Elmas dünyasında beş gün

“De ki: Allah’ın kulları için verdiği süsü ve temiz rızıkları kim haram kıldı?” (Araf: 32)

Birkaç hafta yazılara ara verdikten sonra, tekrar bilgisayar başına oturmak güzel bir duygu. Yazılarıma ara vermemin sebebi, pırlanta sahasında Türkiye’nin önde gelen firmalarından olan Zen-Bluediamond’ın Kuveyt’te tertiplediği beş günlük elmas kursuna mütercim olarak katılmam idi. Elmas ticareti yapan Arap tüccarlarını eğitme amaçlı düzenlenmiş olan ilk elmas kursunu Türk uzmanlarının vermesi, ülkem adına bana heyecan ve zevk verdi. Bundan başka, günlük beşer saat süreli teknik bir dersi anında tercüme etmek benim için nefes tüketen bir iş olmasına rağmen, daha önce hiç ilgilenmediğim ve hakkında hiçbir şey bilmediğim elmas dünyasına girmek ve onu yakından tanımak, benim için güzel bir tecrübe oldu.

Karakter olarak Araplar öyle uzun süreli bir yerde oturup kalamazlar; bu karakterlerine rağmen, pırlanta uzmanları Aylin ve Burcu Hanımların akıcı ders anlatımları neticesinde elmas tüccarları 5 saat boyunca hem teorik, hem de uygulamalı olarak ders almaya tahammül ettiler. Kurs sonunda ise, pırlanta temel bilgilerini akademik olarak aldıklarına dair 9 Eylül Üniversitesi onaylı sertifikalarını Türk Büyükelçisi Hilmi Dedeoğlunun elinden aldılar.

Kur’ân-ı Kerimin beliğ tefsiri olan Risâle-i Nur; kâinata bakış tarzımızın nasıl olması gerektiğini öğretiyor. Ve diyor ki: “Cenâb-ı Hakkın mâsivasına, yani kâinata mânâ-i harfiyle ve O'nun hesabına bakmak lâzımdır. Mânâ-i ismiyle ve esbab hesâbına bakmak hatâlıdır. Evet, herşeyin iki ciheti vardır. Bir ciheti Hakka bakar. Diğer ciheti de halka bakar. Halka bakan cihet, Hakka bakan cihete tenteneli bir perde veya şeffaf bir cam parçası gibi, altında Hakka bakan cihet-i isnâdı gösterecek bir perde gibi olmalıdır. Binâenaleyh, nîmete bakıldığı zaman Mün’im, san'ata bakıldığı zaman Sâni, esbâba nazar edildiği vakit Müessir-i Hakikî zihne ve fikre gelmelidir.” (Mesnevî-i Nuriye, s. 45)

Risâle-i Nur’un gösterdiği bu yolla, ben de elmasın halka değil de, Hakka bakan yüzünü inceleyip durdum kurs süresince. Ve iman hakikatlerini okumanın önemini daha da iyi kavradım.

İnsanların parmak izlerinin farklı olduğunu bilirsiniz. Elmasın da izleri var ve bir elmasın izi bir diğerine benzememekte. Elmas sektöründe bulunanlar, bu izlere “doğanın parmak izleri” diyorlar. Ancak imanî cihetle bakılacak olunursa bu tabir yanlış. Çünkü güneş, ay, yıldızlar, galaksiler gibi, tabiat dediğimiz dünyamız da yaratılmış olan bir varlıktır. Bu esasa binâen, elmasın içinde bulunan izler; herşeyi en güzel, en ince ve en hikmetli şekilde yaratan Yüce Yaratıcının damgalarıdır.

Karbon atomlarının birbirlerine sıkı sıkı kenetlenmesinden oluşan elmas çok pahalı bir taş. Bu yüzden, elmasa yönelik talebi karşılamak için laboratuvarlarda karbon atomları birleştirilerek yapay elmas üretilmiş. Yapay elmaslar hakikî elmaslara çok benzesin diye de çok uğraşılmış. Ortak kimyasal ve fiziksel özellikleri verme noktasını başarmışlar. Ancak “doğanın parmak izleri” dedikleri iç izleri yapay elmasa verememişler.

Elmas üzerine imanî tefekkür noktasından bakılacak olunursa, çok derin güzellikleri bulmak mümkün. Bu gezintiyi varlıkların üzerinde Yaratıcının damgasını görmeye çabalayan insanlara bırakalım ve gelelim elmasın mücevher olarak incelenmesine.

