Abdulkadir CEYLAN

Abdulkadir CEYLAN

Eski Said’in Mühim Talebesi ve Yeni Said’in Avukatı: Mehmed Mihri Hilav-1

Değerli Dostlar! Bu yazımızda Eski Said’in Horhor Medresesindeki mühim talebelerinden olup, daha sonra ona avukatlık da yapmış olan Mehmed Mihri Hilav’ı anlatmaya gayret edeceğiz. Mehmed Mihri’nin adı Risale-i Nur’da şu şekillerde geçer: “Eski Said’in mühim bir talebesi Avukat Mehmed Mihri,1 Mehmed Mihri,2 Avukat Mihri3, Mihri Helav,4 Avukat Mihri Helav5

Mihri Hilav’ın Horhor Medresesine gelmesine kadarki hayatı kısaca şöyle anlatılır:

“Mehmed Mihri, 1885 yılında Sine’ye bağlı Cıwanro Bölgesi'nde bulunan Dışe(ê) köyünde doğmuş. Kimliğinde doğum yeri olarak “Musul’a bağlı Sıne kasabası” yazılsa da, aslında “Sıne-Sinê” Doğu Kürdistan’da yani bugünkü İran’ın siyasi sınırları içerisinde bulunan bir Kürt şehridir. Öyle anlaşılıyor ki o dönemde söz konusu kasaba ya idari olarak Musul vilayetine bağlıydı ya da Osmanlı hüviyetnamesini alabilmek ve vatandaşlığa kabul edilmek için böyle bir yönteme başvurulmuştu. Oğlu Selahattin Hilav’ın aktarımına göre, “Mehmet Mihri Bey, ikisi kız, yedisi de erkek olmak üzere on çocuklu bir ailenin oğludur. Babası Gülamber Bölgesi'nde küçük Molla lakabıyla tanınan, medreseleri olan ünlü bir din bilginidir." Babası müftülük yaptığı için, Müftü Molla Abdullah olarak tanınır. Dedesi, Molla Mahmut olup meşhur Ciwanrolu Müzaferhan’ın torunudur. Annesi de bölgenin tanınan ailelerinden Şeyh Şahabettin Talsi’nın kızıdır. Mehmed Mihri’nin mensubu olduğu aile, bugün de Doğu Kürdistan’da “Müftizade” ailesi namıyla tanınmaktadır.

Mehmed Mihri, tahsilinin ilk evresini kendi köyünde aile medresesinde tamamlar ve bu dönemdeki öğretmenlerinden biri de babasıdır. Daha sonra Sıne şehrine giderek burada tanınan âlimlerden ders alır. Oradan da Bêzara kasabasına, sonra da Serdeşt şehrine giderek Molla Kadir’den gerekli dersleri alır. Serdeşt’ten sonra tahsilini tamamlamak için Hewlêr şehrine gider ve burada aldığı dersleri başarılı bir şekilde vererek 1904 yılında Molla Ebubekir’den icazetini alır.

Tahsilini tamamlayan Mehmed Mihri, Dişê köyüne döner. Buradaki medresede bir müddet okuma, hitabet ve felsefe derslerini verir. Bu arada babasıyla yaşadığı bazı anlaşmazlıklar nedeniyle Sıne şehrini terk ederek Kuzey Kürdistan’a yönelir. Bir müddet Van’daki Horhor medresesinde tahsil görür ve Molla Said-i Kürdi ile tanışıklıkları da bu dönemde başlar. 1911’lerin başlarında buradan da Trabzon üzerinden İstanbul’a gider.”6

Mehmed Mihri’nin Horhor Medresesinde ders aldığını Risale- Nur’da birkaç yerde görüyoruz. Üstad, Birinci Dünya Savaşı öncesi İşarat’ül İ’caz'ı yazdırırken “hissi kablel vuku’ kabilinden olarak, memleketi yıkıp yakacak büyük bir zelzelenin arefesinde bulunduğumuz zihne geldi” (7) diyor.

Mehmed Mihri, Seyyid Şefik Arvasi ve Müküslü Hamza ile beraber bu ifadeye şu haşiyeyi yazarlar: “HAŞİYE: Evet, Van'da Horhor medresemizin damında esnâ-yı derste büyük bir zelzelenin gelmekte olduğunu söyledi. Hakikaten söylediği gibi, az bir zaman sonra Harb-i Umumî başladı. Hamza, Mehmed Şefik, Mehmed Mihri”8

mehmedmihri.jpg

Emirdağ Lahikası-2’deki not da şu şekildedir: “Evet, Üstadımız mükerreren Birinci Harb-i Umumîden evvel çok defa bize ulûm-u Arabiyeyi ders verdiği zaman bize kat’î bir tarzda "Büyük ve umumî bir zelzele yaklaşıyor, hazırlanınız. O zaman herkes benim gibi mücerretlere gıpta edecekler" diye söylüyorlardı. Pek az zamanda, onun mükerreren verdiği haber aynen çıktı. Horhor’daki eski talebeleri namına Medresetü’l-Vâizîn mezunlarından Mehmed Sadık, Sabri, Mehmed Şefik, Mehmed Mihrî, Hamza.”9

Mehmed Mihri 1911 yılında İstanbul’a gelip eğitimine devam eder. Seid Veroj bu konuda şu bilgileri aktarır:

“İstanbul’a geldikten sonra, Fatih Medresesi’nde tahsilini sürdürür ve dersiam olmak için ruûs sınavına girmek üzere müracaatta bulunur. Kendi anlatımıyla; “Ruûs imtihanına girmek için toplam 680 imam başvuruda bulunmuştu. O zaman ben 22 yaşında idim, diğer imamların ise en genci 40 yaşında ve geri kalanların çoğunluk da 75 yaş civarındaydı. İmtihan Ebus’ûd dershanesinde yapıldı ve 1310 (1894-1895) yılından beri Alî Osman devletinde böyle ağır bir imtihan yapılmamıştı. Türkçe hiç bilmiyordum, Arapça ve Farsça cümle kuruyordum ve Abdülhak Hamit’in Türkçesi gibi sonuna “dir” eki getiriyordum 680 kişinin katıldığı bu imtihanda ancak 10 kişi kazanabildi ve ben de bu on kişinin içerisinde birinci oldum.” Mehmed Mihri buradaki tahsilini de iyi bir dereceyle tamamladıktan sonra, aynı medresede öğretmeni olan ve daha sonra da kayınpederi olacak Dağıstanlı Hüseyin Hüsnü Efendi’nin de desteğiyle, Fatih Medresesi’nde dersiam olarak göreve başlar.”10

1912’lerin sonlarında İstanbul’daki Kürt öğrenciler Kürt Talebe Hevi Cemiyeti adlı bir dernek kurarlar. Üyelerden biri de Mehmed Mihri’dir. Araştırmacı Yazar Abdülkadir Menek Hêvi’nin amaçları konusunda şu bilgileri verir: “Kürtçe ile ilgili çalışmalarda bulunmak, İstanbul’a gelen Kürt öğrencilere yardımcı olmak ve bunlar arasında birlik ve dayanışmayı sağlamak, maddî durumu iyi olmayan Kürt öğrencilere yardımcı olmak gibi maddeler bulunuyordu. Müküslü Hamza, M. Şefik Arvasî, Muhammed Mihri ve Abdürrahim Zapsu gibi zatlar da bu cemiyetin üyeleri arasında bulunuyordu. Hêvi’nin üyelerinin çoğunluğu Birinci Dünya Savaşı nedeniyle cephelere gittiklerinden cemiyet, faaliyetlerine ara vermek zorunda kaldı.”11

Zeynep Çamsoy, “1912 yılında kurulan Hevi’nin en faal üyesi olan Muhammed Mihri o dönemde ders verdiği İstanbul Erkek Lisesi’nde Arapça okutmaktadır”12 bilgisini vermektedir.

Mehmed Mihri bu sıralarda çeşitli eserler de yazmıştır. Bu dönemde yazdığı eserlerden dikkat çekenler şunlar olmuştur. 1. Miftahul Edeb fi Teallüm-i Lisan’il Arab (Arap Dilinin Öğrenilmesi İçin Edep Anahtarı): Yazarın eserinde belirtiğine göre, bu risaleyi, Aksekili Ahmed Hamdi’nin ricası üzerine, ilkokul üçüncü sınıf öğrencilerine Arapçayı öğretmek için hazırlamış ve toplam 39 sahifeden ibarettir. Kitapçığın içeriğine dair kapakta şöyle yazılmıştır: “Tedvini (içeriği) emredilen tüm meseleleri kapsar ve bunlarla birlikte ziyade fazlalıklarla pek çok alıştırmalara ve çözümlere dair kapsamlı bilgiler ve güzel şiirlerden oluşur. Kapağın orta kısmında “Müelifi: Mehmed Mihri” olarak yazılmış ve müellifin alt kısmında da “Dersiamdan: Vanlı Mehmed Mihri Efendi tarafından tetkik için Hilmi Efendi’ye gönderilmiştir, ibaresi yer almaktadır. Aynı zamanda kitapçığın kapağında yazarın imzası var ve mukaddimesinde ise kendini “Muhammed bin Abdullah ed-Dişeyî” olarak tanıtmıştır. 2- Bakara Suresi 21. Ayetin Tefsiri: Yazar toplam 48 sahifeden oluşan bu risaleyi, 3 Zilkade 1326 (27 Kasım 1908) tarihinde, “Mehemed Bin Abdullah El Kürdi” imzasıyla yazmış. Mehmed Mihri bu risaleyi yazdığı dönemde, büyük ihtimalle henüz Van’dadır.13

