Alaettin TAŞKIN

Alaettin TAŞKIN

Duanın anlamı

İnsan niçin dua eder? İnsanın dua etmesi neyi ifade eder? Dua etmenin anlamı nedir? Dua etmek, filan ihtiyaçların karşılanmasını neredeyse ‘emrivaki’ bir şekilde Yaratıcıdan ‘istemek’ midir? Yani dua, Yaratıcıyla yapılan bir pazarlık mıdır?

Duanın yaratık ile Yaratıcı, kul ile Rab, abd ile Mabud arasındaki ilişkinin bir gereği olduğuna dikkat ettiğimizde duanın anlamının yukarıda sorularla dikkat çekmeye çalıştığımız anlayışlardan temelden farklı olduğunu görüyoruz.

Dua etmek, yani ihtiyaçlarını Yaratıcıdan istemek insanın gerçekliğinin bir gereğidir elbette. Yani yaratık olan insan, başta var olmak ve bu temel ihtiyacın varyantları, açılımları olan diğer ihtiyaçların karşılanmasını Yaratıcıdan istemek, insan olarak yaratılmış olmanın bir gereğidir. Demek ki insanı bu şekilde ihtiyaçlardan yoğrulmuş bir mahiyette var eden Yaratıcı, insanın ihtiyaçları vesilesiyle kendisine muhatap olmasını, kendisiyle iletişime geçmesini istemiş olmalı ki insana bunca ihtiyaçları vermiş.

Ne var ki insanın ihtiyaçlarını Yaratıcıya hitaben dile getirmesi, Yaratıcıya bir emrivaki yapmak değildir. Yaratıcıyla pazarlık değildir. Sanki Yaratıcının 'haberi olmadığı' ihtiyaçlarını Ona söylemek değildir. Çünkü zaten Yaratıcıyı, her şeyi işiten ve gören olarak insanın başta var olmak üzere bütün ihtiyaçlarını karşılayan olarak görüyoruz, tanıyoruz.

Hem kâinata baktığımızda gerek insan olsun gerek diğer canlılar olsun kâinattaki düzene uygun hareket ettiklerinde* ecelleri gelinceye kadar fiziki yaşayışa dair ihtiyaçlarının karşılandığını görüyoruz. Yani ecelleri gelmedikçe bitkilerin de hayvanların da insanlardan dua edenlerin de etmeyenlerin de fiziki yaşayışa dair ihtiyaçları karşılanıyor. Hatta Yaratıcıyı inkar edenlerin bile kâinattaki düzene uygun hareket ettiklerinde fiziki ihtiyaçlarının karşılanıyor olduğunu müşahede ediyoruz.

Peki, nedir öyle ise dua etmenin anlamı?

Demek ki dua etmenin bu dünyadaki yaşayışın ihtiyaçlarının karşılanması ile esastan bir alakası yoktur. Öyle ise dua etmenin esas özelliği; bu dünya hayatının sonucuna, manasına, yani 'ahiretine' dönük olmalıdır. Duanın bu özelliğini “uhrevî” olmak diye tanımlayabiliriz. Yani duanın anlamı ve amacı “uhrevî” bir eylem olmasındadır. Evet dua, “uhrevî” bir eylemdir. Yani dua; esas olarak bu dünyadaki yaşayışa değil, bu dünya hayatının manasına, sonucuna, 'ahiretine’ bakar.

Demek ki insanın Yaratıcıya dua etmesi, yönelmesi “uhrevî” bir tavırdır. Yani bu dünyadaki yaşayışın manasına, sonucuna dair bir tavırdır. Öyle olduğu için dua etmenin amacı da “uhrevî” olacaktır.

Duanın esasında uhrevî bir eylem olmasından duayı insanın gerçekliğinin bir gereği olarak anlayabiliriz. Yani insan, dua etmekle bu dünya hayatının sonucuna, ahiretine yönelik olarak kendisinin konumunu ve takındığı tavrı sergilemiş oluyor. Yani insan dua ederek kendisini ve kâinatı nasıl yorumladığını, nasıl anlamlandırdığını ortaya koymuş oluyor. Bundandır ki dua ederken asıl maksadımız; ihtiyaçların karşılanması değil, bu hayatın sonucuna, yani ahiretine yönelik tavrımızın ifadesi olmalıdır. Yani dua, insanın ve kâinatın kendi kendilerini yapamıyor oldukları gerçeğinin itirafıdır. Dua insanın ve kâinatın yaratılıyor olma gerçekliğinin dile getirilmesidir. İnsan dua ederek var oluştaki konumunu ifade etmiş olur. Bu manada duayı imanın pratize edilmesi, uygulamaya konulması olarak tanımlayabiliriz.

İnsan, imanın uygulamaya konulması olarak dua etmesiyle;

-Kendisinin bir yaratık olduğuna, yani 'abd' olduğuna ve tüm kâinatın da yalnızca birer 'yaratıklar' olduğuna ve Yaratıcısının her şeyin yaratıcısı olduğuna dair farkındalığını ifade ediyor.

-Yaratıcının bütün kâinatın olduğu gibi kendisinin de tüm ihtiyaçlarını karşılayan ve karşılayacak olan olduğunu dile getiriyor.

Yani dua eden kişi abd/yaratık olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla 'ibadet' ediyor.

Özetleyecek olursak dua, ihtiyaçlar karşılansın diye edilmiyor. Aksine ihtiyaçlar, dua edilsin diye veriliyor.

*Yaratıcının kâinatta göstermiş olduğu düzene uymak da bir tür duadır. Ancak biz bu yazıda, duayı dar anlamıyla yalnızca insanın ihtiyaçlarını diliyle ve kalbiyle Yaratıcıdan ‘istemesi’ olarak inceledik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.