Markalaşmak lazım

Marka merakı insanların davranışlarına çok tesir ediyor.

Markaya verilen önem ve ehemmiyet insanın hayata bakışı ve hayat değer yargıları hakkında gösterge denilebilir.

Marka neticede eşyadır. Eşya hayatı kolaylaştıran araçların cümlesidir.

Eşyaya yüklenen anlam eşyanın değeridir. Kişiden kişiye değişir.

Aracın vasıfları, nitelikleri, kalitesi, fonksiyonellik derecesi hayatı kolaylaştırması, hayata kattığı değeri markanın da değerini tayin eden unsurladır.

“İnsanın kıymeti de hedef ittihaz ettiği şeyin kıymeti nispetindedir.” (Bediüzzaman, İşaratül İ’caz)

Eşyaya araç dedik. Şayet araç amaç derecesine çıkarsa problem başlar. Hem de sağlık sorunudur. İnsanların bunalımına sebep olan unsurların başında gelir araçların amaçlar yerine konulması.

Eşya da olsa marka ürünü tercih etmek doğru bir karardır. Burada sorun yok. Sorun aracın amaç yerine geçmesinde.

Her şeye olduğu gibi ve olması gerektiği kadar kıymet atfetmek gerekir.

İfrat ve tefrit yaklaşım dengenin bozulması, psikolojik problemlerin artması demektir.

Markanın marka seviyesine gelmesinin iki boyutu vardır.

Biri algı diğeri olgu.

Ses uyumu ve dikkat çekmek için bu uyduruk kelimeleri kullandım. Kusura bakmayın.

Biri kanaat diğeri hakikat olarak da ifade edilmesi daha doğrusu.

Bir markayı kullananların istifadesinden hasıl olan müspet kanaat algıdır.

Diğeri ise ürünün, eşyanın, kalitesi, özellikleri, fonksiyonları, sağladığı fayda, tecrübelerden elde edilen veriler gibi bir takım şartlar, hakikat olgudur.

Kalite kavramı olur olmaz her şeyde kullanıldığı ve içi boşaltıldığı için temkinli kullanmak gerekiyor.

Ürünün kalitesi bir sonuçtur. Ancak kalite yönetimi sadece sonucun kalitesine bakmaz sürecin de kalitesine bakar.

“Süreç”in İngilizcesi “Proses”tir. Pratikte her iki kelime de kullanılıyor.

Meselâ: Helva yapım işi süreçtir. Kaliteli, lezzetli helva sonuçtur.

Sürecin kalitesi elbette kaliteli sonuca ulaştırır.

Elbisenin kalitesi, pamuk, iplik, kumaş, tasarım, dikim süreçlerinin sonucudur. Elbette pamuktan ipliğe girdi malzemelerin de kalitesi etkendir.

HİZMETTE MARKA NASIL OLUR?

Kalite terminolojisinde “Ürün” ve “Hizmet”in üst başlık adı “Ürün”dür.

Ürün denilince hem fiziki üretim hem de hizmet sunumu anlaşılmalıdır.

Hizmetin dilimize giren İngilizcesi “Servis”tir. Her iki kelime de kullanılır.

Hizmet: Üretildiği anda tüketilen üründür.

Hizmet konuları; konaklama, taşıma, tamir-bakım, temizlik, eğitim, yardım vs. işleri hizmettir. Çoğaltılabilir.

Hizmette Marka olmak…

Öncelikle marka olmanı yolu kaliteden geçer.

Fiziki üç boyutlu malzemeden yapılan ürün kalitesinden ne anlaşıldığı herkesçe malûmdur

  • Müşteri memnuniyeti
  • Sağlamlık,
  • Mukavemet, dayanıklık
  • Maliyet
  • İhtiyaca uygunluk
  • Fonksiyonellik
  • Orijinal, yeni vs…

Hizmette Kalite

  • Müşteri memnuniyeti.
  • İletişim
  • Zamanındalık
  • Performans
  • Muhteva
  • Maliyet
  • Vb

Kriterler çoğaltılabilir

MANEVİ HİZMETTE MARKA ÖRNEKLER

İman hizmeti marka hizmettir. Kalite göstergesi ihlastır. Nokta.

Yalnız ürün yani hizmet sonuçtur demiştik. Sonucun kalitesi sürecin kalitesine bağlı olduğu hususu yukarıda bahsedildi.

İhlasa niyet edilmez. Metre, gram, litre ile de ölçülmez.

  • Derecesi olmaz mı?
  • Elhak olur. Onun derecesi vicdanidir. İmanın kuvveti, takva ve salabet-i diniyedir.

Sürecin kalitesini marka değerine ulaştırmak hizmette markayı gerçekleştirmekle mümkündür.

Sürecin kalitesi hizmetin yapılış şekli, sunum, iletişim becerileri, ortam, iklim vb. çok faktörlere bağlıdır. Sunulan ürün kalitesi başta gelir.

Sistem yaklaşımı gerek.

Kaliteli hizmet yani hizmette markalaşmak iyi bir sistem ve kaliteli kaynakları etkili kullanmaktan geçer

Sistem: Muayyen bir gaye için gerekli olan kaynak ve kabiliyetleri etkili kullanmaktır.

Kaynak denilince: Dört çeşit kaynak vardır.

Bu kaynakları iyi kullanan marka ürün ve hizmet ortaya koyabilir. Bunlar;

  • İnsan,
  • Ekipman,
  • Mekan,
  • Finansman

İnsan kaynakları değil insan kabiliyetleri demek daha doğru.

Ekipman; alet edevat, teknolojik teçhizat gibi.

Mekan; Ev, büro, salon, atölye, meydan vs.

Finansman ise malum...

Risale-i Nurlar eser olarak çok kıymetli markadır.

Risale-i Nur hizmeti de markalaşmış iman hizmetinin ta kendisidir.

Geçmişten günümüze marka niteliğinde çook hizmetler ve marka hizmet ehilleri olmuştur. Halen de mevcut olduklarına inanıyoruz. Lahikalarda, hatıralarda, son şahitler hepsi marka hizmetlerdir. Hizmet ehli ağabeyleri bilenler biliyor.

Geçmişle iftihar ederiz. Ancak dünün güneşi ile bugün çamaşır kurumaz. Üzümler koruk olmaz.

Sistem tasarımı, kurgulama ve uygulama üzerine kafa yormak lazım.

Sahip olunan imkanlar, kaynaklar ve kabiliyetler ile üretilen hizmetlere marka denilebilir mi?

Bence sınıfta çakarız. Bu satırları yazan en önce sınıfta kalanlar arasında yer alır kanaatindeyim.

Markalaşmak lazım vesselam. Ama nasıl?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
17 Yorum