Bu kışın devamına ihtimal verilebilir mi?

İslam coğrafyası, sistemli bir terör kuşatmasına alınmıştır. Özellikle son çeyrek asırda, ardı ardına çok taşeronlu terör cepheleri açıldı. Farklı mezhep ve ırklar, birbirinin boğazına sarılacak hale getirildi.

Mefkuresi ve bütünlüğü parçalanan Müslümanların, dayanışma duygusu ve direniş potansiyelleri terörle törpüleniyor.

Bünyesi yıpratılmış İslam coğrafyası, meşrulaştırılmış karşı terör operasyonlarıyla çökertilmek isteniyor. Terör katkılı bu dış tehdit, ortak tepkiyle etkisiz kılınmazsa, İslam toplumları teker teker pasifize edilecek. Beş bölge ülkesinden on beş yeni ülke çıkarma projesi, ne yazık ki, acımasızca ve vahşice işletiliyor.

Gündüz vakti, göstere göstere okul bombalanıyor, onlarca çocuk ölüyor. “Üzgünüz kaza oldu” diyerek, taşlaşmış yürekle işlenen vahşet geçiştiriliyor.

Bilerek hastane bombalanıyor, arkasından “affedersiniz hata oldu” pişkinliği sergileniyor.

Bir seferde üç yüz sivili katleden bombalama cinneti yaşanıyor, “koordinat hatası” diye akıl ve vicdanla alay ediliyor.

“Bu medeniyet, insanı çok sefih ve ahlaksız eder” sözü, bu vahşeti  tarifte, çok masum ve yetersiz  kalıyor.

“Bu medenilerden çoğu, eğer içi dışına çevrilse, kurt, ayı, yılan, hınzır, maymun postu” giymiş, insandan başka her şeye benzeyen bir kimlikle görünecekler. Zira, sistemli bir şekilde hastane, okul ve sivilleri bombalayıp, yüzlerce insanı katletmek insan işi olamaz. Aynı vahşeti, uzun yıllar kendi dindaşlarına yapmakta beis görmeyenlerden, elbette insani duyarlılık beklenemez. Ne var ki, adı çok edilen, fakat eseri görülmeyen insani değerlere dönmenin zamanıdır. İnsanlar, kaybedeceği bir şey kalmamış duruma düşürülmemelidir.

Sömürüyü meslek edinmiş güçlerin tasallutundaki bu bölgede, kimsenin canı ve ülkesi artık güvende değil. Kilise önderliğinde, savaşı kutsayan vahşet organizasyonuna soyunmuş bir Batılı devlet aklıyla karşı karşıyayız.

Ortadoğu halkları üzerinde kurulmak istenen hegomanyal statükoya karşı, her bölge ülkesinin artık, süratle silkinmesi gerekiyor. Ölüm sessizliğinden çıkarak, süratle tepki veren etkili kamuoyları oluşturmalıdır. Bu iş, öncelikle sivil topluma düşüyor. Aksi takdirde, “gözlerinizi kapatarak gaflet sahrasında yatmakla vahşet ve gaflet sizi yağma edip perişan edecek” bir akibet kaçınılmazdır.

Kur'ân'ın mecrâsından ayrılarak birleşmeyen su damlaları gibi toprağa düşmeyiniz. Yoksa, toprak gibi sefahet ve şehvet-i medeniye sizi emerek yutacaktır.”

Said Nursi’nin I. Dünya Savaşından sonra yaptığı bu sarsıcı ikazın ayak sesleri, bir asır sonra yeniden duyuluyor.

Eğer 15 Temmuz kalkışması başarılı olsaydı, uluslararası güçler, bölgenin işini büyük ölçüde bitirmiş olacaklardı. Geriye, ufak tefek fırça darbeleriyle yapılacak işler kalacaktı. Onu da iç savaşlara havale edeceklerdi. Bu sonucu almada ısrarlarından vazgeçmiş değiller.

Batı’da tavan yapan, akıl dışı ve bir o kadar asabi Türkiye husumetinin ve İslamafobinin sebebi, karşılaştıkları bu dirençtir. Kullanıma elverişli, silahlı–silahsız bütün araçlarını devreye soktukları halde, Türkiye’yi yedeklerine alamadılar. Onun için hiç rahat değiller. Aksine, köpek salacak, namlu gösterecek kadar kendilerini kaybetmiş bir asabiyet içindeler. Panik halindeler ve birbirinden bulacakları bir sona doğru gidiyorlar. İtidali kaybedip, onların düştüğü asabiyete kapılmadan, milletçe ve ümmetçe duygu ve güç birliği üretmek zorundayız.

I. Dünya Savaşından tam yüz yıl sonra, Ortadoğu’da yeni bir paylaşım formülü aranıyor. Terör eliyle sözde bir “yeni dünya düzeni” inşa edilmek isteniyor. Ya eski hal devam edecektir. Veya insaniyete yakışır yeni bir dünya kurulacaktır.

“Şu kışın devamına ihtimal verebilir misin”iz?

Bu soruya, bir asır evvel “evet” demedik. Yine de demeyeceğiz. Çünkü, “Her kışın bir baharı, her gecenin bir sabahı vardır.” Bahar, ona liyakatini ısbatlayanların hakkıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum