Edeb Ya Hû

İnsan duyguları ile beslenip ruh dünyasını imar eder.
Evvela bir insanın metafizik alemini yıpratmak isteyenler onun ruh dünyasını talan etmesi gerekir. Ahirzamanda bu türküyü istedikleri gibi besteleyip yorumluyorlar. İnsanın ruhu her zaman bir arayıştadır.
Onun şeraresi gelen suya göre kapta şekil alır.

Gençliğimizi yıkmak isteyenler ilk önce bizi Efendimiz'in (s.a.v) veda hutbesinde bize bıraktığı emanetlerinden vicdanlarımızı soğutarak elde etmeye çalıştılar. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) Veda Hutbesi’nde; "Size iki emanet  bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız O emanetler, Allah’ın kitabı Kur’ân-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir" buyurmaktadır.

Kur'an-ı kerim ve Efendimizin sünnetine uymak için gerekli olan duyguda edeptir. Edebimizi aldıkları zaman hiç birşey kalmaz. Çünki manevi duyguların inkişafına sebebiyet veren, vicdanımızı olgunlaştıran duygu edeptir.

Nitekim Yunus Emre bunu ne güzelde özetliyor;
İlim meclislerinde aradım, kıldım talep
İlim geride kaldı, illâ edep, illâ edep.

Bediüzzaman'ın ifadesiyle “Eğer biz ahlâk-ı İslâmiyenin ve hakaik-i imaniyenin kemalâtını  ef’alimizle izhar etsek, sair dinlerin tâbileri elbette cemaatlerle İslâmiyet’e girecekler.
Belki küre-i arzın bazı kıt’aları ve devletleri de İslamiyet’e dehalet edecekler” (Hutbe-i Şâmiye s.30 )

Gençliğimizi batılı olma uğrunda asırlarımızdan beri neslimizden bize intikal eden duygulara peşkeş çekebilecek, ahlak-ı İslamiyenin düsturlarını farkında olmadan unutturmak isteyecek, her gün evinde izleyecek dizisi olan, misafirleri ile dizide buluşan bir topluluk haline geldik. Bilgisayar başında herhangi bir bilgiye ulaşmaktan ziyade kim ne yapıyor nerede araştırmasını yapan günün büyük vaktini facebook, twitter vs. sosyal platformlarında geçiren bir topluluk haline geldik. Ancak ahlak-ı islamiye ile edeplenecek bir topluluk (her nerede ilim var ise) batıdaki fenni ilmi almak yerine, hayasızlığı almak gibi aldıklarımız zihinlerimize zift püskürtüp genç nesle (bize) zehirli balı yedirmekte başarılı olmalarından kaynaklanıyor.

Yine Bediüzzaman’ın ifadesiyle, “ebedî dünyada kalacak gibi âfâkî mâlâyaniyatla iştigal etmek” akla,ruha zarar verir ve manevi yaralar açar.

Mademki bu yaralara karşı reçete elimizde var.Cenab-ı Hak bizi Kuran ahlakıyla ahlaklanan bir topluluk haline getirsin.

Yazımın sonunda bu yazıyı yazmama vesile olan İstanbul-Üsküdardaki Aziz Mahmud hüdayi hz türbesine girişdeki tablodaki yazının sıcaklığı içimi sarıyor..
"Edeple gelen,Lütufla gider.."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.