Bediüzzaman: İhfa (gizlenme), havf (korku) riyadandır, farzda riya yoktur

Bediüzzaman: İhfa (gizlenme), havf (korku) riyadandır, farzda riya yoktur

Bu ittihadın meşrebi, muhabbettir. Husumeti ise, cehalet ve zarûret ve nifakadır

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin DİVAN-I HARB-İ ÖRFÎ adlı eserinden bölümler.)

MAKALE - 13

VOLKAN

14 Mart 1325 / 27 Mart 1909 Sayı: 86

SADÂ-YI HAKİKAT

Tarîk-i Muhammedî (Aleyhissalâtü Vesselâm) şübhe ve hileden münezzeh olduğundan; şübhe ve hileyi îma eden gizlemekten de müstağnidir. Hem de o derece azîm ve geniş ve muhit bir hakikat, bahusus bu zaman ehline karşı hiçbir cihetle saklanmaz. Bahr-i Umman nasıl bir destide saklanacak?

Tekraren söylüyorum ki: İttihad-ı İslâm hakikatında olan İttihad-ı Muhammedî'nin (Aleyhissalâtü Vesselâm) cihet-i vahdeti tevhid-i İlahîdir. Peyman ve yemini de imandır. (Volkan'da "imandır" kelimesinden sonra: "Encümen ve cem'iyetleri, mesacid ve medaris ve zevayadır" ifadesi vardır.)

Müntesibîni umum mü'minlerdir. Nizamnamesi Sünnet-i Ahmediye'dir (Aleyhissalâtü Vesselâm). Kanunu, evamir ve nevahî-i şer'iyedir. Bu ittihad, âdetten değil, ibadettir.

İhfa, havf, riyadandır. Farzda riya yoktur. Bu zamanın en büyük farz vazifesi, ittihad-ı İslâmdır. İttihadın hedef ve maksadı; o kadar uzun, münşaib, muhit merakiz ve meabid-i İslâmiyeyi birbirine rabtettiren bir silsile-i nuranîyi ihtizaza getirmekle, onunla merbut olanları ikaz ve tarîk-i terakkiye bir hâhiş ve emr-i vicdanî ile sevketmektir.

Bu ittihadın meşrebi, muhabbettir. Husumeti ise, cehalet ve zarûret ve nifakadır. Gayr-ı müslimler emin olsunlar ki; bu ittihadımız, bu üç sıfata hücumdur. Gayr-ı müslime karşı hareketimiz ikna'dır. Zîrâ onları medenî biliriz. Ve İslâmiyeti mahbub ve ulvî göstermektir. Zîrâ onları munsif zannediyoruz. Lâübaliler iyi bilsinler ki, dinsizlikle kendilerini hiçbir ecnebîye sevdiremezler. Zîrâ mesleksizliklerini göstermiş olurlar. Mesleksizlik, anarşilik sevilmez.

Ve bu ittihada tahkik ile dâhil olanlar, onları taklid edip çıkmazlar. İttihad-ı Muhammedî (Aleyhissalâtü Vesselâm) olan ittihad-ı İslâmın efkâr ve meslek ve hakikatını efkâr-ı umumiyeye (Volkan'da "enzar-ı umumiyeye" lafzıyladır) arz ederiz. Kimin bir itirazı varsa etsin, cevaba hazırız.

جُمْلَه ش۪يرَانِ جِهَانْ بَسْتَهءِ ا۪ينْ سِلْسِلَه اَنْد

رُوبَه اَزْ ح۪يلَه چِه سَانْ بِگُسَلَدْ ا۪ينْ سِلْسِلَه رَا