6 Haziran 1913’te başyazarı olduğu Hevi Cemiyeti’nin yayın organı Kürdistan Dergisi’ni çıkaran Mehmed Mihri Bey, Kürdçe’nin Mukri ve Soran lehçeleri de dahil olmak üzere Arapça, Farsça ve Türkçe yazılar kaleme aldı. M.M, Mihri, Kaké Hemé, Dawer Ardelani, Zehawi Zade, İrfan ve Müftizade gibi mahlaslarda kullanan Mihri Bey, Avukat Kemal Badıllı’nın gramer kitabında belirttiği gibi ilk Kürdçe gramerin de yazarıydı.14

Necmeddin Şahiner de Mehmed Mihri ağabeyin bu dönem hayatıyla ilgili olarak şu bilgileri aktarıyor:

Bediüzzaman’ın Eski Said dönemindeki talebelerindendi. Van’da iken Horhor Medresesi'nde Üstad’dan ders almış ve İşârâtü’l-İ’câz’ın kâtipliğini yapmıştır. Emirdağ Lâhikası’nda, İşârâtü’l-İ’câz ve Tarihçe-i Hayat’ta ismi ve bahsi gecen bu zât, Osmanlı Devleti zamanında bazı neşriyatla da münasebeti olmuştur. Bilhassa İstanbul’da, Bediüzzaman’a ait hizmetlerde bulunmuştur.”15

Değerli dostlar! Bir sonraki yazımızda Mehmed Mihri Hilav’ın 1. Dünya Savaşı yılları ve sonrasında Yeni Said Dönemi faaliyetlerinden bahsetmeye çalışacağız inşaallah. Allah’a emanet olun. Selam ve dua ile.

Dipnotlar:
1. Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası 2, Envar Neşriyat, sh. 65-66 (Mobil)
2. A. g. e, sh. 90
3. A. g. e, sh. 203
4. Bediüzzaman Said Nursi, Tarihçe-i Hayat, Envar Neşriyat, sh. 647 (Mobil)
5. A. g. e, sh. 653
6. Seid Veroj, Mehmed Mihri Hilav’ın Kürd Dili Üzerine Çalışmaları, kovarabir, 26 Ekim 2025; https://kovarabir.com/1183/mehmed-mihri-hilavin-kurd-dili-uzerine-calismalari-seid-veroj/tr/
7. Bediüzzaman Said Nursi, İşarat’ül İ’caz, Envar Neşriyat, sh. 9 (Mobil)
8. Bediüzzaman Said Nursi, İşarat’ül İ’caz, Envar Neşriyat, sh. 9
9. Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası 2, Envar Neşriyat, sh. 90 (Mobil)
10. Seid Veroj, a.y.
11. Abdülkadir Menek, Kürt Meselesi ve Said Nursi, Nesil Yayınları, İstanbul 2013, sh. 61
12. Zeynep Çamsoy, Milli Mücadele Döneminde Kürdistan Teali Cemiyeti (1918-1927) Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü, Ankara 2007, sh. 100, (pdf)
13. Seid Veroj, Mehmed Mihri Hilav’ın yayınlanmış eserleri 3, Rudaw Türkçe, 02-04-2023; https://www.rudaw.net/turkish/opinion/26032023
14. Prof. Dr. Ahmed Akgündüz, Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi c. 2, Osav Yayınları, İstanbul 2014, sh. 126
15. Necmedin Şahiner, Belgeler Işığında Gençlik Rehberi Nasıl Yazıldı Nasıl Karşılandı, İzmir 2008, sh. 64

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
14 Yorum