Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

Deizim, sekülerizim ve protestanlık

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ

Türkiye Gençlik STK’ları Platformu, geçtiğimiz günlerde, “Türkiye’nin Gençleri” araştırmasını yayınladı.

Türkiye dağılımını dikkatle gözeten ve 15-30 yaş arası 8.000 denekle yapılan araştırmaya göre;

"Din ile ilişkinizi nasıl tanımlarsınız?” biçimindeki soruya gençlerden;

“Din ve tanrı meselesi beni ilgilendirmiyor” yani “deistim” cevabını verenlerin oranı yüzde 3,5 oldu.

Yani Türkiye'de, her yüz gençten 3,5'i din ve peygamber beni ilgilendirmiyor, inanmıyorum demektedir.

2020 resmi nüfus verilerine göre; 15-30 yaş arası nüfusumuz yaklaşık, 25 milyon civarında gözükmektedir.

Kabaca bugün Türkiye'de, 875 binden fazla genç bir Alllah varsa da, din, ahiret, ibadet, peygamber beni ilgilendirmiyor demektedir.

Bu anketi, iktidara yakın bir STK'nın yaptığını düşünürsek bu vatanda bir milyona yakın gencin, İslam'a ve İslam peygamberine inanmayıp, ilgilenmediğini çıkartabiliriz.

30 yaş üzerindeki insanımızda, bir din, ahret, peygamber anketi yapılsa, nasıl bir sonuç çıkar bilemiyoruz.

Ancak son 7-8 yıldır şahsi gözlemim ibadet edenlerin ve ibadeti önemseyenlerin azaldığı yönünde.

Beraber namaz kıldığım cami cemaatinin azaldığını müşahede ederken, 20-25 yıldır namaz kılan bazı müslümanların namazını bıraktığı, hemen herkesin görüp bildiği acı gerçeklerdir.

Ayrıca, çeşitli şekillerde, deist/din, peygamber tanımaz cereyanların olduğunu görüyor ve biliyoruz.

Mesela mümin olduğunu söyleyen neoevrimci akademisyenler medya ve ekranlarda çokça yer almaktalar.

Tartışmalar bir yana neoevrimcilik, suyu baştan kesen ve deistliğin dikalası bir bilimci-evrimci akım olarak apaçık ortada.

Bu neoevrime ilgi duyup savunan dini, okul öğrencileri ve cemaat, tarikat gençleri hatta nurcu gençler de var.

Sayısı ve yaygınlığıyla, kamuoyunu baskılayan iktidar medyası, bu dintanımazlıktan çok rahatsız görünürken, önemsizleştirmeyi tercih ediyor.

Kısaca bu vahim gerçeği, halının altına süpürüp üstünü örtmeye çabalıyor.

Çünkü, mevcut yönetim altında bu hakikat kabul edilemez görünüyor.

Bu tenakuzu, savundukları dünya görüşlerine göre izah edemeyince, kendilerince izahsız bu açmazı, inkar ve küçümseme yoluna gidiyorlar.

Oysa üstad Lemaat'ta "zıt zıttını içinde barındırır/tazammun eder" demektedir.

Yani aydınlık karanlıktan, gece gündüzün içinden çıktığı gibi, müminlikten küfre, müslimlikten şirke/deizme giden bir yol vardır.

Küçük Sözler'de "her bir günah içinde küfre giden bir yol vardır" yazılıdır.

resim-005.jpg

Hikmetil İstiaze başlıklı 13. Lema, şeytani her çeşit vesvese ve şüpheyi kesip atan olağanüstü harika etkili bir eserdir.

13.Lem'a, deizim ve her çeşit inkar ve tereddüdü de çözümleyen, ameliyat eden cerrahi bir risaledir.

Ama bu müthiş eserden, ne biz tam haberdarız, ne de onlar haberdar.

***

Ancak bir de madalyonun öbür yüzü var.

Dini sorunlar üreten ana sorun, 20 yıldır iktidarda olan, dindar siyasal muktedirlerin ürettiği zincirleme sorundur.

Siyasi muktedirler açısından yaşanan sorun, etkili, yetkili yönetici müslümanların, İslam ahlakına ve adalete aykırı icraat ve davranışlarıdır.