Elmas hakkında kısa bilgiler

Elmas yerin derinliklerinde bulunan yüksek ısı ve yüksek basınç neticesinde 3 milyar yıl önce oluşmuş. Karbon atomları birbirlerine sıkı sıkı kenetlenerek bugün insanların süs olarak taktıkları pırlantanın ham maddesini meydana getirmişler.

İnsanoğlu elmasla MÖ 2500-3000 yılları arasında Hindistan’da tanışmış.

Eski Hintliler bıçak ve kılıçlarla yaramadıkları bu taşla putların gözlerini süslemişler.

Eski Venedikliler ise elmasın akıl hastalıklarına iyi geldiğine inanırlarmış.

13. yüzyıl Avrupa’sında erkek egemenliğinde olan elmas, kralların asa ve taçlarını süslemiş. 17. yüzyılda ise tamamen kadınların tekeline geçmiş; kraliyet ve asil ailelere mensup hanımlar değerli takı olarak elmas kullanmaya başlamışlar.

1919’da Rus matematik âlimi Marcel Tolkowsky, Brilliant cut olarak bilinen 57 yüzeyli elmas kesim şeklini bulmuş. Bu kesim elmasın ışıltısını en iyi şekilde yansıtan kesim olarak bilinir.

Elmas ile pırlanta arasındaki farkı çok kişi bilmez. Pırlanta elmasın işlenmiş halidir; yani özde elmastır. Kesilmiş elmas olan pırlanta; taç, kemer ve küllah diye üç kısımdan oluşur. Pırlantanın değeri belirlenirken dört esas üzerine incelenir. Uluslar arası kriter olarak belirlenen 4C esasları şunlardır:

1: Clarrity (Berraklık)

2: Cut (Kesim)

3: Colour (Renk)

4: Carat (Ağırlık)

Berraklık incelenmesi yapılırken, ilk etapta çıplak gözle, sonra 10 kez büyütülmüş büyüteçle taşın içindeki izlere bakılır. İçte bulunan izler hemen ilk bakışta görülürse buna “P” denir. Büyüteçle çok bakıldığı takdirde hiçbir iz görülmezse buna mercek temizi mânâsına gelen “LC” denir. Berraklık konusunda P ve LC arasında izlerin küçüklüğü ve görülebilirliği oranına göre VVS, VVS1, VVS2, VS, VS1, VS2, SI1, SI2, P1, P2, P3 sınıflandırılması yapılır.

Dünyanın en sert madeni olan elmasın sertlik derecesi Mohs Skalasına göre 10’dur.

Elmas herhangi bir kesiciyle değil, ancak elmasla kesilebilir.

Elmasın renk konusunda da kategorisi vardır. GIA Renk Skalası olarak belirlenen kategoride renkler 4 kategoriye ayrılır ve bunlar harflerle belirlenir. 1: D E F, 2: G H I J, 3: K L M N O P Q R S T U V 4: W X Y Z

Elmas renksizden açık kahverengiye doğru sıralanır. Bu kategorideki elmaslar “normal renk sınıfı”na girer. Bu sınıfta renksiz elmaslar en öndedir ve nadir olduklarından en pahalı elmas olarak bilinirler.

Elmasın ve diğer değerli taşların ölçüm birimi carattır. Bu birimi altının ölçü birimi olan karatla karıştırmamak gerekir. 1 carat elmas gramın beşte biridir. Ölçüldüğünde 0.200 gr gelir. Mücevher sektöründe genellikle 1 caratın altındaki taşlar kullanılır.

Carat yazılırken kısaltılarak yazılır. 0.20 ct, 1.23 ct gibi.

Teknoloji kullanarak laboratuvarlarda taklit elmas üretilmektedir. Bu taşları görünüm olarak elmastan ayırd etmek zordur. Cam, Kübik Zirkon, Sentetik Spineli örnek olarak verebiliriz. Sentetik taşlar içinde elmasa en çok benzeyen taş mozanittir.

Bir de insan ve hayvan küllerinden yüksek ısı ve buhar tekniği kullanılarak elde edilen elmas var. Maliyeti çok çok pahalı olduğundan yapımı nadirdir.

Madenlerden çıkarılan elmasların ancak % 20’si mücevher alanında, diğer kalan sanayi sektöründe kullanılıyor.

Ruhsatlı elmas madenleri bulunan ülkeler: Hindistan, Brezilya, Güney Afrika, Avustralya, Rusya, Kanada, Zaire, Kongo, Botswana, Sierra Leone.

Elmas kesiminin yapıldığı ülkeler: Hindistan, İsrail, Belçika, Rusya ve Amerika.

Elmas hakkında son sözüm, sertifikasız pırlantayı asla almayın!!
 
Yeni Asya

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.