Allah bir insanı mı peygamber gönderdi?

Allah bir insanı mı peygamber gönderdi?

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), İsrâ Suresi 88-96. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

88 . (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: “Yemîn olsun ki, eğer insanlar ve cinler bu Kur’ân’ın bir benzerini getirmek üzere bir araya gelseler, birbirlerine yardımcı da olsalar, (yine) onun benzerini getiremezler.”(1)

89 . Şânım hakkı için, bu Kur’ân’da, insanlara her çeşit misâlden (ve ma‘nâdan) muhtelif şekillerde açıkladık. Yine de insanların çoğu, inkârdan başka bir şeyi kabûl etmediler.

90 . Ve dediler ki: “Bize yerden bir pınar fışkırtmadıkça sana aslâ îmân etmeyiz!”

91 . “Veya senin hurma ağaçlarından ve üzüm bağlarından bir bahçen olmalı da aralarından şarıl şarıl nehirler akıtmalısın!”

92 . “Yâhut iddiâ ettiğin gibi, göğü üzerimize parça parça düşürmelisin; veya Allah’ı ve melekleri (açıkça buna) kefîl olarak getirmelisin!”

93 . “Yâhut, altından bir evin olmalı veya göğe çıkmalısın! Fakat bize okuyacağımız bir kitab indirmedikçe, göğe çıkmana da aslâ inanmayacağız!” De ki: “Rabbimi tenzîh ederim; (ben) sâdece peygamber olan bir insan değil miyim?”

94 . Kendilerine hidâyet rehberi geldiği zaman insanları îmân etmekten alıkoyan şey, ancak şöyle demeleri olmuştur: “Allah bir insanı mı peygamber gönderdi?” (2)

95 . De ki: “Eğer yeryüzünde yerleşmiş kimseler olarak gezip dolaşanlar melekler olsaydı, elbette onlara (da kendi nev‘lerinden) gökten melek bir peygamber gönderirdik.”

96 . De ki: “Benimle sizin aranızda şâhid olarak Allah yeter! Şübhesiz ki O, kullarından hakkıyla haberdardır, (onları) hakkıyla görendir.”

1- “(Bu âyetin) ifâde ettiği azîm ma‘nâ ve büyük hakîkat, kāsırü’l-fehm (anlayışı kısa) olanlarca ve dikkatsizlikle mübâlağalı bir belâğat (abartılı bir ifâde tarzı) için muhâl bir sûret (imkânsız bir şekil) zannediliyor. Hâşâ! (Aslâ!) Mübâlağa değil, muhâl bir sûret değil, ayn-ı hakîkat (hakîkatin ta kendisi) bir belâğat ve mümkün ve vâki‘ (olmuş) bir sûrettedir. O sûretin bir vechi (yönü) şudur ki, yani ‘Kur’ân’dan teraşşuh etmeyen (süzülmeyen) ve Kur’ân’ın malı olmayan ins ve cinnin (insanların ve cinlerin) bütün güzel sözleri toplansa, Kur’ân’ı tanzîr edemez (benzerini yapamaz)’ demektir. Hem edememiş ki, gösterilmiyor.” (Zülfikār, 25. Söz, 40-41)

2- “Cenâb-ı Hakk, onu beşer sûretinde (insan olarak) göndermiş, tâ insanın ahvâl-i ictimâiyelerinde (ictimâî hâllerinde) dünyevî, uhrevî (dünya ve âhirete dâir) saâdetlerini kazandıracak a‘mâl ve harekâtlarında (amel ve hareketlerinde) rehber olsun ve imam olsun ve herbiri birer mu‘cizât-ı kudret-i İlâhiye (Allah’ın kudret mu‘cizesi) olan âdiyât (sıradan şeyler) içindeki hârikulâde olan san‘at-ı Rabbâniyeyi (Allah’ın san‘atlarını) ve tasarruf-ı kudret-i İlâhiyeyi(Allah’ın kudretinin icrâatlarını) göstersin. Eğer ef‘âlinde (fiillerinde) beşeriyetten (insan olmaktan) çıkıp hârikulâde olsa idi, bizzât imam olamazdı; ef‘âliyle, ahvâliyle, etvârıyla (tavırlarıyla) ders veremezdi.” (Zülfikār, 19. Mektûb, 5)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.