Burdaki temel mesele, adaletsiz ve ahlak dışı gerçeğin, normal hata ve günah olmaktan çıkıp, sistemik ve iptila hale dönüşmesidir.

Özeleştiri ve görüş makamındaki zatlar, "bu kurtlu bulguru yemeye mecbur olduğumuz" şeklinde bir temsille probleme yaklaşmaktadır.

Umulduğu ve beklendiği gibi, İslamiyete ayna değil, gölge ve lekeleyici olan müslüman idareciler, müslüman kitlelerde haklı bir hayal kırıklığı oluşturmuştur.

Bu vaziyet başta şaşkınlık ve hüsnüzanla savılsa da, sonunda gerçeğin yerleşik/kronikleştiği anlaşılmış, müslüman kitlelerde acı bir hayal kırıklığına, derin bir inanç krizine yol açmıştır.

Bu noktadaki temel çelişki şu sorularda;

-Ya bu dinde bir sakatlık var, ya bu dindar idareci liderlerde?

-İslam'da sakatlık olmaz, olmamalı. Amma bu dindar yöneticilerin, gücü elinde tutanların yapageldiklerini imanla, ahlakla nasıl izah edeceğiz?

Sonra şu soruluyor;

-Bu adamlar, 50 yıldır kendini ispat eden ve onmilyonları inandıran, dindarlık ve yönetim başarıları ortada insanlar?

-Öyleyse bu adaletsizlik ve ahlak dışılıklar neden dendiğinde kalp ve kafalardaki din asası, ortadan ikiye bölünüyor.

Bu noktada ise müslüman yöneticiyi kutsayan ve siyaseti esas alanlar, taassup ve fanatizme saparken, dini, lider ve siyaset dışı değerlendirebilenler ise, derdime derman olmayan bu din, benim dinim değil demek zorunda kalıyor.

resim2-003.jpg

Bu noktadan sonra görüş ikileşiyor;

-Birincisi; öyleyse ben bu adaletsiz ve dünyaperestlerin dininden değilim deyip, dini inkar ve şüpheye sapan kitleler.

-İkincisi ise; dinimi, dini siyasetçi ve kötü örnekler üzerinden ele alamam diyen, sağduyulu ve azlıkta kalan sağlam müminler.

Bugün ülkemizde artık, laiklikten sekülerliğe/protestanlığa geçiş süreci yaşanmaktadır.

Yani dün, din ayrı devlet ayrı diyenler, üstad Nursi'nin sözleriyle; "dinliye de dinsize de karışmayan" tarafsız laikler artık, din yok dünya var, ne olacaksa bu dünyada olacak diyor.

Ayrıca "müslümanlığım camide hayatta ise çıkarlarım kuralları belirler" şeklinde bir protestanlık göze batmaktadır.

Bu duruma sekülerlik/ehli dünyacılık diyoruz.

Sekülerlik laiklikten daha öte özünde dinsizliği savunan, peygamber ve ahireti inkar eden, esaslı bir müşriklik sisteminin adıdır.

Dünya menfaati için, din, ahiret ve peygamberle mücadeleyi esas almaktadır.

Artık din, devlete, siyasete karışmasın seviyesinden din, dini ahlak, peygamber, hayatımıza karışmasın derekesine inmenin adıdır.

Sekülerizm/deizim din karşıtı çok esaslı bir idealojinin ve dünya görüşünün adıdır.

Üstad Bediüzzaman'ın 1950'lerde Emirdağ Lahikası'nda Demokratlara Büyük Bir Hakikatı İhtar başlığıyla uyardığı komünistlik ve dinsizlik=deizim tehlikesidir.

Üstad Bediüzzaman, 1. büyük tehike olan dinsizlik/deistliğin, müslümanların yüzde 30/40'ına zarar verebileceğinin altını çizmiştir ki,  şu anda deizim/sekülerizm adıyla bu zarar verilmektedir.

Asıl vahim tablo ve imani hasar, gençliğin iman sorunu ilerki yıllarda görülecektir.

Allah vatanımızı, neslimizi ve gençlerimizi ahirzamanın inkar ve imansızlık bela ve afatından korusun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
7 Yorum