştüğü yeri gördüm büyük bir heyecanla aldım. “Beni nereye bırakıp gittin” dedim. Heyecanlı iç cebime koydum sevincimi anlatamam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.