Esmer ve Kızılderili Bir Şair:Hüseyin Atlansoy

Esmer ve Kızılderili Bir Şair:Hüseyin Atlansoy

Mustafa Uçurum'un yazısı...

Çok okuduğum, şiir dünyasına kendimi kaptırdığım şairlerle tanışmak çok tehlikeli gelir bana. Tehlikeyle birlikte gizli bir tedirginlik de gelir içime konar. Dünyada çoğu şeye tahammül ederim de şairin kibirlisini bir türlü hazzedemem. Dumura uğradığım,  pişman olduğum birkaç tanışma seansını küçük sıyrıklarla atlattığım için artık daha temkinli olduğum da doğrudur.

Hüseyin Atlansoy; şiirlerini çok okuduğum, şiir dünyasına en rahat girebildiğim şairlerin başında gelir. Onun şiiriyle renklere, yollara, metropollere, akıp giden medeniyete ve tarihe daha sıkı bir bakış kazanmak aklıselim okuyucu için büyük bir kazançtır.

“Batıda Kan Var” şiirini dilimden düşürmediğim zamanlardı. Sivas’ta okuyordum ve arasıra Tokat’a yolum düşüyordu. Bu gidiş gelişler sırasında tanıdığım dostların sohbet grubuna katıldım. İkinci buluşmada herkes sıradan kendini tanıtırken bir ara kulağıma değen “Hüseyin Atlansoy” sesiyle irkildiğimi hatırlıyorum.  Sohbet bitti, hemen yanında aldım soluğu. Konuşan bendim genelde. ( Bu hiç değişmedi.) Bundan sonrası Sivas-Tokat arasını suyoluna çevirmekle devam eden bir zamanı yaşadım. Gün geldi, kader beni de Tokat’a savurdu. Hüseyin Atlansoy’la aynı şehri, aynı mesleği paylaşma mutluluğunu uzun süre yaşadım. Şiirlerimin üzerinde öylece asılı duran usta bakışı o günlerden kalmadır.

Muhalif ve yerli olmak; onun hem yaşam tarzını, hem de şiirlerinin değişmez duruşunu gösterir. “Batıda Kan Var” şiiri Atlansoy’u en iyi ifade eden şiirlerindendir. “Sabret gönlüm fırtınaya vakit var / Biz her çağda Kızılderili / Biz her yerde hep yerdeyiz.”

“Ben” den yola çıkan ve dünyaya açılan bir şiirin kapısını açan Atlansoy; evrensel bir haykırışla şiirler söylemektedir. Hayatın ortasından konuşan, mazlum halklar için direnişi bileyen çok Asyalı, çok esmer, çok muhacir bir şairi tanımaktan son derece mutluyum ben.

“Şiir denizlerinde yıkanırım ben / yürüyüşümün ritminden ıslanır İstanbul” diyen bir şairi tanımaktan dolayı şiire daha sıkı sarılıyorum.

Ve sol kollu boksördür o. En iyi vuruşunu sona saklar. Vurur ve değiştirir dünyanın rengini. Sözünü söyler ve “kıyam/et bize” diyerek bir dirilişin muştusunu verir.

“Şiir yazmasaydım bir hayatım olmazdı sanıyorum.” diyecek kadar şiire sıkı sarılmış bir şairdir o.

“Şiir benim için hem bir sığınak hem de sağanak oldu.” diyen bir şairin dizelerinde ıslanmak için Atlansoy şiirin ritmine kapılmak gerek.

Toplu şiirleriyle artık tek yürek olan Atlansoy’un esmerliğine tanık olmak için “Su Burcu”nda kendine yer ayırmalı metropoller arasında kendine yer edinmek isteyenler.

“80 kuşağı”ndan bahsederken sıralanacak isimlerin başına getirmek gerek Hüseyin Atlansoy’un adını. Onun şiiri bir kuşağın fotoğrafıdır adeta. Günümüz şiirini izleyen, önemseyen, yeri geldiğinde bu şiirlerden heyecan duyan bir şairdir o.
Şairler hakkında iyi şeyler düşünmek isteyenler için Hüseyin Atlansoy’u tanımak çok isabetli bir karar olacaktır. Has şiirin dünyasına girmek, imge deryasına dalmak, ironiyi yaşamak, esmer yanlarımızı görmek ve Kızılderililiğimizin farkına varmak için Atlansoy şiiri Kaçak Yolcularını peronda beklemekte.