Mesut ENDER-ARAŞTIRMALARIN DİLİ

Mesut ENDER-ARAŞTIRMALARIN DİLİ

Mihenk Temelli Düşünme Tekniği

(Doğrulayıcı Düşünme Tekniği) - Münazarat Örneği

Bir Mihenk Öyküsü

Bir savaş gemisi, gece seferindeyken menzili üzerinde bir ışık görür.

Hemen koordinatları bulup ışığın geldiği kaynağa bir mesaj gönderir:

“Lütfen dümeninizi 30 derece sağa kırınız; yoksa çarpışacağız!”

Bu mesaja ışıktan cevap gelir; “Biz değil, siz dümeninizi 30 derece sağa kırın!”

Bu cevaba kızan gemi komutanı aynı mesajı iki kez daha yineleyip aynı cevabı adlıktan sonra yeniden bir mesaj daha gönderir:

“Ben savaş gemisiyim, lütfen rotanızı 30 derece sağa çevirin!”

Cevap anında gelir; “Biz de deniz feneriyiz, lütfen siz rotanızı 30 derece sağa çevirin!”

Sizce hangisi rotasını çevirmeli?

***

Mihenk Nedir?

Tarihi bilgilere göre mihenk bir taş türüdür. Mihenk taşıgümüş ve altın alaşımlarının kalitesini test etmekte kullanılan, düz, sert, ince pütürlü, siyah veya koyu renkli bir taştır. Bu amaç için çeşitli taşlar kullanılır. Bunlar genelde kuvars veya bazalt tipi olur. Lidit (bazanit), çakmak taşı, arduvaz (kayağan taşı), akik veya koyu renkli yeşim taşı da kullanılabilir.

Mecazi anlamıyla mihenk taşı bir şeyin kalitesini belirlemek için kullanılan kıstas, ölçüt, kriter anlamlarına gelir.

Nişanyan Sözlüğünde, “mihenk”, latince “lapis auri” (altın sınama taşı) Türkçesi, “mahak” veya “mechénch” (mehenk) anlamlarına gelmektedir. Bu kelime Arapçada “miḥakk” (مِحَكّ) kelimesidir. Anlamı, “sürtüldüğünde altının saflığını gösteren taş” Yine Arapça’da “ḥakka” حَكَّ “Kazıdı, sürttü” anlamına gelmektedir. (“Hâk ile yeksan” “yerle bir etmek” kavramı şeklinde kullanılmaktadır.)

İslam ansiklopedisinin Celili maddesinde, Şair Hâmidîzâde CELÎLÎ’nin  (ö. 977/1569) altı eserinden birinin adı Meheknâme’dir. Külliyatın sayfa kenarında yer alan eser seksen yedi beyitlik küçük bir mesnevidir. Tevhid ve na‘ttan sonra gelen sekiz beyitlik bir “pend”in ardından elli yedi beyit tutan asıl hikâyeye geçilir. Altın, gümüş ve mehek (mihenk taşı) arasında geçen hikâyede şair malın, mülkün, güzelliğin geçiciliğini, bunların cazibesinin aldatıcı olduğunu belirtmektedir.

m1-001.jpg

Risale-i Nur’da Mihenk Kavramı

Bediüzzaman, İşaratul İ’caz tefsirinde, Bakara Suresinin 23. ve 24. ayetlerinin tefsirinde “mihenk” kavramını i’cazın bir vechi olarak, altın değerinde olan hususiyetinin, ona bulaştırılmış bakır gibi olan özelliklerinden ayrıt etmede kullanmıştır.

“Kelâmların hâsiyetlerini, kıymetlerini, meziyetlerini bilip altınlarını bakırından tefrik eden bütün ehl-i tahkikten, tetkikten, tenkitten, dost ve düşmanlar tarafından Kur'ân-ı Kerim sûre sûre, âyet âyet, kelime kelime mihenk taşına vurularak, altından maada bir bakır eseri görülmemiştir.” (Bakara Sûresi, 23-24. âyetlerin tefsiri, Mukaddeme,Yedinci Mesele)

Bediüzzaman: Bir Mihenk Muallimi

Bediüzzaman’ı Mihenk temelli düşünme konusunda, bir “Mihenk muallimi” olarak tanımlayabiliriz.

Hayatını değer ölçütleri üzerinden tavizsiz yaşayan bir insandan söz ediyoruz; bu konuda hiç kimseye boğun eğmeyen, cesaretini değer ölçütlerinden alan bir insandan...

İlkeli, kurallı, bir örnek davranışçı olan Bediüzzaman, her alanda insanları, toplumu ve davranışları inandığı mihenk üzerinden değerlendirmiştir.

Şark gezilerinde konuştuğu aşiret ileri gelenlerinin örf ve adetlere uygun, ancak onun inandığı mihenk ölçütlerine aykırı olan pek çok geleneksel davranışı reddetmiştir.  Bunlar içinde, ikramların reddedilmesinden, yemeklerini yememekten ve diğer “iyilik” yapma davranışlarına kadar misafirperverlik davranışlarını reddetmiştir.

Onun bu konudaki ölçütü şudur:

“İlim azizdir, zelil etmek istemem. Hem de size göstermek isterim ki: Bir kısım ehl-i ilim vardır ki, dünyaya tenezzül etmez ve san'at-ı ilmi medâr-ı maişet etmez. Talebe ise, cerrar ve seeleden ayrıdır.”

Millet içinde seyahat edenler, acaba millet için mi, veyahut keyif için midir? Bir mizan göstermekle hile ve hamiyete bir mihenk gösteriyorum.”

***

“Mihenge vurmak” kavramını Risale okuyucuları yakından bilir. Bediüzzaman, meşhur kitabı Münazarat’ta, mihenk kelimesine dikkat çeker ve sosyal hayatta söylenen sözlerin, konuşulmaya veya düşünülmeye bir değeri olup olmadığını anlatmak için “Mihenge vurunuz” şeklinde bir ifade kullanır:

“Hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Daima sûret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hatta benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalbde saklayınız. Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz.”

***

Yorumlayınız: Bediüzzaman’ın burada sözünü ettiği mihenk hangi ölçütleri kapsamaktadır? Okuyucularımızdan yorumlarıyla destek bekliyorum.

***

Barla Lahikasında Hafız Ali'nin bir fıkrası olan bir mektupta, Hafız Ali ağabey şöyle bir cümle ile Bedizüzaman’a hitap eder:

“Üstad-ı Âlîşânım Efendim Hazretleri, On bir nükteyi hâvi Mirkatü's-Sünne'yi (11. Lem’a) istinsaha muvaffak oldum. Bu ziyadar Lem'a şu zamanda şirkle imanın ve kötüyle iyinin temyiz ve tefriki için öyle bir gevher (cevher) mihenk ki, memdûhu gibi gözler hakikatini görmekte ve akıl hakikatine ermekte hayran ve âcizdirler. (201. Mektup)

***

Sözlerde ise “mihenk” kelimesi bir ölçüt olarak şu şekilde ifade edilmiştir:

“İşte, bu nevm-âlûd nazar-ı gaflet ve fikr-i felsefe, elbette hakaik-ı Nübüvvete mihenk olamazlar.” (Sözler, 24. söz 3.dal)

***

“Mihenk Taşına Vurmak” ve “Doğrulama”

İster eğitim alanında, isterse mühendislik alanında olsun; ölçme ve değerlendirme önemli bir yere sahiptir. Ölçemediğinizi geliştiremezsiniz. Ölçemediğiniz hakkında da fikir yürütemezsiniz.

