Hüseyin ALTINALAN

Hüseyin ALTINALAN

En çok Filistinliyi ben öldüreceğim diyen kazanacak!

Gazze'ye yönelik soykırım boyutundaki saldırıların ardından İsrail'de sandığa gidildi.

Beşikteki bebeği, sokaktaki çocuğu, okuldaki öğrenci ve öğretmeni, evdeki anayı, babayı, dedeyi, nineyi, hastanedeki doktoru ve hastayı, camideki cemaati, işyerindeki esnafı ve müşteriyi velhasıl masum insanları katletmeyi başarı gibi sunup zafer çığlıkları atan politikacılardan biri sandıktan çıkacak.

Yani;

Ya 1982 Lübnan işgali esnasında gerçekleştirilen ve çoğu kadın ve çocuk 991 kişinin öldürüldüğü Sabra ve Şatilla katliamları emrini verdiği için  "Beyrut kasabı" olarak anılan Ariel Şaron'un kurduğu Kadima Partisi, ya Ehud Barak'ın liderliğini yaptığı İşçi Partisi ya da Netanyahu'nun liderliğindeki Likud kazanacak.

Şu anda Kadima'nın liderliğini, yolsuzluklarının ayyuka çıkması üzerine istifa etmek zorunda kalan Ehud Olmert'ten devralan Tzipi Livni yapıyor.

17 Eylül 2008 tarihinde Kadima"nın lideri olan eski Mossad ajanı Tzipora (Tzipi) Livni,  halen İsrail dışişleri bakanı ve başbakan yardımcısı.

Barak'ın geçmişi de Livni'den temiz değil. Barak 35 yıl görev yaptığı İsrail Silahlı Kuvvetleri'nde Filistin halkına karşı düzenlediği saldırı ve katliamlar nedeniyle Siyonist İsrail Silahlı Kuvvetleri'nin en çok sayıda nişan alan mensubu idi.

Seçimleri kazanma olasılığı bulunan Likud lideri Benyamin Netanyahu'nun ellerinden de halen kan damlıyor.  "Seçildiği takdirde Hamas'ın kökünü kazımak" vaadinde bulunan Netanyahu, 2006 yılında Lübnan'ın Sayda kentinde gerçekleştirdiği katliamda kullandığı kimyasal silahlarla tanınıyor. Netanyahu aynı zamanda, Mescid-i Aksa'nın yıkılması için tüneller kazdıran şiddet yanlısı bir eski başbakan.

İsrail'de yeni bir dönem başlatacağı iddia edilen seçimlere katılan tüm parti liderlerinin kanlı geçmişleri, "yeni dönem" sözünün ne kadar gerçek dışı olduğunu ortaya koyuyor. Zira seçimlerde yarışan adayların ortak özelliği "Filistinli kanı dökmek üzere odaklanmaları..."

Aralarında ciddi fark var mı?

Yok.

Ne Netanyahu ne Livni ne de Barak'ın ayrı ayrı partilerde örgütlenmiş olmaları hiçbir şeyi değiştirmiyor. Hepsinin fikirleri de aynı, zikirleri de...

***

Livni ve Barak ikilisi, Gazze'deki katliamlarla halka "Biz Netanyahu'dan daha sert politika izleriz" mesajı vererek onun önünü kesmek istedi.

Bu eli kanlı liderler, seçim sürecinde oyların artırabilmek için İsrail halkını şuna inandırmaya çalıştılar:

"Rakiplerimin hepsinden daha çok Filistinli kanını ancak ben dökerim."

Gazze katliamının bu boyutta fütursuzca olmasının sebebinin altında bu gerçek yatmaktadır.

Hülasa; İsrail'de sandıktan, kim daha çok Filistinli katledeceğine halkı inandırmışsa o çıkacak!

İnsan olarak bu gerçek karşısında dehşete düşmemek mümkün değil!

Milli Gazete

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.