Çirkin söz ve fiillerin, îmân edenlerin içinde yayılmasını arzû edenlere azab vardır

Çirkin söz ve fiillerin, îmân edenlerin içinde yayılmasını arzû edenlere azab vardır

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Nur Sûresi 15-20. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor

15 . Bunu (bu iftirâyı) (*) dillerinizle (birbirinizden) alıyor ve hakkında bir bilgi sâhibi olmadığınız bir şeyi ağızlarınızla söylüyor ve bunu (pek) kolay (ehemmiyetsiz) bir şey sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük (bir günah)tır.

16 . Hem onu duyduğunuz zaman: “Bu hususta konuşmamız bize yakışmaz! Hâşâ! Bu büyük bir iftirâdır!” demeniz gerekmez miydi?

17 . Eğer mü’min kimseler iseniz, böyle bir duruma ebediyen (bir daha) dönmemeniz için Allah size (böyle) nasîhat ediyor.

18 . Ve Allah size âyetleri açıklıyor. Çünki Allah, Alîm (herşeyin içyüzünü bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.

19 . Şübhesiz ki çirkin şeylerin (söz ve fiillerin), îmân edenlerin içinde yayılmasını arzû edenlere, dünyada da âhirette de (pek) elemli bir azab vardır. Ve Allah bilir,siz ise bilmezsiniz.

20 . Ve eğer üzerinizde Allah’ın ihsânı ve rahmeti (olmasaydı) ve şübhesiz ki Allah, Raûf (çok şefkat eden), Rahîm (çok merhamet eden) olmasaydı (sizi hemen azâba uğratırdı)!

(*) “Gıybet, ehl-i adâvet ve hased ve inâdın (inadcı, kıskanç ve kindar insanların) en çok isti‘mâl ettikleri (kullandıkları) alçak bir silâhtır. İzzet-i nefis sâhibi, bu pis silâha tenezzül edip isti‘mâl etmez. Nasıl meşhur bir zât demiş: اُكَبِّرُ نَفْس۪ي عَنْ جَزَٓاءٍ بِغِيْبَةٍ فَكُلُّ اِغْتِيَابٍ جَهْدُ مَنْ لَالَهُ جَهْدٌ Yani: ‘Düşmanıma gıybetle cezâ vermekten nefsimi yüksek tutuyorum ve tenezzül etmiyorum. Çünki gıybet, zaîf ve zelîl ve aşağıların silâhıdır.’ Gıybet odur ki, gıybet edilen adam hâzır olsa idi veişitse idi, kerâhet edip (çirkin bulup) darılacaktı, eğer doğru dese, zâten gıybettir. Eğer yalan dese, hem gıybet, hem iftirâdır. İki katlı çirkin bir günahtır.” (Mektûbât, 22. Mektûb, 102-103)