Ağaç budama sanatı

Bu kadar içime dokunan bir konuyu yazmadan edemedim. Bu konuyu bir botanik uzmanı veyahut ziraat mühendisinin psikologlarla beraber ele alması isabetli ve güzel olur elbette.

Ağaçlar gürleşmeleri ve daha ziyade meyve vermeleri için, daha semeredâr bir hayat için budanırlar. Budamak bitkinin hayatına hizmet içindir, hayatına kast etmek için değil. 

İnsanlardaki bazı fena damarların kesilmesi ise faydalara yakınlaşıp zararlardan uzaklaşmak içindir. 

İnsanlarda gurur ve kibir ferdin hem kendi hayatını hem muhatap olduğu kişilerin hayatını menfi etkiler. Bir kuşak öncesinin anne babaları “aman şımarmasın” hassasiyeti ile evlatlarının meziyet ve kabiliyetlerinden utanmasını netice verecek tavır takınmış iken şimdi ise kendinde olmayanla övünen ve her halde kendisini haklı ve üstün gören bir neslin yetişmesine sebep olan ebeveyn profiline daha çok rastlıyoruz. Bunların hangisinin daha zararlı olduğunu tartışacak değiliz. İfrat da tefrit de zararlıdır ve birbirini tetiklerler.

Mahviyeti şiar edinmiş olan üç kuşak öncesinden kibir ve gururda bu kadar haddi aşan bir kuşağa nasıl geçtik ve şu an bu hastalıklı halden kurtulmak için ne yapabiliriz bunun üzerinde çalışmamız gerek.

Kaide olarak zararları def ve menfaatleri celb esastır. Zararı def etmenin menfaati celb etmeye önceliği vardır. Zararlı olandan uzaklaşmak menfaati olana yaklaşmaktan önceliklidir.

Kibir ve gurur zararlıdır fakat bunu def edeyim derken kendinden utanan bir nesil yetiştirmek daha zararlıdır. Hep bir kâr-zarar hesabı yaparak hareket etmekte fayda var. Optimal tutumu yakalamak için kârı ve zararı hem de ileriyi ve bir sonraki asri gözetmek gerekir.  

Evlatlarımızın ve talebelerin eğitiminde evvela onları zararlı olanlardan uzak tutmak ve sonra menfaatlerine olana (maddi ve manevi) yaklaştırmak hedef olmalıdır. 

Elbette balık vermekten ziyade balık tutmayı öğretmek gerektir. Kendine zararlı olanı fark etmesi ve onlardan kaçınması en kolay yoldur. Yoksa bir gardiyan gibi her an başı beklenmekle eğitim olmaz. Bunun adı eğitim değildir.

Fert kendine zararlı olanı fark ederek uzaklaşmak ve faydalı olanı keşfederek yakınlaşmak ile terakki eder.

Fayda ile zararın arasını fark etmek ilim iledir. Her şeyin mahiyet ve kıymet itibariyle ilme bağlı olması manasının külliyetine bu cüzi mana da dahildir belki.

Şimdiki hâzır durumumuzda zarara severek gitmek hatta üstüne atlamak faydalı olanı ise umursamamak yok mu? Hususen de mânevi hayat cihetinden bakınca zararlara koşan faydalardan kaçan hatta nerede ise nefret eden azımsanamayacak bir güruh ile karşı karşıyayız. Büyük şehirlerin meydanları ve dolup taşan mekanları buna şahit...

Gittikçe boşalan dersanelere mukabil gittikçe yer kalmayan cafeler...

Şimdilik sadece küçük bir durum tesbiti yapmış olduk.

Şerleri def ve menfaatleri celb için sa'y edenlere selam olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
6 Yorum