Belgeleriyle Hilafetin ilga maddeleri ve ilave maddeler

Hilafet veya diğer adıyla halifelik, Allah'ın hâkimiyet hakkının bir tecellisi olarak İslâm hükümlerini tatbik etmeye vazifeli olan makamının adıdır.

Kamus-ı Türkî'de Şemseddin Sami 'hilafet' maddesinde, "Hatemü'l-enbiya (s.a.v) efendimize vekaleten umum ehl-i İslam'a imamet ve âmiriyet ve şeri'at-ı İslamiyye'yi himaye etmek vazife-i mukaddesesi…" olarak hilafeti izah etmiştir. Elhak doğrudur. Hilafeti kaldırmak, doğrudan doğruya İslamiyet'i hedef almaktır.

Kamus-ı Osmani'nin müellifi Mehmed Salahî ise hilafet maddesinde şunları yazmıştır; "Hazret-i peygamber efendimizin vekalet-i mübeccele-i celilesi, hâtemü'l-enbiya aleyhi ekmelü't-tehâyâ efendimizden sonra makam-ı kudsiyyet-ittisam-ı hilafette çehar-ı yâr-ı güzin hazeratı bulunmuşlardır. Ba'dehu cedd-i büzürgvâr-ı hazret-i padişahi Yavuz Sultan Selim Han hazretlerinin ahd-i saltanatlarında (sıfat-ı mukaddese-i hilafet) (hadimü'l-haremeynü'ş-şerifeyn) unvan-ı mefharetiyle hanedan-ı celilü'ş-şan-ı Osmani'ye intikal eylemişdir. Cenab-ı Allah'ın ve hazret-i resulüllahın hilafeti demek olan (hilafet-i kübra) el-yevm din-i mübin, hâris-i şer'-i metin-i sultan-ı bî-müdânî veli-ni'met bî-minnetimiz şevketlü Gazi (Abdülhamid Han) sânî efendimiz hazretlerinin sıfat-ı mukaddeseleridir."

Alem-i İslam'ın hakiki ittihadı sadece ve sadece halifelik makamının yeniden ihyası ile mümkündür. Zaten hilafet ilga edildikten sonra bizleri İslam’la bütünleştiren unsurlar kaldırılabilmiştir; sarığın yasaklanıp şapkanın zorunlu kılınması, Kur'an harflerini kaldırıp Latin harflerinin getirilmesi, Arapça ezanın yasaklanması, medreselerin, tekkelerin, zaviyelerin kapatılması, önceki yazılarımın birinde belgeleriyle ispatladığımız yüzlerce cami ve mescidin satılması… gibi bizim İslam’la bağımızı sağlayan ne varsa hilafet kaldırıldıktan sonra yapılmıştır.

Sadece halifelik kaldırılmakla da kalınmamış, Osmanlı hanedanına kan bağı olan bütün fertler yurtdışına sürgün edilmiş ve deyim yeriyse elleri boş bırakılarak gönderilmişlerdir. Öyle ki bir daha ülkeden transit geçilmeleri kanunen yasaklanmıştır. Geçenlerde onlarca farklı ülkeden gelen hanedan mensupları TRT binasında buluştuklarını haberlerden öğrendik. Aradan neredeyse bir asır geçti. Hanedan üyelerinin gittikleri ülkede asimile olduklarını hatta Türkçeyi bilmeyen hanedan üyelerinin hislerini yazımızın devamını okuyunca anlayabileceksiniz. Kanun zoruyla Osmanlı hanedanına adeta soykırım yapıldığını göreceksiniz.

Şimdi hilafetin ilga maddelerini arşiv vesikasıyla beraber paylaşıyorum.

resim-1.jpg

Hilafetin ilgasına ve Hanedan-ı Osmaninin Türkiye Cumhuriyeti memaliki haricine çıkarılmasına dair kanun sureti:

MADDE 1— Halife hal' edilmiştir. Hilâfet, Hükümet-i Cumhuriyet mâna ve mefhumunda esasen mündemiç olduğundan hilâfet makamı mülgadır.

MADDE 2— Mahlû' halife ve Osmanlı saltanatı münderisesi hanedanının erkek, kadın bilcümle âzası ve damatlar, Türkiye Cumhuriyeti memaliki dahilinde ikamet etmek hakkından ebediyyen memnu'durlar. Bu hanedana mensup kadınlardan mütevellid kimseler de bu madde hükmüne tabidirler.

MADDE 3— İkinci maddede mezkûr kimseler işbu kanunun ilânı tarihinden itibaren âzami on gün zarfında Türkiye Cumhuriyeti arazisini terke mecburdurlar.

MADDE 4— İkinci maddede mezkûr kimselerin Türk vatandaşlık sıfatı ve hukuku merfu'dur.

MADDE 5— Bundan böyle ikinci maddede mezkûr kimseler Türkiye Cumhuriyeti dahilinde emval-i gayr-ı menkuleye tasarruf edemezler. İlişiklerinin kat'ı için bir sene müddetle bilvekâle mehakim-i devlete müracaat edebilirler. Bunlar müddetin mürurundan sonra bir mahkemeye hakk-ı müracaatları yoktur.

