Fahri Kâinat’ın doğumu

Yıl 571 nuru yaratıldı çok oldu. O nur yüzden yüze aktarılıyordu Âlem onu bekliyor. Nurun hakiki sahibini bekliyor. Âlimler onu bekliyor. Tahrif edilmiş kitaplarda bile yüzlerce işaret var. Âlem ona muhtaç… Dünya cahil. Hele doğacağı muhitte ne yok ki insanlar öz evlatlarını diri diri gömüyorlar. Kötü adetler almış başını gidiyor. Yapan değil de yapmayana kızılıyor.

Ve artık Abdullah ta yok. Anne karnında bir yetim var. Yakın zamanda öksüz olacak yetim var. Allah’ın en sevgili ve en çileli kulu ve resulü doğdu. Ama o öyle sıradan bir yetim değil. O yetim ki doğduğu gece göller kurur. Putlar devrilir. Ateşler söner. Doğumu bile hakkın geleceğini batılın yok olacağını haberdar eder. Daha o geceden melekler kovar şeytanları gökyüzünden. Putlar devrilir bir bir yeryüzünden…

Ve o geceden İslamiyet ışığı şarkı garbı ışıklandırmıştı. İslamiyet güneşi o geceden ışığını vermişti. Kutlu valide meleklerin elinde süt içmişti. Ne büyük bir saadet. Sebebi hilkat-i âlemin validesi olmak. Doğumuna sebep olmak…

Ama rabbi kendisi terbiye etmek istiyordu. Evet, onun terbiyecisi Rabbi olmalıydı. Daha çocukken acılarla yoğrulmalı. Çilelerle istidatlarını inkişaf ettirmeliydi. Kemale erdiği zaman nübüvvet görevini almıştı artık.Asıl mücadele,asıl çile işte o zaman başladı.Ve hayatında tek taviz vermeyerek,davasını vahşi bir kavime korkusuzca yaydı.İnsanlığın beşte birine ve yer yüzünün yarısına hakim olan İslam dininin temelini sarsılmaz bir şekilde attı…

Ve bugün doğduğu gün…Cenab-ı Hak tarafından’’Sen olmasaydın kainatı yaratmazdım’’ diye hitap edilen,sebeb-i hilkati alem olan habibin veladeti.Rabbin insandan istediği vazifeleri en mükemmel şekilde ifa eden model şahsiyet.Kendisine ittibaı Rabbin sevgisiyle doğru orantılı olan,peygamber efendimize ne kadar ittiba ediyoruz?Ne kadar ittiba o kadar Rabbin sevgisi…Çünkü Rabbin istediği kul,efendimiz(A.S.M).Ve sevdiği kullar efendimiz(A.S.M). gibi olanlar…

Bazen nerde ne yapacağımızı şaşırız. Ve, sünneti seniyye bir pusula gibi yol gösteriyor. “Acaba Resül olsaydı bu durumda ne yapardı?’’sorusunu sorabiliyor muyuz? O (A.S.M) dediyse doğrudur. O (A.S.M) yaptıysa hikmetlidir, diyebilecek sadakati gösterebiliyor muyuz? Ve yahut ta sadakatimiz sadece lisan-ı kalimizde mi kalıyor?...

Peygamberin (A.S.M) sünnetlerini liseli talebelere sorunca, çoğunun aklına ‘’sağ el, sağ ayak…’’gibi hadisler geldi. Yanlış anlaşılmasın adaba dair hadisleri küçümsemiyorum. Ama Peygamber denince sadece adaba ait, sadece birkaç benzer  hadisin bilinmesi üzücü. Adatımızı ibadete çevirmenin yolu sünneti seniyyede…
Ya ahlaka ait sünnetler. Tavrına dair sünnetler. Eş olarak, baba olarak, evlat olarak ve arkadaş olarak sergilediği tavırlar… Peygamberimizin doğduğu bir günde evvela kendime soruyorum? Ne kadar tanıyorum.Ve tanıdığım kadarının ne kadarını yaşıyorum!...

Allahım,
Risâlet semâsının güneşi, nübüvvet burcunun ayı olan yüce Peygambere (a.s.m.), onun hidâyet yıldızları olan Al ve Ashâbına salât ve selâm eyle. Bize, erkek ve kadın mü'minlere merhamet et.
Amin, âmin, âmin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum