Selim GÜNDÜZALP 111

Selim GÜNDÜZALP 111

Güldür yağan Ramazan’dan

Verimli bir vakittir, süt gibi bereketli…

Kışın kardır, yazın kırdır, çiçektir. Bağ ve bahçedir.

Mevsimleri dolana dolana, mevsimleri döne döne gelir. İnce bir hilâlle çıka gelir.

Gelmez, gönderilir.

Sabırlar, güzellikler getirir. Yoksul ve fakir ruhlarımızı zenginleştirir. Yol gösterir, ışık tutar, açlığı tokluk kadar sevdirir. Açlığa hasret çekenlere, bir meleğin kanadında müjdeler getirir. Kurtarır bizi eşyanın esaretinden. Bir bardak su, bir dilim ekmek, birkaç zeytin ya da hurma yeter de artar bile, O’ndan bilene, şükredene. Yüzü, ruhu kadar aydınlık, milyonlarca mü’mini en ağır uykulardan uyandırır.

Bir imzadır dünyamıza atılan Yaratan’dan. Kalbimize, beynimize kazınan...

Bir insandan, birçok insanlar çıkaran, bir doğum ayıdır Ramazan.

Güldür yağan Ramazan’dan. Aylardan ve yıldızlardan… Ebedî baharlardan…

Gül kokusundan mest olanlar, şimdi o mevsimin içindeler. Hepimize birden ama hepimize ayrı ayrı gelir. Kurumuş dudaklarımıza, niyetin ve besmelenin mutluluğunu getirir. Bütün kötülüklerin kalbine bir kurşun gibi saplanır. Şeytanların ayakları bağlanır. Rahman’la aramızdaki perdeler kalkar. Ömrümüzü hayatla doldurur. En uzun koşumuzdur bu, en bereketli yolculuğumuz. Bir hilâlle başlayıp, bir hilâlle tamamlanır.

Gecenin ve sabahın çağrısına hazırdır ruhlar. Eşyayı, insanı ve vakti mayalar. Gülleri solmaz Ramazan’ın. Düşe kalka yürüyenleri kanatlandırır Ramazan. Mutlu bir zamandır… Gökler dolusu, kucak dolusu güllerle gelir Ramazan. Dirilişe, uyanışa yeniden dâvettir. Baharı dokundurur ellerimize, ölü tenlerimize. Hiç görülmedik defineler saçılır. İmanla güçlenir ruhlar. Dünya kadar ağır, dünya kadar büyük bir yükü taşımaya hazırdır omuzlar. Göklerden yağmur gibi yağar, selâm üstüne selâm. Ne güzellikleri vardır Allah’ımızın, saymakla bitmeyen. Saymaya kalkan, sayıları şaşırır.

Kaç bahar geldi dirilmedi de, bir Ramazan yetti kuruyan ağacımızın dallarına. Gökyüzünün yıldızları, yeryüzünün kandillerindedir şimdi ışıl ışıl. Zerre boşluk yok, her yeri rahmeti kaplamıştır Rahman’ın. Ne güzellikleri vardır, saymakla bitmeyen Allah’ın. Ve her nimet bizim için. Bir masal, bir öykü anlatmıyoruz. Gerçeğin en gerçeğidir yaşadıklarımız. Bütün bunlar, bir rüya da değildir.

Şimdi değişim saati…

***

Bin dört yüz yıllık bir dededir,

Aksakallı pîr-i fanidir, güller kokan ama hiç ihtiyarlamayan

Bakmayın siz yaşına

Her yıl tazedir, her yıl yepyeni

Bizden eskidir, bizden yeni

Elinden tutar, her asrın evlâdının…

Şefkatli bir anne gibi bağrına basar, sever, okşar,

Gezdirir diyar diyar, otuz gün boyunca

Nice güzellikler getirir,

Seyran ettirir gün gün, gece gece

Dillerde o en güzel hece:

‘Allah’, ‘Hû’ dedirtir, ‘Allahuekber’ ile taçlandırır.

***

Bir zenginlikse arzu edilen,

Onda fazlasıyla var

Özgürlükse beklenen, zaten onun getirdiğidir,

Böyledir Ramazan…

Öyle bir sevgidir ki; gözde değil özdedir, gönüldedir.

Ruh özgürlüğüne kavuşur onunla, Allah’a ulaşır.

Ruhun kader yolculuğudur Ramazan.

Karanlıklar biter.

Günler güneşlerde yıkanıp tekrar doğar.

Susmak da, konuşmak da Kur’ân’ca olur.

Her sûrenin başındaki Bismillah’ça olur.

Ramazanın özel bir görevidir bu,

Allah’ın kullarını tekrar Allah (c.c.) ile bağlama hâlidir bu.

Gelin dostlar, gelin!

Koklayalım bu gülü, çekelim içimize.

Yetinmeyelim esintileriyle,

Kokusuyla yetinmeyelim sadece

Ramazan’ın güllerini damıtalım,

Damla damla sağalım.

O güllerin sularıyla abdest alalım,

Huzura duralım,

Huzur bulalım.

Şimdi ne varsa içinden geçen,

İste, dile muradınca

İstediğin verilecek, yerine gelecek her arzun, vaadi var Rabbimizin…

Sen aşk nedir bilir misin?

Ey toy çocuk!

Perî sûretleri geç de, hakikî aşka gel, şevke gel.

Bu aşkın bir katresi yedi deryaya yeter...

***

Dön de bak,

Elinden tutan kimdir, bil…

Bilme vaktidir, meded umup isteme vaktidir.

Bir yolun kavşağındasın, benliğini ez de geç

Hayallerin, arzuların, ne varsa ulaşamadığın

Şimdi hepsine, bir anda kavuşma vaktidir.

Kavuşmak isteyenleri böyle mübarek bir ayda, bir anda kavuştururlar.

Yerde buluşamayanlar,

Göklerde buluşurlar, üzülme,

Böyle kutsî bir anda.

Kendi güzelliğine, öz yurduna dön çağrısıdır Ramazan.

Aşkın zamana vurmuş gölgesidir Ramazan.

Dağ gibi günahlar erir, kar gibi acılar erir,

Güldür yağan Ramazan’dan…

Her yere, herkese yetişir

Ruhu doyanın, midesi acıkmaz bu ayda.

Gülleriyle mest, kokularıyla sermest olanın, huzurda duranın, huzur bulanın,

Aşkın adıdır Ramazan, bir bahardır Ramazan.

Donmuş ruhlar, kanatlarını o baharda açar.

Sahurun ve imsağın kapısında, yeni bir günün aralığında.

Ey en güzel zaman, ey mübarek Ramazan

Ne kadar yakınsın bize, ne kadar yakınsın ve tanıdıksın.

***

Allah’ım, güldür yağan Ramazan’dan

Ne gönderdiysen, hepsi birbirinden güzel.

Gökler dolusu, en yüce bir armağandır Ramazan

Sendendir bildim, sendendir, sonsuz rahmetindendir.

Ve usul usul gidersin

“Merhaba demeden elvedâ dersin”

Unutulmaz hatıralar bırakırsın ardında

Ve gidersin…

***

Hatırlatır bir yılın her gününde, her saniyesinde kendisini

Unutulmaz, unutturmaz adını…

Kalbimizde ve dilimizde duâsını saklarız Ramazan’ın

Allah’ım, duâm şu ki; herkes, her şey yeniden Ramazan’la dolsun

Gül olsun, ay olsun, gün olsun, kitabına tutunsun Ramazan’la insanlar.

İçine bir yeni tohum düşsün herkesin

Bire bin, bire otuz bin başaklar veren.

Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin sırrına ersinler

Mayalansın ruhlar

Yetişsin imdadımıza

Yetişsin duâlar

***

“Yetiş ayı ikiye bölen parmaklarıyla,

Yetiş büyük armağancım,

Oruç armağancım, namaz armağancım.

Yetiş uluların imamı,

Yetiş toprağın yeni doğuşuna

İnsanın yeniden,

Dirilme süzülüşüne

(…)

Yetiş bize kıyamet bildiricisi

Kıyametteki sevinç muştucusu

Yetiş kabaran yeni toprağa,

Kur’ân tohumunu ekmek için

Gül tohumlarını saç bize

Gül bahçesi olan türbenden.

(…)

Yetiş ayağının tozu olduğumuz Peygamber

Yetiş her zaman diri olan varlığınla

Yetiş yak lâmbamızı

Yetiş aydınlat karanlığımızı

Yetiş yeşillendir çöllerimizi

Yetiş dirilt insanımızı

Seni sevenin ismiyle yetiş bize

Yetiştir bize

Günahlarımızı kül edecek ateş harmanı,

Verim yağmuru insin ülkemize

Mekke’ye, Medine’ye, Şam’a,

Kudüs’e, Bağdat’a, İstanbul’a

Semerkand’a, Taşkent’e, Diyarbekir’e

Yetiş Peygamber imdadı, yetiş!

Yetiş Allah’ın izniyle,

Yetiştir erlerini…

(…)

Gül diksinler diye yeni topraklarına

İnsanın tâ gönlüne

Yetiştir erenlerini Allah’ım!

Âmin.” (Sezai Karakoç)

***

Güldür yağan Ramazan’dan.

En kutlu kitap, Kur’ân’dır, gelir Ramazan’la. Felâh bulur ona tutunan, kurtulur ona yapışan. Özgürlüğüne kavuşur, eskimeyen yeniye koşar. Gökler armağanıdır Ramazan.

Güldür yağan Ramazan’dan. Güldür yağan Ramazan’dan.
Yeni Asya

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.