Atinalı Timon

W.Shakspeare’in tiyatro eserlerinden birisidir. Tekniği bakımından diğer eserlerinden farklılık gösterdiği için çok eleştiri alan bir eser olmuştur.

Ancak, konusu ve verdiği mesaj bakımından da önemli bir eserdir. Tamamen trajedi ve komedi karakterlerinin yoğrulduğu ve bir arada bulunduğu traji-komik bir tiyatro görünümündedir.

Atina’nın seçkin soylu ve asil bir komutanı olan Timon, tüm karakterlerin hazır olduğu büyük bir parti vermektedir. Timon büyük bir israfla herkese para dağıtmaktadır. Bu kadar iyiliğe insanların layık olmadıklarını hesaplamamış, aklına bile getirmemiştir. Birbirini izleyen ihtişamlı davetlerde tüm Atinalılar yiyip içmekte, şairler methiye, şaklabanlar bin bir çeşit hokkabazlıklar yapmaktadırlar.

Bu kadar israflı davetlerin elbette sonunun geleceği bellidir.
Timonun kâhyası birkaç kez durumu hatırlatsa da Timon şüphesiz ve emindir.
-Atinalı dostları, yedirip içirdikleri kendisini yalnız bırakacak değiller ya!..

Böyle şaşaaya bütçe dayanmaz, günden göne dostlar bir bir eksilir ayaklar saraydan çekilmeye başlar.
Bırakıp da gitti dost bildiklerim kabilinden dostlar, Tİmondan uzaklaşmaya , gördükleri zaman da sokak değiştirmeye başlarlar.
Alacaklılar kapıya üşüşürler, hatta övgülerin yerini sövgüler, methiyelerin yerini küfürler almıştır. Saray bütçesi çökmüş hizmetçiler bir bir uzaklaştırılmıştır.

Hayata hep iyi niyetle bakan Timonun gözleri dolmuş, gözyaşları dışarı değil içeri kanlı yaşlar olmuş akmış. Tabi insanoğlunun “çiğ süt” emdiğini yeni anlamış ama iş işten geçmiş.

İyi niyetli  Tİmon, iyiliği tamamen terk edip, intikamı alma hırsına kapılmış. Tekrar bir şayia salıp, Timonun bir hazine bulduğunu ve saraydan yine eskisi gibi bol para dağıtıp ziyafet vereceğini duyurmuş.

Sahtekârlar, şakşakçılar, hilekâr ve düzenbazlar hiçbir şey olmamış gibi Timonun ziyafeti için inlerinden, kovuklarından çıkarlar. Yine methiyeler övgüler şamatalar.

Fakat Timon bu kez tedbirlidir. Saraydaki masalar üzerine sahanları dizdirip kapaklarını kapattırır. Davetliler birer ikişer salonları doldurulurlar. Timon ayakta misafirlerine kısa bir konuşma yapacaktır. Bu arada sahanların içinde ne olduğu merak konusudur. Herkes eskisi gibi hem bol para hem de güzel yemekleri beklerken sabırsızlanmaktadırlar.

Timon gür bir sesle;
-“Açın sahanlarınızı da yalayın köpekler” diye bağırır. Her şey suskun herkes susmuştur. İntikam sırası Timona gelmiştir. İyiliğin yerini kötülükler doldurmuştur.

Eserin sonunda Atina’ya lanetler yağdıran Timon şehri terk eder. Şehir hastalık ve kötülüklere teslim olur.
Böylece insanlara tam güvenmenin yerini, güvensizlik alır.

Oysaki Bediüzzamanın ifadesiyle Adem-i itimat hüsnü zan edilseydi durum çok güzel olacaktı.

Atinalı Timon halden hale, renkten renge giren bukalemun tipli insan davranışlarının bir sembolüdür. Hile ve dalavere karışan yönetim kurumlarının iktidar hesaplaşmaları, şaşaa, şatafat, sahte mutlulukların ardından, ihanet, ikiyüzlülük, yıkım, hüsran ve Timon hikayesi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.