Bu bakımdan ölçme eylemiyle nesneler hakkındaki nitel veya nicel gözlemlerimizle bir ölçme işlemi yaparız. Sayısal değerlerle fazlası-eksiği hakkında rakamsal değerler verdiğimiz nicel ölçme gibi, dürüst-yalancı, iyi-kötü, haklı-haksız, adil-zalim gibi nitel değerlendirmelere tabi tutarız.

Bunları yaparken ölçütler kullanmak zorundayız:

Neye göre iyi-kötü-çirkin, neye göre az-fazla vb.?

İşte tam burada, kendisine bakarak değerlendirebileceğimiz kriterlere, ölçütlere, mihenk taşına ihtiyaç vardır. Böylece ortaya çıkan sonuçla, kriter (ölçüt) arasındaki uyuma, yani yapının doğrulanmasına bakılır. Buna istatistikte “yapı geçerliği” denilmektedir.

Süreci tekrar etsek, yine aynı sonuca ulaşıyorsak, istatistikte buna da “güvenilirlik” denilmektedir.

İnsanların güvenirliği, doğrulandıkları takdirde bir anlam kazanır. Göreceliliği ortadan kaldırıp, üzerinde mutabık kalınmış doğrularda ittifak sosyal bütünleşme açısından da önemlidir. O halde toplumların da farklı alanlarda farklı mihengi ölçütleri olmalıdır.

Eleştirel Düşünme ve Mihenk Temelli Düşünme

Eleştirel düşünme (kritik düşünme) akıl yürütme, analiz ve değerlendirme gibi zihinsel süreçlerden oluşan bir düşünme biçimidir. Buradaki eleştiri kelimesinin halk arasındaki anlamıyla alakası yoktur.

Eleştirel düşünme, bir olaya, konuya veya duruma farklı açılardan bakmaktır.

“Eleştirel düşünme” kavramı yerine kimi zaman tartışma mantığı ya da biçim dışı (enformel) mantık terimleri de kullanılmaktadır.

Sorgulama ve şüpheciliğe dayanan eleştirel düşünme sağduyu ve bilimsel kanıtlarla uyuşan net hükümlere varmak için somut veya soyut konular üzerinde düşünme süreçlerini de içermektedir.

Eleştirel düşünme bireyin tartışmaları safsatalardan ayırabilmesine, yargılama yetisinin gücüne, inançlarının şekillenmesine, yeğlemelerinin ve eylemlerinin doğru ve geçerli olmasına önemli katkıda bulunur.

Eleştirel düşünme becerilerine yönelik yapılan çalışmalar incelendiğinde, bunlardan ilk ve en kapsamlı çalışmanın Robert Ennis’e ait olduğu söylenebilir.  Robert Ennis eleştirel düşünme becerilerini 12 madde olarak özetlemiştir (Akt. Fisher, 1995,68-69 Kaynak: Fisher, R. (1995). Teaching Children to Think UK, Stanley Thornes (Publishers) Ltd. http://www.aare.edu.au/01pap/kon01173.htm, “Critical thinking of pre-service teachers in Singapore: A preliminary ınvestigation”, 2005.)

Eleştirel Düşünme Becerilerinin Alt Kategorileri

1. Bir ifadenin anlamını kavramak

2. Düşünmek; herhangi bir belirsizlik olup olmadığını yargılamak

3. İfadelerin birbirleriyle çelişkili olup olmadığını yargılamak

4. Mutlaka bir sonuca ulaşıp ulaşmadığını yargılamak

5. Bir ifadenin yeterince kesin olup olmadığını yargılamak

6. Bir ifadenin herhangi bir ilkeyi kullanıp kullanmadığını yargılamak

7. Bir gözleme dayalı olan ifadenin güvenilir olup olmadığını yargılamak

8. Bir ifadenin tümevarımcı bir sonucu garantileyip garantilemediğini yargılamak

9. Bir problemin tanımlanıp tanımlanmadığını yargılamak

10.Bir ifadenin sayıltıya dayalı olup olmadığını yargılamak

11.Bir tanımın yeterli olup olmadığını yargılamak

12.Bir ifadenin otoriteler tarafından doğru olarak kabul edilip edilmeyeceğini yargılamak

Mihenk Temelli Düşünme ile Eleştirel Düşünme Arasındaki İlişkiler

Mihenk temelli düşünme bir “Doğrulayıcı düşünme” (Verification) biçimidir ve ölçütler üzerinden düşünmeyi gerektirir.

Mihenk temelli düşünme, aslında eleştirel düşünmenin kapsamındadır. Eleştirel düşünme sonunda elde edilen bulguların doğrulanmasını sağlar.

Ancak, bu doğrulama eleştirel düşünmenin sonunda değil, başından itibaren tüm süreçlerine yayılır.

Bir olayın analizinde, mihenk temelli düşünme, olayın oluşundan önce devredeyse, muhtemel olay başlamadan bitecektir.

Mihenk temelli düşünme, eleştirel düşünmenin bir çeşit sağlamasıdır (Doğrulayıcı Düşünme Tekniğidir.)

Mihenk temelli düşünmede “Doğrulamayı” yaparken şu aşamalardan geçilmektedir:

1- Ön çıkarsama -  Temel fikrin öne sürülmesi

2- Varsayımların farkında olma – Fikrin alt yapısını oluşturan görüşler ve düşünceler

3- Tümden gelim – Genellemeci önyargı ifadeleri

4- Yorumlama – Deliller gösterme, burhan ve kanıt temelli fikirler öne sürme

5- Karşı Görüşlerin Yorumlanması ve Son Çıkarsama – Son yargı ve yeni çıkarımsamada bulunma

Bir örnek üzerinden uygulamaya bakalım:

Aşağıdaki metinde bir vaka incelemesi görülmektedir.  Sosyal sorunların ve buna neden olan kişiler üzerinden bir ortam değerlendirmesi yapılmaktadır. Bu doğrulayıcı bir değerlendirmedir; yani Mihenk Temelli Düşünme aşamalarına göre ele alınmıştır.

Soruyu soran grup ile Bediüzzaman arasında geçen bir konuşmadır:

Sual: Neden bunların umumuna fena diyorsun? Hâlbuki hayırhâhımız gibi görünüyorlar.

Cevap: Hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Daima sûret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hatta benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalbde saklayınız. Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz.” (Münazaat)

Burada Bediüzzaman’ın Mihenk Temelli Düşünmeyi doğrulayıcı bir yöntem olarak kullanmasına dikkatinizi çekmek isterim:

1- Ön Çıkarsama – “Hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Daima sûret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir.”

2- Varsayımların Farkında Olma – “Çok silik söz ticarette geziyor. Hatta benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum.”

3- Tümdengelim – (Diyorsunuz ki);“Neden bunların umumuna fena diyorsun? Hâlbuki hayırhâhımız gibi görünüyorlar.”

4- Yorumlama – Siz mihenge vurmadan almayınız.”

5- Karşı Görüşlerin Değerlendirilmesi, Son Çıkarsama – “Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalbte saklayınız. Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz.”

Ev Ödevi: Siz de bu konuda farklı örnekler üzerinden Mihenk Temelli Düşünme ve doğrulama yöntemini uygulayabilirsiniz.

Bediüzzaman’ın Mihenk Temelli Düşüncesinde Doğrulayıcı Ölçütler

Risale-i Nur; farklı disiplinlerde “yöntem” öğreten bir eserdir. Hakiki ölçütler kitabı Kur’an-ı Kerim’dir. Arkasından onu bize izah eden sünnet-i seniyye ve bu konularda müçtehitlerin yaptığı açıklamalar Risale-i Nur da bize Mihenk Temelli Düşünmeyi öğreten ve olayları buna göre yorumlamayı sağlayan bir gözlük takar..

Risale-i Nur’un mihenk temelli düşünme için ürettiği yöntemler hayatın her alanına ilişkin yöntemlerdir.

Söz gelimi; Tabiata bakış açısı kazandırsan “Tevhidi paradigma”, sosyal olaylar için de geçerlidir. Tevhid paradigmasının “Mana-yı harfi” ve “mana-yı ismi” alt paradigmalarıyla kazandırdığı mihengi düşünme biçimi, tefekkür üzerinden “doğru düşünme” kazanımları edindirir.

Münazarat isimli eserinde, üzerinde durduğu “sorumlu vatandaşlık” (proactive citizien) örneği üzerinden elimize bazı mihenkler verir ve bize bunlara uyulduğu takdirde önemli kazanımlar elde edeceğimizi söyler.

Aşağıdaki örneğe bakalım:

Siyasi Bağlamda, “Sorumlu Vatandaşlık” ın Mihenk Ölçütleri (Doğrulama Kaynakları) Nelerdir? Örnek:

  • Meşruti haklara (seçim, tercih hakkı vb.) sahiptir.
  • Doğru iletişim, haber alma ve sosyal etkileşim becerilerine sahiptir.
  • Herkes düşüncesini özgürce ifade eder.
  • Birlikte, işbirliği içinde çalışır.
  • Eleştirel ve problem çözme becerilerine sahiptir
  • ….

Mihenk Temelli Düşünmenin doğrulayıcı yapısında Bürhan (Delil - Kanıt) vardır.

Mihenk temelli doğrulama için önemli olan ölçütler diğer adıyla kriterlerdir. Mihenk temelli düşünme “Kanıt” temellidir ve her ölçüt zemininde kanıt vardır. Eğitimde kullanılan “Kanıt Temelli Öğrenme”, öncelikle öğrencilerin eleştirel düşünce becerileri edinmelerine, önceki öğrenmeden edindikleri bilgileri düşünmelerine ve işlemelerine yardımcı olmak için kullanılmaktadır. Buna kanıt temelli öğrenme diyoruz.

Tam burada “mihenk” kanıta dayalı ölçütlere sahip olduğu için iknanın en etkili yoludur.

Bediüzzaman; “Biz ehl-i haliz, namzed-i istikbaliz. Tasvir ve tezyin-i müddeâ, zihnimizi işbâ' etmiyor. Burhan isteriz.” (Muhakemat) “Herbir zamanın bir hükmü var. Biz delil isteriz; tasvir-i müddeâ ile aldanmayız.” (Muhakemat)

Mihenk Temelli Düşünme ayrıca, bağımsız düşünmeyi gerektirmektedir. Doğrulamaya duygusal boyutu katmadan, duygularını ve hislerini karıştırmadan ölçütün öngördüğü ne ise ona göre hüküm vermektir.

Yeni Çalışma İhtiyacı

Risale-i Nur’dan Mihenk Temelli Düşünme için ölçüt belirleme çalışmalarına ihtiyaç vardır: Her disiplindeki mihengi noktalar çıkarılmalıdır.

Aslında hayatın kendisi sürekli mihenk ölçütleri dahilinde yaşanmalıdır.

İnsanlar mihenk pusulasına sahip olmadığı için deniz fenerine (mihengin kendisine) çarpabilirler.

***

Sevgili okur; biz neden kendi kavramlarımızı üretmeyelim?

Bu tür becerilerin üretilmesi konusunda Avrupa’dan veya ABD’den bilim insanlarının üretmesini mi beklemeliyiz?

Kaldı ki zemini kültür yüklü böyle kavramlar tek başına çıkarılacak kavramlar da değildir; bir ekibin bu tür çalışmaları yapması kaçınılmazdır.

Üstelik elimizde bir hazine varken!

Siz de bu yazıyı katkılarınızla zenginleştirebilirsiniz; burada sadece akla kapı açılmıştır. Yazarın hepsini düşünebilmesi mümkün olmadığı gibi, düşündüğünün de hepsini yazabilmesi mümkün müdür?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum