Erkekseniz bu ayrımcılığa karşı çıkın

Ertuğrul ilen İsmet'in "Kürtlere pozitif ayrımcılık" tartışmasını eleştirince, "Peki sen ne düşünüyorsun bu konuda?" diyenler oldu.

Aslında o yazının (08 Ağustos, 2011 Yeni Şafak) satır aralarından ne düşündüğümü okumak mümkündü.

Neylersiniz ki, kimi okurlar eti kemiğinden sıyrılmış "löp düşünce" istiyor.

O halde söyleyeyim: Bu konuda BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş'la hemfikirim.

Evet, öyle, niye şaştınız; biz hakikatin yanındayız, onun bunun değil.

Demirtaş diyor ki: "Bu tartışmanın etnik kimlik üzerinden yürütülmesi doğru değil. Türkiye'de ezilenler ve ezenler vardır..."

Demirtaş diyor ki: "Mesela işçi deyince Türk-Kürt ayrımı mı yapıyorsun? İşçi, işçidir. Tersanede can verdiğinde Türk ya da Kürt olmasına mı bakılıyor?.."

Demirtaş diyor ki: "Diyarbakır'a yapılan bir eğitim-sağlık yatırımından sadece Kürtler değil, Diyarbakır'da yaşayan herkes faydalanır. Dolayısıyla 'pozitif ayrımcılık sadece Kürtlere yapılmalı' şeklinde bir tartışma yürütürseniz, bütün Türkiye'yi kan tahlilinden, kafatası ölçüsünden geçirmeniz gerekir..."

Bunları kim derse desin altına imzamı atarım.

Aha da şuracığa yazıyorum: Demirtaş ve arkadaşları bu perspektifi her alana yayacak kadar şiar edindikleri vakit sadece "Türkiye partisi" olmakla kalmazlar, en kısa sürede ana muhalefet partisi de olurlar.

CHP de gider kumda oynar.

Ha, unutmadan söyleyeyim: Demirtaş, Kürtlere üniversite sınavında avantaj sağlanmasına da karşı çıkıyor; ki yerden göğe kadar haklıdır.

Zaten İsmet Berkan'ın üniversitelerde Kürtlere pozitif ayrımcılık teklifi bana çok aşağılayıcı gelmişti.

Müfredata biraz yabancı olan bir öğrencinin üniversitede muhatap olacağı muhtemel diyalogları düşünsenize:

"Sen nasıl üniversiteyi kazandın ya, Kürt müsün yoksa?.."

"Evet..."

"Tebrik ederim..."

Söz konusu bölgelere ekonomik yardım/yatırım ile fırsat eşitliği yaratacak yerde

insanları böyle "damgalamanın" alemi var mı?

O değil de, Ertuğrul ilen İsmet hangi yüzle "pozitif ayrımcılıktan" bahsediyor?!

Evvela başörtüsü konusunda yaptıkları "negatif ayrımcılığın" hesabını versinler.

Biri, sırf eşi başörtülü olduğu için Abdullah Gül'ün şövalyelik yapıp cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçmesini istemedi mi?

Veya...

Konyalı hasta bir çocuğun testisleri üzerinden "Tesettür faciası" manşetleri kotarmadı mı?

Diğeri, tesettürlü kadınların kendisini "tecavüzcü" gibi hissetmesine neden olduğunu söylemedi mi?

Hiç utanmadan, sıkılmadan "Bir erkek olarak rastladığım her tesettürlü tarafından aslında hakarete uğradığımı da düşünmeden edemiyorum..." demedi mi?

Şimdi bu beyefendiler "Kürtlere pozitif ayrımcılıktan" dem vuruyorlar!

Hey kurban olduğum Allah, başörtülü öğrenciler son sınıfında okudukları üniversitelerin kapısından polis zoruyla kovulurken "negatif ayrımcılığın" tillahını yapan bunlar değil miydi?

Başörtülülerin dün öğrenim hakları gasp edilmişti; bugün iş edinme hakları gasp ediliyor.

Yani...

Doktor, avukat, mimar, öğretmen olabilirler ama kamusal alanda çalışamazlar.

Aynı sınıfta okudukları, aynı üniversiteden mezun oldukları başı açık Kürt-Türk bütün arkadaşlarına kamusal alanın kapıları sonuna kadar açık, Kürt-Türk olsun onların tümüne kapalı...

Ertuğrul ilen İsmet, başörtüsü konusunda yıllar yılı yaptıkları negatif ayrımcılıklarının kefareti niyetine bu adaletsizliğe karşı çıksalar ya...?!

Geçtik "pozitif ayrımcılıktan", şu, sıradan ayrımcılığa karşı çıksınlar, yeter.

Yenişafak

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.