Bir ateistin iddialarına cevaplar-14

Yirminci İddia: "Kimse aslında dinlere inanmıyor. Hiç öleceği için sevinen bir dindar gördünüz mü? Oysa cennete gideceği için çok mutlu olmalıydı. En iyi arkadaşı ölüm döşeğinde olan bir dindarın şenlikler yaptığına şahit oldunuz mu? Sevdiği birini şehit eden düşmana teşekkür eden bir inananla karşılaştınız mı? Öyle ya, şehit olanlar cenneti garantiliyordu. Böyle bir insan gördüyseniz gerçekten inançlı biri ile karşılaşmışsınız demektir. Ben hiç karşılaşmadım. Çünkü insanların mantıkları da ölümden sonra yaşamı benimsemiyor. Dindarlar sadece kendilerine anlatılmış bu masalın gerçek olmasını umut ediyorlar. İnanmıyorlar."

Cevabımız:

-Sahabe döneminden beri, cennete gitmek için canlarını feda etmekten çekinmeyen yüz binlerce şehit bu iftirayı sahibinin suratına aşk
etmektedir.

-Hırsız olan herkesi hırsız; katil olan herkesi cani sandığı gibi, ateist olan da herkesi kendisi gibi düşündüğünü sanmaktadır.

-Müslümanların ölümden çekinmeleri, cennete gidip gitmeyecekleriyle alakalı bir husustur. Müminlerin ölümden korkuları, günahları sebebiyle cezaya çarpılma, cenneti kaybetme endişelerinden kaynaklıdır. Yoksa ahiretin varlığında zerre kadar tereddütleri, yoktur.

-Kaldı ki, imanın zirvesine ulaşanlar, ölümden zerre kadar perva etmezler. Mevlana'nın ölüm gecesini "şeb-i arsus" (gerde gecesi) olarak nitelemesi bunun açık göstergesidir. Bu konuda İmam Gazali ve daha başka alimlerin kitaplarında bunun çok örnekleri vardır. Bu asrın en kuvvetli imana sahip olan ve dinsizlerin düşüncelerini altüst eden Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin 31 Mart hadisesinde gösterdiği tavır, bu ateistin yalanını kökten yıkan tarihi bir gerçektir.

"Hürriyetin başında şeriat isteyenleri astıkları bir zamanda, Hareket Ordusu'nun dehşetli divan-ı harb-i örfîsinde, aynı günde onbeş adam asıldığı bir zamanda, Divan-ı Harb-i Örfî reisi ve a'zaları dediler ki: "Sen mürtecisin, Şeriat istemişsin" sözlerine mukabil demiş: "Şeriatın bir tek mes'elesine ruhumu feda etmeye hazırım. Eğer Meşrutiyet bir fırkanın istibdadından ibaret ve hilaf-ı Şeriat hareket ise, bütün dünya şahid olsun ki ben mürteciyim." diyen bir adam, i'dama beş para ehemmiyet vermeyen ve dünyasını, her şeyini Şeriata feda eden hiç mümkün müdür ki: Dini, şeriatı bir şeye ve bir siyasete âlet yapsın. Buna ihtimal veren sofestaî de olamaz." (Emirdağ Lahikası-2, 130)

-Şu bir gerçektir ki, imanlı olan kimseler, ateistlerden bin kat fazla ölüme karşı cesurdurlar. Çünkü, her mümin iman şuuruyla ölümü cennet gibi ebedi bir saadetin mukaddimesi olarak görür. Oysa, bir ateist ölümle yok olup hiç olacağını, bir daha hayat yüzünü görmeyeceğini düşündüğü için hayatı cehennemden beter bir zehir haline gelmiştir. Her gün bir adım daha -kendisini ebediyen hiçliğe atan, bütün sevdiklerinden ebediyen ayıran ölüm darağacına çıkmaya- yaklaştığını düşünen bir insanın durumundan daha kötü bir trajedi olabilir mi? Evet, ateizm, intiharın bir diğer adıdır. Allah her insanı bu musibetten uzaklaştırsın inşaallahurrahman..!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum