Hikmetli miktarlar tesadüfü reddediyor-3

Gördüğümüz üzere, her hangi bir canlıya bakılsa görülecektir ki gayet hikmetli yani ince ve sırlı ve harika sanatlı bir kalıptan çıkmış gibi bir miktar ve şekil verilmiştir.
Hâlbuki o şeye, o miktarı ve o şekli vermek için, çok harika eğri büğrü ölçülü tartılı bir kalıp bulunmalı ki sel gibi muvazenesiz akan unsurları o şekilde durdurup sabit tutmak mümkün olsun.
Demek, her şeyin en güzel tarz ve miktarını yani onun ve faydalı oranını ve miktarını bilip tayin eden ilmi muhit bir yaratıcının takdiriyle, ilmi ile tayin ettiği miktar ve hudutlarda o şeye, o sureti o şekli biçip giydiriyor.

Mesela insanın hilkatinde, bir nutfe halinden ta tam bir insan oluncaya kadar ki tavırlarına bakalım.
İnsanın gelişip büyümesinde hizmet eden zerreler, ölü, kör, sağır, şuursuz bir birinin misli iken ve biri birlerine hükmedemez ve imkândan adım atamaz halde iken, vücudun eğri büğrü yerlerinde,  hizmet yapacağı yerde orayı tanır, görür bilir gibi durur, ne ileri ne geri lazım gelen yerde ve miktarlarda toplanır ve dururlar.
Hâlbuki kör ve imkândan adım atamayan o zerre ordusu 360 derece yönde ve muhtelif mesafede durabilirken, lazım gelen yerde ve şekilde ve miktarda dururlar. Fazlalık veya azlık etmezler.

Bundan açıkça anlaşılıyor ki zerreler faydalı ve semere dar manevi bir miktar ve belirli bir şekilde yani takdir edilmiş bir program var ve ona göre o şuursuz ve ölçü ve miktar bilmez zerreler sevk ve idare olunuyorlar.
Her şeyde bir programı var. O canlının evveli hilkatinden ta ölümüne kadar bütün hayat safhaları o plan ve program dâhilinde ölçülü miktarlar içindedir. Demek o şuursuz ve gözsüz zerreler zuhurata göre körü körüne değil bilmedikleri ve okuyamadıkları ve görmedikleri programa göre adım atıyorlar, vaziyet alıyorlar, istihdam olunuyorlar.
İşte bütün mevcudatta görünen muntazam miktarlar, hikmet ve maslahata göre biçilmiş şekiller,  meyve ve hizmet verebileceği harika vaziyetler ve heyetler, bir İlm-i Muhit Halık’ın vücudunu ve vahdetini aşikâre gösteriyor.

En basit bitkiden tutun en yüksek hayat mertebe sahibi hayvan ve özellikle insana kadar her canlı’nın vücudu, aza ve cihaz atı nizami ve hikmetli bir miktar içindedir. Eğer o nizami şekil ve miktarda olmazsa o zihayat hayatiyetini mükemmel ve kusursuz yürütemeyecek.
Kendi vücudumuza ve azalarımıza dikkatle ve mümkünse fenni bir nazarla bakalım. Her cihazımızın olması lazım gelen yerde en kullanışlı ve faydalı şekil ve miktarlarda olduğunu hayretle göreceğiz.
Vücudumuza göre kemiklerimizin boyları, azalarımızın büyüklükleri, el ve ayaklarımız, parmaklarımız, başımız ve göz, burun, ağız ve kulaklarımız hakeza bütün cihazlarımız olması lazım gelen ve hizmet verebilecekleri boyda, tarzda ve hikmetli miktarlardadır.

Kol kadar uzun parmaklarla ne yapabilirdik. Hindi ibiği gibi yumuşak bir burun bize güzellik sağlar ve daha faydalı olur muydu? Filin kulakları gibi kulağımız, timsah ağzı gibi geniş bir ağzımız ve 5 er santim uzunlukta canavar dişlerimiz olsaydı ne olurdu halimiz?
Yine serçe kuşu veya bir güvercin kadar arıların bulunduğu bir âlemde yaşayabilir miydik?
Tavuklar, serçe kuşu kadar olsalardı yumurtaları kimi doyururdu. Hâlbuki bir tavuk yumurtası bir insanın bir günlük ihtiyacını karşılayacak ölçüdedir.
İnekler tavuk kadar olsalardı, sütten mamul yiyecekler ve lokantaların güzelim yemekli dünyası olur mu idi.?
Atlar, develer, öküzler, filler, kedi büyüklüğünde olsalardı insanoğlu bu medeni dünyaya adım atabilir mi idi? Ve o küçük halleriyle bizlere hizmet edebilirler miydi?
Kedi kadar bir aslan hangi bufaloyu kovalayabilir ve hangi büyük hayvan leşini yiyip imha ile temizlik görevini yapabilirdi?
Elma kadar büyüklüğünde bir kiraz ne rahat yenilebilir nede uzun süre muhafaza edilebilirdi.

Buğday, fasulye, nohut, pirinç ve sair baklagiller, ceviz büyüklüğünde olsalardı, onlarda daha kolay tasarruf edebilir miydik? Ceviz büyüklüğünde ki pirinci, nohudu, fasulyeyi pişirdiğimizde nasıl olur ve nasıl yiyebilirdik?
Bütün meyveler ve hububat harika miktarlarda ve olması lazım gelen faydalı ölçülülük içerisindedir.
Zihayatın çoğalmasındaki harika ölçülü miktarlara bir bakalım. El kadar bir balık bir milyon yumurta ediyor. Avuç içi kadar bir çiçek binler tohum veriyor. Yine ağaçlar milyonlar meyve ile tohumlarını etrafa neşrediyor. Denizler ve dağ ve ovalar, ormanlar geniş ve bunların yayılmasına ve yenilmesinde bu kadar çokluğa ihtiyaç var.

Yine balık ve çiçeğe nispeten onlardan çok daha iri vücutlu bir insan ve hayvan annesi senede bir yavru doğurabiliyor. Hâlbuki erkeğin sperminde milyonlar tohum var. Eğer anne adayı da balık ve çiçek ve ağaç gibi milyon yumurta etseydi anne bir doğuşta milyonlarca çocuk doğuracaktı, balık yavruları gibi, çiçek tohumları gibi.
İkiz veya üçüzlere bakmada fevkalade zorlanan ebeveynler bu şekilde yüz binler bebeklere nasıl bakacaktı, anne onları iki memesiyle nasıl doyuracaktı. Dünya o zaman nasıl bir hal ve vaziyette olurdu?

Demek mahlûkatın vazife-i hayatta ki ehemmiyetli vaziyetine göre çoğalmasında ve eksilmesinde ve dünyaya gelmesinde mu’cizane bir tedbir ile fevkalade maslahatlı bir miktar- muntazama konulmuştur ki bir Rahman-ı Rahimin takdiriyle bu muvazeneli hali almışlardır.
Aksi halde ölçü ve takdirden ve maslahat ve neticeden habersiz kör tesadüflere bırakılsaydı, hiçbir şeyde faydalı miktar ve ölçü olamazdı.

Demek bütün zihayatın vücudundaki aza ve cihazatında, müddeti hayatında ve meyvelerinde ve neslinin çoğalmasında hepsi yerli yerinde olması lazım gelen faydalı şekil ve miktardadır.
Demek o takdir edilen miktarlar ve şekiller, her şeyin en güzel tarzını ve heyetini bilen bir Kadir-i Zül celalin hadsiz İlim, İrade ve Hikmetiyle, tayin, tespit ve takdir ediliyor ve tedbir ve tedvir ediliyor ve ona göre meydana geliyor.

Faydalı ve yararlı vücutlar, nihayetsiz hikmeti gösteren miktarlar ve şekiller ve manidar müddeti hayatlar, kör, ölçüsüz, mizansız hudut ve miktarın neye ve ne işe yaradığını bilmeyen tesadüflerin işi olamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.