MADDE 6— İkinci maddede mezkûr kimselere masarif-i seferiyelerine mukabil bir defaya mahsus ve derece-i servetlerine göre mütefavit olmak üzere hükümetçe tensip edilecek mebaliğ i'ta olunacaktır.

MADDE 7— İkinci maddede mezkûr kimseler Türkiye Cumhuriyeti arazisi dahilindeki bilcümle emval-i gayr-ı menkulelerini bir sene zarfında Hükümetin malûmat ve muvafakati ile tasfiyeye mecburdurlar. Mezkûr emval-i gayr-ı menkuleyi tasfiye etmedikleri halde bunlar hükümet marifetiyle tasfiye olunarak bedelleri kendilerine verilecektir.

MADDE 8— Osmanlı İmparatorluğunda padişahlık etmiş kimselerin Türkiye Cumhuriyeti arazisi dahilindeki tapuya merbut emval-i gayr-ı menkuleleri millete intikal etmiştir.

MADDE 9— Mülga padişahlık sarayları, kasırları ve emâkin-i sairesi dahilindeki mefruşat, takımlar, tablolar, asar-ı nefise ve sair bilûmum emval-i menkule millete intikal etmiştir.

MADDE 10— Emlâk-ı hakani namı altında olup evvelce millete devr edilen emlâk ile beraber mülga padişahlığa ait bilcümle emlâk ve sabık Hazine-i Hümayun muhteviyatlarıyla birlikte saray ve kasırlar ve mebani ve arazi millete intikal etmiştir.

MADDE 11— Millete intikal eden emval-i menkule ve gayr-ı menkulenin tesbit ve muhafazası için bir nizamname tanzim edilecektir.

resim-2.jpg

MADDE 12— İşbu kanun tarih-i neşrinden itibaren mer'iyyü'l-icradır.

MADDE 13— İşbu kanunun icra-yı ahkâmına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.

26 recep sene 1342 ve fî 3 mart 1340

İstanbul Vilayet Gazete 366 numero ve fî 1 şaban sene 1342 ve fî 8 mart sene 1340 / 1924

resim-3.jpg

HİLAFETİN İLGASINA VE HANEDAN-I OSMANİ'NİN TÜRKİYE CUMHURİYETİ MEMALİKİ HARİCİNE ÇIKARILMASINA DAİR OLAN 431 SAYILI KANUNUN İKİNCİ MADDESİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ VE AYNI KANUNA BAZI MADDELER EKLENMESİ HAKKINDA 5958  SAYILI KANUN

MADDE 1— 3 mart 1340 tarihli ve 431 sayılı kanunun ikinci maddesi değiştirilmiş ve aynı kanuna aşağıda yazılı maddeler eklenmiştir.

MADDE 2— Mülga hilafet ve münderis Osmanlı saltanatı hanedanının padişahlar sulbünden olan erkek azası ve bunların erkek füru'u Türkiye’ye gelmek ve Türkiye’den transit olarak geçmekten memnu'durlar. Bunların dışında kalanlar Türkiye'ye gelebilirler.

Ek Madde 1— İkinci madde gereğince Türkiye’ye gelebileceklerin müracaatları halinde, Türkiye'ye gelmek ve Türkiye’de ikamet etmek şartları aranmaksızın vatandaşlığa alınmalarına Bakanlar Kurulu karar verir.

Ek Madde 2— İkinci madde hükmünden istifade edenler bu kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren umumi hükümler dairesinde mal edinebilirler. Bu suretle Türkiye’de mal edinenlerden ölenlerin ikinci maddeden istifade edemeyen varislerine ait hisseler sulh mahkemesince bir sene içinde tasfiye olunarak tutarı kendilerine ödenir.

Ek Madde 3— Bu kanuna müsteniden yurda gelmek hakkını haiz olanlar, 27 Ağustos 1324 ve

resim-4.jpg

20 Nisan 1325 tarihli iradeler ve 431 sayılı kanun ve Büyük Millet Meclisi’nin 245 sayılı tefsir kararı gereğince millete intikal etmiş olan bilumum menkul ve gayr-ı menkul mallar üzerinde miras sebebiyle veya diğer herhangi bir sebeple hak iddi'a edemezler.

Ek Madde 4— Türkiye’ye gelenler veya Türk vatandaşlığına iktisab edenler (sultan, hanımsultan, kadınefendi, prens, prenses) gibi hanedana nispet ifade eden elkab ve unvanları kullanmaktan memnu'durlar.

İkinci madde hükmünden istifade edenlerden memnu'iyet hilafına harekette bulunanlar altı aydan iki yıla ve bu unvanları bu kimseler hakkında iltizamen kullananlar üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.

MADDE 2— 431 sayılı kanunun ve diğer kanunların bu kanuna aykırı hükümleri ile 5371 sayılı kanun kaldırılmıştır.

MADDE 3— Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4— Bu kanunu Bakanlar Kurulu yürütür.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Tutanak Dergisi

Dönem 9, cild 16, Toplantı 2, S. Sayısı 201, Sahife 1-11

Not: Bir sonraki yazımız; son halife Abdülmecid'in sürgün edildikten hemen sonra âlem-i İslam'a beyannamesini paylaşacağım inşallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum