Arjantinli eski Budist rahip Risale-i Nur standına geldi: İmanımı nasıl yenileyebilirim?
Arjantin Risale-i Nur talebelerinin kitap fuarıyla ilgili mektubu
Arjantin'in Merlo şehrinde düzenlenen kitap fuarında Risale-i Nur standı da açıldı. Stantta tevafuklu Kur'an-ı Kerim ve farklı dillerde Risale-i Nur tercümeleri yer aldı.
Fuarın ziyaretçileri arasında en dikkat çekenlerden biri de Arjantinli eski bir Budist rahipti.
İşte o ziyaretten dikkat çeken notlar:
"İMANIMI NASIL YENİLEYEBİLİRİM ONU ARIYORUM"
İtalyan tarzı ayakkabıları ve takım elbisesi, kravatı, kaşında piercing, kulaklarında küpeleri, başında takke ve sarık, onun da üzerinde güneş gözlüğü ile nev-i şahsına münhasır altmış yaşlarında bir adam geldi.
Cemaleddin, 30 sene boyunca budist rahipligi yapmış, sonra da İslamiyeti bulup ihtida etmiş Arjantinli bir abimiz. Önce standımıza gelip Risaleleri incelemeye başladı, sonrasında tanışıp sohbet etmeye başladık.
"Ben çok yerlere gittim, çok gruplar arasında bulundum ama aradığımı bulamadım" dedi.
"Ne arıyorsun?" dedik.
"İmanımı nasıl yenileyebilirim onu arıyorum" dedi.
Camaleddin henüz bulduğunun farkında değildi ama ben aradığını bulduğunu biliyordum. Çünkü imanı yenilemek, imanı kuvvetlendirmek, hayatın gayesini anlamak gibi Risalelerin belki de özü diyebileceğimiz manalar üzerinde duruyordu.
BENDE ÖYLE BİR İHSAN-İ İLAHİ VAR Kİ NEREDEYSE HİÇ YANILMIYORUM
Sohbet esnasında ben de aklıma gelen yerleri risalelerden açıp doğrudan yerinden okuyordum. Heyecanla dinlerken daha okuduğum cümle bitmeden "bu kitap kaç para" diye sorup hemen "tamam bunu alıyorum" diyordu. İki defa böyle olunca dedim ki "ben hangi kitaptan bir cümle okusam sen alacak gibisin." Dedi "hiç önemli değil hepsini alabilirim."

Bu arada Cemaleddin okuduğum risaleyi dinledikçe heyecanla, sevinçle gülmekten kendisini alamıyordu. İlk defa Risale-i Nur'u dinleyip istifade edip, aldığı feyzi böyle gülerek yaşayan birisini görüyordum.
Konuşmanın bir yerinde dedi ki; "bende öyle bir ihsan-i ilahi var ki tanıştığım insan iyi birisi mi kötü birisi mi, niyeti halis mi anlıyorum ve neredeyse hiç yanılmıyorum." Ben de dedim ki, "Cemaleddin ben sana inanıyorum, güveniyorum, nasıl senin hislerin kesin ise aynı kesinlikte bana güven ki sen aradığını buldun."
HIÇKIRARAK AĞLAMAYA BAŞLADI
İşte Cemaleddin de o anda emin oldu ve bu sefer de hıçkırarak ağlamaya başladı. Dilinde Elhamdülillah, Maşallah, Bismillah zikirileri, gözlerinde yaş bir taraftan da anlatıyor; "ben fuara geldim neredeyse hiç bir standa uğramadım yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm ve burada durdum."
Adeta sevk-i ilahi ile gelmiş, getirilmiş gibiydi. Sonra dedi ki "sen benim rehberim ol, bana ne yapacağımı artık sen söyle." Ben de dedim ki "Bana böyle büyük bir yük yükleme, sen aradığını zaten buldun, biz müslümanız rehberimiz; Kur'an, Kur'an hakikatleri, Peygamber Efendimizin (sav) sünneti, hadisleri... Beraber o rehberleri izleyelim, aynı yolda beraber yürüyelim, birbirimize yardım edelim."
Cemaleddin bu cevaptan çok memnun olarak gözleri tekrar parladı, nurları da aldı tekrar uğrayacağına söz vererek standımızdan ayrıldı.
Hasıl-ı kelam Nurlar vazifesini en güzel, en parlak şekilde yapıyor. Dua buyurun, Rabbim daha nice Cemaleddinlere ulaşmayı nasip etsin, amin...
Kardeşiniz Abdullah

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.